11

5.5K 192 23
                                    

Siktir!

Ne dediğinin farkında mıydı bu kız?

Benimle birlikte herkesi bir şaşkınlık ele almıştı. Kimsenin sesi çıkmıyor, Bade'nin bana olan bakışları kesilmeksizin gözlerimde duruyordu.

"Bu olmaz, Bade. Daha mantıklı bir şey söyle." Ali, oturduğu yerde hareket ederek Bade'ye bakmıştı fakat Bade'nin gözleri benim üzerimden ayrılmıyordu.

O an benimle kısa bir rekabete girmiş gibiydi. Bade'yi şimdiye kadar bu şekilde görmemiştim; böylesine ciddi, net ve kararlı. Dudaklarında her zaman olan gülümsemesi ve o içten tavrı yoktu.

"Bade, ben oyununu sikmeden başka bir şey söyle." Sırtımın yaslı durduğu Eflah'ın bacaklarından dahi kasıldığını hissedebiliyordum.

"Onların arasındaki durumu biliyorsun," diyen Sarp, belki de bu akşamki hallerinden en ciddi olanındaydı. Hatta belki de en ciddi anlarından birini yaşıyordu direkt. "Önce aklınla düşün, ondan sonra söyle."

Sarp'ın bu cevabıyla beni bildiğini fark ettim. Anlaşılan bu odadaki herkes beni simaen bilmese de isim olarak biliyorlardı ve Eflah'la aramızda olan durumdan da haberleri vardı. İçlerinde en ciddiyetsiz olan Sarp bile böyle bir tepki vermişti.

"Senden akıl alacak değilim, Sarp." Bade'nin gözleri bu defa Sarp'ın üzerinde durdu. "Sen akıl verecek son kişi bile değilsin."

"Bade," dedi Kıvılcım. Aralarındaki Ali, sırtını yasladığından dolayı Kıvılcım ve Bade'nin arasında bir açıklık vardı ve birbirlerini daha net olarak görüyorlardı. "Kime, neyin cezasını kilitlemek istiyorsun? Sorun, ayrılmış olmanız mı?" Kıvılcım, işi başka bir boyuta çekmişti. "Burada herhangi bir günah keçisi arayamazsın. Bu yolla da intikam falan alınmaz. Karşında senin gibi biri yok, öylesine laf çarpıtabileceğin biri de değil, aranızdaki ilişkinin sorumlusu da aynı şekilde. Kendine gel o yüzden."

Bade, gözlerini devirdi. "Sorun ayrılmış olmamız falan mı sanıyorsun? Bununla hiçbir alakası yok. Ayrıca," dedi üstten bakar bir şekilde beni incelerken. "Bu kızdan neyin intikamını alayım? Dediğin gibi, dengim bile değil."

Bade'yi ilk defa bu şekilde görüyordum. Oyuna başlamadan evvel çakırkeyif olsa da şu an tamamen açılmış gibi gözüküyordu ve ilk defa bu denli ciddiydi. Belki de onun nadiren kendini gösterdiği bir andı ve bu şekildeydi, bilmiyordum. Fakat karşımdaki kadın, kendinden oldukça emin, söylediklerinde netti.

"Ağzını topla." Eflah'ın ayaklanmaya çalışmasıyla elimi bacaklarının üzerine koyarak durdurdum. Gözlerim kısılmış bir şekilde Bade'ye olan bakışlarımı sürdürürken, "Hangi anlamda dengin değilim, Bade? Mesela ikiyüzlü olmakta mı? Ya da sahte bir kişiliğe bürünmekte belki." Hafifçe öne eğildim. "Hangisinde dersin?"

Herkes suspustu.

Bade'nin dudaklarına bir sırıtış eklendi. "Gerçekleri sadece ben görebiliyorum, ne acı." Neden bahsettiğini bilmiyordum. Kendi kendine her ne uydurduysa kafasında, kendi gerçekliğine sığınmıştı. "Küçük Alisa'cık daha önce hiç öpüşmedi mi yoksa?"

"Bade, sabrımı zorlama benim." Eflah'ın sesi çeliktenmişçesine sertti.

Fakat Bade bunu önemsemedi. "İlkini özel birine mi saklıyorsun, Alisa? Yoksa yaşından dolayı mı?" Dudağını büktü. "Ya da belki daha önce öpüşmüşsündür de şu an küçük olmanın getirdiği toylukla geride duruyorsundur?"

Damarıma basıyordu. Damarıma öyle bir basıyordu ki o an onu gözlerimle yok etmek istedim. Alkol, hiç ona işlememiş gibiydi. Her zaman gördüğüm içten Bade yerine bambaşka bir kişi bürünmüş ve suretini almıştı.

AKREBİN ZEHRİ (YARI TEXTİNG) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin