SERÇE

12.4K 760 32
                                    

Doruk Eflan'ın acısını aldığından beri üç gündür öylece yatıyordu.  Durumu hiç iyiye gitmediği gibi bunu Eflan'a söylememizi de istemiyordu .

Şifacılar sürekli yanında duruyor onun iyileşmesi için herşeyi yapıyorlardı ama artık durumu hastalık olmaktan çıkmış yaptığı şeyin bedeli olarak bu durumdaydı.

Eflan çok güçlüydü. Kendinin daha çok farklı güçleri vardı.  Onun diğer adı Nephthys yani ölümden döndüren anlamına gelen bir isme sahipti . Ama Eflan hala güçlerini kullanmayı bilmediği için ondan yardım isteyemiyordum.

Doruk öylece solgun bir şekilde yatıyordu.  Sürü evinde yer altında sığınak olarak kullanılan kısımda bir oda ayarlatmıştık.  Doruk böyle istemişti. Eflan'ı görmese bile en azından varlığının aynı yerde olduğunu hissetmek istediği için buraya  yatırmıştık onu .

Durumu üç gün öncesine göre çok daha kötüydü.  Artık gözlerini bile zor açıyor, konuştuğu zaman sesi zorlukla çıkıyordu. Onu kaybetmek istemiyordum.  O benim herşeyimdi.  Her anımda benim yanımda bana destek olan oydu. Şimdi onu kaybedecek olmamın acısı beni mahvediyordu.

Gözlerini hafifçe araladı.

"Eflan. Eflan nasıl? İyi mi ? " Güçlükle çıkan sesi gözyaşlarımı tetikliyordu.  Onu böyle görmeye dayanamıyordum.

"O iyi merak etme . Söylediğin gibi dün avlanmaya gittik . Ve bil bakalım ne yaptı?"

Hafifçe yerinde doğrulmaya çalışsada artık kollarında kendini kaldırmak için bile güç kalmadığı için yardım etmek zorunda kaldım. Zayıflamıştı ve artık iyice gözüme küçük görünüyordu.  Onu böyle görmeye alışkın değildim.

"Ne yaptı? "

"Ondan dişi kurt avlamasını istedim ama o bir değil iki tane avlayıp getirdi. İnanabiliyor musun ve bunun onun suçu olmadığını çünkü benim bir tane avlaması gerektiğini söylemediğim için benim suçum olduğunu söyledi ."

Söylediğim şeyin onu güldüreceğini biliyordum. Öylede oldu . Çok başarılı olamasada gülmeye çalıştı. Yaptığı her mimik , her hareket onu çok zorluyordu.  O bir liderdi ve böyle olmak onun da zoruna gidiyor olsada belli etmemek için çabaladığını görüyordum.  Onu en iyi ben tanırdım.  Benden daha iyi tanıyan kimse olamazdı ama o hala rol yapmaya, iyiymiş gibi görünmeye çalışıyordu.

"Eflan çok şaşırtıyor değil mi ? Aynı sana anlattığım gibi . Hiçbir hareketini önceden tahmin edemiyorsun."
Duraksayarak konuşuyordu. 

"Evet gerçekten anlattığından daha da şaşırtıcı."
Annesi Eflan için yardım istediğinden beri Doruk ona sempati besliyordu. Ama daha sonraları ona aşık olduğunu gözlerinden, Doruk'un ona olan bakışlarından anlamıştım. Sürekli Eflan'ın ne kadar güzel ve tatlı olduğunu bana anlatırdı. Bu benim zoruma gitmişti çünkü her zaman en en değer verdiği kişi ben olmuştum. Şimdi aynı değeri başka bir kıza veriyor olması içimdeki kıskançlık duygusunu körüklemişti. Onu kimseyle paylaşmak istemiyordum.

"Şimdi sen biraz daha dinlen . Ben gidip Eflan'ın ne yaptığına bakmalıyım.  Çünkü onun yatağında uzun süre yatmayacağına eminim ."
Burada daha fazla duramıyordum yoksa ağlama krizine girecektim .

"Koku. Kokusunu üzerinden atabildi mi? Azat'ın ona zarar vermesini istemiyorum Serçe."

"Merak etme . Artık sadece Eflan kokuyor.  Azat'ın kokusu ölü bir kurtta şuan. Sen uyu ve hiçbirseyi dert etme ben herşeyi halledeceğim. "

Bu durumda bile hala Eflan'ı düşünüyordu. Bazen keşke hiç annesi onu getirip, Doruk'tan yardım istemeseydi diye içimden geçiriyordum. Çünkü o zaman onu kaybetme eşiğine gelmezdim.

İkimiz mutlu dünyamızda her zamanki gibi devam edebilirdik.

TOHUM SERİSİ 1 -  İhanetin KaranlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin