TOHUM SERİSİ 1 - İhanetin Karanlığı

HAMİLELİK

Bugün Beta sürü evindeki dördüncü günüm olmasına rağmen hala Doruk ortada yoktu . Bunu itiraf etmek istemesem de onu özlemiştim. Onun varlığına ihtiyaç duyuyordum.

Yine onsuz bir sabaha uyanmıştım ve yine yalnızdım. Doruk'un odasını resmen sahiplenmiştim. Mütevazi bir odası vardı. Çok sadeydi . Odanın ortasında koca bir yatak ve yatak başlığının üzerinde dallara benzeyen bir resmin tablosu vardı. Yatağının karşısında çalışma masasına benzeyen bir masa, yerde hayvan postundan bir halısı vardı. Ve birde balkonu vardı.  Bu odanın en güzel yanı balkonuydu . Tüm bahçeyi ve ormanı buradan görebiliyordunuz.

Odasının içinde bulunan banyosunu günlerdir ben kullanıyordum. İçi tertemiz olan banyosu Doruk gibi kokuyordu . Kullandığı şampuanı şimdi ben kullandığımda Doruk'u yanımdaymış gibi hissettiriyordu.

Duşa girdiğimde saçlarımı yıkamadan önce ilk yaptığım şey yine şampuanı koklamak oldu . Bunu dört gündür huy haline getirmiştim. Acele etmeden aldığım duştan çıkıp, Serçe'nin benim için getirdiği kıyafetlerden kendime giyecek birşeyler seçerken birden vazgeçtim.  Doruk'un dolabından kendime daha güzel şeyler bulacağımdan emindim . Sonuçta yanımda olmadığı için onu burada hissetmemi sağlayacak tek şey onun tişörtleriydi.

Dolabının kapağını açtığımda çok şaşırdım.  Çünkü bir erkeğin bu kadar düzenli olacağını hiç düşünmemiştim.  Pars hep dağınık olurdu ama Doruk tam tersiydi anlaşılan.

Askıdaki kıyafetlerine baktığımda ihtiyacım olan tek şeyin onun giydiği bir kıyafet olmasıydı.  Kurt burnuma şükrederek daha önce giydiği bir gri tişörtü askıdan aldım . Mis gibi Doruk'un teninin kokusu tişörte sinmişti. Üzerime giydiğimde biraz büyük olmasına rağmen bunu umursamadım.  Altıma Serçe'nin getirdiği kıyafetlerden bir tayt giyerek giyinme işini bitirdim.

Saçlarımı da taradıktan sonra açık bıraktım. Görüntümden memnun kalmıştım.  Uzun zamandır ilk defa dinlenmiş görünüyordum. 

Banyodan çıktığımda Serçe içeriye girdi. Yaptığı ilk şey üzerimdeki tişörte bakmak oldu .  Benim bakışını farkettiğimi görünce hemen kendini topladı.

"Bugün erkencisin Eflan . Gerçi seni uyuyor görmeyi düşünmemiştim tamda beklediğim gibisin ."

"Doruk'tan bir haber var mı? "
Bu soruyu her sorduğumda bi tuhaf davranıyordu.  Sanki rahatsız oluyor gibiydi. Onun kız arkadaşı falan olabilir miydi?

"Doruk'la sabah konuştum.  İşleri bir süre daha uzamış."  Daha ne kadar süre uzayacaktı bu işleri. Onu çok merak ediyordum .

"Serçe bana yalan söylüyor olabilir misin ? " Bu soruyu sorduğuma inanamıyordum.  Düşüncem bir an sesli olarak ağzımdan çıkmıştı.

"Ne ? Sana neden yalan söyleyeyim? O bir sürü lideri ve sana bakıcılık yapamadığı için üzgünüm ama yapacak daha önemli işleri var."
Sorduğum soru onu da şaşırtmış gibiydi.

" Peki dediğin gibi olsun ."

"Eflan şimdi konumuz Doruk değil sensin. " Elinde getirdiği kitapları yatağın üzerine bıraktı.

"Bu kitaplarda Kurtların soylarına ve hamilelik süreçlerine ait bilgiler var . Bunları okuyup öğrenmen lazım. Çünkü sana anlatacak kadar uzun bir zamanımız yok ."

