ELBİSE

12.7K 678 166
                                    

Sabaha kadar Doruk'un omzunda uyumak bana kendimi daha çok evimde hissettirmişti. Pars'la yaşadığım yıllarda onun omzunda uyuduğum süre dakikaları geçmez daha sonrasında kendi tarafımda uyanırdım. Ama bu sefer hiç öyle olmamıştı.  Çok huzurluydum. 

Gözlerimi yavaşça açıp yüzüne bakmak için başımı kaldırdığımda onun zaten uyanık olduğunu ve beni izlediğini farkettim .

"Çok güzelsin Eflan ."
Bu sözlerinin üzerine yüzümün kızardığını biliyordum.

"Senin hiçbirşeyden dolayı yüzünün kızaracağını düşünmemiştim. " 

O güzel gülümsemesi günümü aydınlatmak için yeterliydi ve böyle konuşmaya devam ederse ben kızarıklıktan morarmaya doğru geçiş yapacaktım.

Kalkmak için yeltendiğimde Doruk eliyle sırtıma baskı yaparak kalkmamı engelledi.

"Nereye gidiyorsun hemen enik ? "

Bana enik diye hitap etmesini bile özlemiştim.

"Akşama kadar böyle yatacak değilim herhalde değil mi? " Aslında fırsatım olsa günlerce hatta aylarca onun omzunda yatabilirdim. 

"Aylarca yatmak isteyeceğini hiç düşünmemiştim açıkçası.  Ama deneyebiliriz  ."  Yine zihnimi okumuştu. Ne yapacaktım ben Doruk 'la .

"Birşey yapmana gerek yok. Bak ne güzel hiç konuşmak için uğraşmadan ben herşeyi anlıyorum."
Elimle omzuna bir şaplak indirdim.

"Kes şunu.  Zihnimi okuma ."

" Elimde değil.  Zihnin açık bir kitap gibi . "

O böyle konuştukça düşünmemem gereken şeyler bile aklıma geliyordu.  Düşüncelerim beynime akın ediyordu. Biz şuan ne olmuştuk? Sevgili?

"Ne olmak istersin sevgilim ? "

Gerçekten düşünmeye artık bir son vermeliydim.

"Sevgili miyiz yani şimdi? "  Neydik ?

"Ev arkadaşı olacak halimiz yok Eflan.  Tabiki de sevgiliyiz tabii sende bunu kabul ediyorsan ?"

Bunu kabul etmemem mümkün değildi.   Seve seve kabul ederdim. O artık benim sevgilim miydi yani şimdi. Aman tanrım! İçimden çığlık atmak geçiyordu.

"Bu kadar sevinip çığlıklar atacağını bilseydim daha öncesinde sevgilin olurdum."
Düşüncelerime kahkaha atıyordu ve bende ona sadece gözlerimi devirdim .
Bu hareketimden sonra alnıma bir öpücük kondurup kalkmama izin verdi .

"Sevgilim."

Gerçekten bana böyle seslenmesi bir garip hissettiriyordu. Şuan zihnimi okuduğunu biliyordum ama elimde değildi. Normalde bu kadar düşünmezken şimdi herseyi düşünüyordum. Çok sinir bozucuydu ama sevgilim diye hitap etmesi çok güzel hissettiriyordu. 

"Efendim Doruk. "

"Ne tepki vereceksin diye öyle hitap etmiştim ama zihninden gereken cevabı aldım. " Gülmeye devam ediyordu.

Yataktan aldığım yastığı onun üzerine fırlattım.

"Aman ne güzel! "

Buna bir çözüm bulmalıydım. Çünkü Doruk yataktan kalktığında çıplak vücudu karşımdaydı ve düşüncelerim hiçde onun duyması gereken türden şeyler değildi.

Lanet olsun çok seksiydi.  Tüysüz bir vücudu vardı.  Tam öpülesi türden.  Aman tanrım düşüncelerime bir son vermeliydim. Hiç iyi yerlere gitmiyordu.

"Eflan düşüncelerin yüzünden sanırım bende utanmaya başladım. Öyle güzel düşünüyorsun ki kendimi öpme isteği duyuyorum şuan." Attığı kahkaha çok güzeldi ama şuan yerin dibine girmek istediğim için tadını çıkaramıyordum. 
Tadını çıkaramadığım daha bir sürü şey vardı.

