16

7.2K 223 56
                                    

Merhabalar! Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen... Satır arası yorumlarınızı çok seviyorum ve bekliyorum mutlaka :'))
Keyifli okumalar dilerim 🤍

Sabah ezanının sesiyle gözlerimi aralayabildiğimde etraf karanlık olduğundan sebep hiçbir şeyi seçememiş ve yeniden gözlerimi kapatmıştım. Uzun süredir sabah ezanında uyandığım için bu sabah da aksi bir durum yaşanmamıştı. Ancak dün, öğleden sonra uyuduğum göz önüne alınırsa 12 saati aşkın bir süredir uyuyordum.

Gözlerimi ovaladım, vücudumun her yeri uyuşmuş gibiydi. Muhtemelen yüzümdeki makyaj, uykumun ve gözlerimi ovalamamın sebebiyle yüzüm boyunca yayılmış ve kötü bir görüntüye sebep olmuştu fakat etraf karanlıktı ve yüzüm gizleniyordu.

Zor da olsa gözlerimi açmayı başardım. Başta nerede olduğuma anlam veremeyecek kadar aklım yerinde değildi, fakat ardından dünün görüntüleri zihnime bir bir düştüğünde gözlerimi sımsıkı yummaktan kendimi alamadım. Üzerime örtülmüş olan battaniyeyi sıkıca kavrarken içerisinin hala soğuk olduğunu iliklerime dek hissettim.

Dün, buraya gelirken aklımda bir sürü soru işaretleriyle bu eve giriş yapmıştım. Ardından soru işaretleri orada donakalırken yerini bir ihtirasa teslim etmişti. Fakat soru işaretleri oradaydı ve eksilmemişti, aksine artmıştı.

Çünkü Eflah, ona anonim hesaptan yazdığımı öğrenmişti.

Dün konuşmamız gerektiğinin farkına varmıştım. Fakat halsizdim ve takatim yoktu. Eflah da daha sonra konuşacağımızı ima etmişti. Yine de ne konuşursak konuşalım, ikimizin de hatalı olduğu yerler vardı. Birlikte bir masaya oturacaktık, güçlü olan kalkacaktı.

Belki de ikimiz de kalkamayacaktık, çünkü bu iş artık bir kazanma meselesinden çok uzaklaşmıştı.

Hava henüz aydınlanmadığından sebep içerisi karanlıktı, bu yüzden bir şeyleri net olarak seçemiyordum ama yanımdaki boşluğu fark edebilecek kadar da koyu bir karanlık hüküm sürmüyordu.

Eflah, yoktu.

Üzerimdeki battaniyeyi belime dek indirip oturur bir hale geçtim ve dağılmış saçlarımı toparladım. Duş almam gerekiyordu, kendimi kirli hissediyordum.

Sarı saçlarımı bileğimdeki toka yardımıyla tepeden bir topuz şeklinde topladım ve battaniyeyi üzerimden sıyırarak yalın ayaklarımı tahta parkeyle buluşturdum. Ayaklarımın altında gıcırdayan parkeyi önemsemeden bir yere takılıp düşmemeye gayret ederek kapıya dek ulaştım.

Eflah, neredeydi bilmiyordum fakat ona seslenmek adına bir girişimde bulunmadım.

Kulbu aşağı doğru indirerek kapının açılmasına sebep oldum. Çıktığım yatak odasının aksine evin diğer kısımlarında perdelerden vuran loşluk sebebiyle içerisi daha belli oluyordu, fakat hala aydınlık olduğu söylenemezdi.

Olduğum yer, ikinci kattı. Ancak tam iki katlı bir ev olduğunu söyleyemezdim. Bu katta yalnızca iki kapı vardı; biri çıktığım yatak odasıydı, diğerinin ise kapısı kapalı olduğundan göremiyordum. Ancak yukarıda sadece iki kapı olmasıyla fazla büyük bir ev olmadığını fark etmiş olmuştum. Zaten Eflah, burada gelip kaldığı dönemler, tek kişi olduğundan sebep büyük bir ev olması tuhaf gelmişti. Yine de tek kişi yaşayan birine göre küçük bir yer değildi. Yüksek ihtimalle alt kattaki odaların hepsi kullanımda değildi, ya da öyleydi; bilemezdim çünkü ilk defa gelmiştim.

Ellerim, korkuluklara tutundu ve dönerek inen merdivenlerde karanlıktan dolayı göremediğimden el yordamıyla indim. Eflah'ı görememiştim, nerede olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu ve içten içe yanımda olmadığı için ona kızmıştım. Gözlerimi açtığımda yanımda olmasını isterdim, bana kızmasını ve hatta belki bana bağırmasını. Ya da aynılarını ben ona yapardım, neticede ona çok kırılmıştım. Fakat bir boşlukla karşılaşmak, düşündüklerimden ve isteklerimden çok çok uzaktı.

AKREBİN ZEHRİ (YARI TEXTİNG) +18Where stories live. Discover now