"Çok fazla değil mi sence bu kitaplar? " 
Yedi kitap ve her biri de çok kalındı.  Nasıl okuyacaktım hepsini ?

"Yüzyıllardır hayatta olduğumuz düşünülürse bence bu kitaplar çok az . Ama senin hepsini tek seferde okumanı beklemiyorum. Önce hamilelik ile ilgili olanı oku . Yaklaşık bir aydır hamilesin ve 3 ayın kaldı. "

3 ay mı? 9 aya ne oldu ?

" Ne dedin 3 ay mı ? Şaka mı bu ? " Şok olmuştum.

" Hala kendini insanlarla bir tutmayı bence bırakmalısın. İnsanlar 9 ay bu süreci yaşıyor olabilir ama senin sadece 3 ayın var . Bu kitapları yalayıp yutsan iyi olur ."

Gerçekten şok olmuştum. Bu kadar kısa süreceğini asla düşünmemiştim. Bir an önce herşeyi öğrenmeliydim yoksa bebek dünyaya geldiğinde herşey daha zor olabilirdi.

"Ben şimdilik gidiyorum akşama kadar en azından hamilelik ile ilgili olanı bitir çünkü hava karardığında avlanmaya gideceğiz. "
Bunu söyledikten sonra odadan çıktı.

Hemen kitapları karıştırdım. Hamilelik süreciyle ilgili olan kitabı buldum ve okumaya başladım.

Herşey çok karışıktı. Yazılar o kadar fazlaydı ki artık gözlerim yazıları zar zor seçiyordu.

Hamilelik süreci kurtlarda 4 ay sürüyordu. Birinci ayın sonuna doğru anne karnındaki bebek kurt formunu buluyordu ve yavaş yavaş annenin yediği yiyecekler haricinde karnındaki etten besleniyordu. Bu en acılı dönemlerin sadece başlangıç aşamasıydı.

Anne ne kadar iyi beslenirse bebek o kadar güçleniyor, bebek ne kadar güçlü olursa anne o kadar çok acı çekiyordu . Bunun sebebiyse güçlenen bebek kurdun dişleri ve pençeleri ne kadar güçlü olursa o kadar çok canını yakıyordu.

İkinci ayın başlarında anne karnı iyice büyümeye başlıyor ve bebekde aynı şekilde büyüme gösteriyordu.  Ayın sonunda bebeğin gıda ihtiyacı arttığından anne ne kadar beslenirse beslensin ona yeterli gelmiyor ve daha çok anne karın duvarlarından beslenme ihtiyacını karşılıyordu . Bu da sancıların çok daha acılı geçmesine sebep oluyordu .

Üçüncü ay anne karnı daha çok belirgin bir hal alıyor ve avlanma ihtiyacı artıyordu. Bebek bu sayede tokluk hissetsede acılı sancılar devam ediyordu. Annenin avlanma haricinde yediği gıdaların pek bir yararı kalmıyordu. 

Dördüncü ay en kötüsüydü.  Anne kurt formuna geçiş yapamıyordu. Eğer dönüşüm geçirirse bebek son ayına girdiği için boğulma tehlikesi yaşıyor ve bu zamanda dönüşüm geçiren kurtların sadece yüzde ikisinin bebeği hayatta kalıyordu. Anne dönüşüm geçiremediği için avlanamıyor ve bu da bebegin sürekli aç kalmasına sebep oluyordu . Aç kalan bebek sürekli anne karnındaki etten beslendiği için herşey daha acılı bir hal alıyordu. Acılı sancılar hat safhaya ulaşıyordu. Anne karnının derisi inceliyor ve morarmalar, kızarıklar meydana geliyordu . Bu, süreci daha da kötü duruma sokuyordu.  Üçüncü aydan çok daha fazla acı hissedildiği için çoğu anne kurt bu ayda dönüşüm geçirerek bebeklerinin ölümlerine sebep oluyordu . Bunu bilinçli yapıyorlardı çünkü dayanılması zor acılar yaşıyorlardı. 

Ama tek bir istisna vardı.  Bu son iki ayda bebek babasının varlığını hissettiğinde annesine verdiği acı daha az seviyeye iniyordu. Babasının varlığını hisseden bebek sakinleşiyor ve annesine zarar vermeyi bırakıyordu..