Benim hemen odayı terketmem gerekiyordu yoksa yer yarılsa bile bana yeterli gelmeyecekti. 

" Sen giyin ben gidiyorum." Doruk'un günlerdir sahiplendiğim odasına doğru yöneldiğimde arkamdan söylenen sesini duydum.

" Beni bu kadar çekici ve seksi bu için teşekkür ederim. Sayende göğsüm kabardı. Ama dilediğin şeyleri bende uygulamakta çekinme!" Benimle dalga geçiyordu. Rezil olmuştum.  Nasıl bu kadar sapkın olabilirdim.

Odaya vardığımda duşa girdim.  Bu sefer şampuanı koklama gereği duymadım çünkü bu kokunun asıl sahibini doya doya koklayabilirdim. Havluya sarılıp duştan çıktığımda beklediğim manzara bu değildi.

Azat yatağımın üzerine uzanmış, ellerini başının altına almıştı.

"Nasıl tatilin güzel geçiyor mu Eflan ?"

" Odamda senin ne işin var ? "

"Benim odamı bile bu kadar çabuk sahiplenmemiştin.  Bu benim canımı çok sıkıyor! "

"Azat çık dışarı!"

"Çekinmene gerek yok giyinebilirsin.  Zaten daha önce görmediğim şeyler değil." Nasıl bu kadar terbiyesizleşebiliyordu.

"Çık dışarı dedim !"

"Eflan kime ait olduğunu ne çabuk unuttun ?  Giyin gidiyoruz. "

"Ben sana ait falan değilim. Seninle hiçbiryere gelmiyorum."

"Sana gelir misin diye bir soru sorduğumu hatırlamıyorum.  Gidiyoruz dedim. Yani bu bir seçenek değil."

"Azat beni rahat bırak artık. Çok sıkıldım senden ve bebek sevdandan."

"Eflan benimle geleceksin . Bugün büyükler geliyor. Liderliğim senin yüzünden hasar gördü. Bunu seninle düzelteceğiz sevgilim ."

Sevgilim kelimesi ağzına hiç yakışmıyordu.  Doruk'ta çok güzel hisler uyandırırken , şimdi kusma isteği uyandırıyordu.

"Bana sevgilim demeyi kes Azat !"

"Ne dememi istersin.  Karım diyebilirim ne de olsa yakında öyle olacaksın zaten ."

"Azat defol ! "

"Böyle saatlerce kavga edebiliriz ama bu senin geleceğini değiştirmiyor.  Benimle gelmek zorundasın. Benimle gelip büyüklere görünürsen ondan sonra seni rahat bırakırım."

"Buna neden inanayım?"

"Bu sana kalmış. Eğer gelirsen en azından senin peşini bırakacağım ve rahat edeceksin . Elinde bir şansın var. Ama gelmezsen sürekli seni rahatsız edeceğim. Bak odandayım ve biz bizeyiz . Bunu defalarca kez yapabilirim. "

"Ne zaman toplanacak büyükler."

"Bugun hava karardıktan sonra sürü evime gel sevgilim.  Sen gelmezsen ben gelirim!"

"Geleceğim ve sende beni sonrasında rahat bırakacaksın. Şimdi çık dışarı."

"Hediyeme bakmayı unutma ." Yanağıma bir öpücük kondurup göz kırptı ve odadan ayrıldı. Yatağın üzerinde bir kutu vardı.

Kutuyu açtığımda içinde bir elbise ve elbisenin üzerinde bir not vardı.

'Bunu sizin için seçtim. '

Elbise beyaz renkte saten kumaştan oluşan uzun bir elbiseydi.  Ama elbisenin garip bir kısmı vardı. Göbek kısmı hamileliğimi ortaya serecek şekilde açıktaydı.  Göbeğim komple açıkken, göğüs dekoltesi hariç heryeri kapalıydı. Bugünün şovu ben ve bebeğimdi belli ki. Bunu sizin için seçtim derken bahsettiği buydu. Elbiseyi bilerek karnımı açıkta bırakacak şekilde almıştı..

TOHUM SERİSİ 1 -  İhanetin KaranlığıWhere stories live. Discover now