ORMAN

13.1K 718 144
                                    

Karnımda hissettiğim acı dayanılmaz derecedeydi.  Azat'a çok ihtiyacım vardı  ama onun nerede olduğunu bile bilmiyordum.

Bebek karnımdan çıkmak istiyor gibiydi ve kafes rahat bir ortam sağlamadığı için acımı hafifletecek bir pozisyona gelemiyordum.

Çığlık atmamak ısırdığım dudağımdan kan tadı alıyordum. Artık kendi kanımla Alaca sayesinde haşır neşir olmuştum. Onun açtığı yaralar bile tam iyileşmemişken, hissettiğim sancı beni daha da kötü bir duruma sokuyordu ve bunun için yapabileceğim hiçbirşeyin olmaması sinirlerimi daha da çok geriyordu.

İki büklüm bir şekilde yattığım kafesin yarısı kusmuk olmuşken, benim yan tarafım ise üzerimden akan kana bulanmıştı. Daha önce hiç böyle iğrenç birşey yaşamamıştım. Elimin üzerindeki damar hala dışarıda duruyordu ve şişmiş olmasıda durumu dahada kötü yapıyordu.

Karnımı elimle sıvazlasamda fayda etmiyordu. Bebeğimde ben gibi acıkmıştı ama ben hala hiçbirşey yememiştim.  Yakın zamanda yiyebileceğimide zannetmiyordum.

Dışarıdan gelen ayak seslerini duyduğumda hafifçe doğruldum. Bu bana çok acı veriyordu.  Kolumdan sızan kanlar artık kurumuş olmasına rağmen acısı dinmemişti.

Athena içeri girdiğinde öfkem parmak uçlarımdan boynuma doğru tırmanmaya başladı.

"İğrenç görünüyorsun Eflan. "

"Seni öldüreceğimi artık garantiledin Athena! Bunun bedelini sana ödeteceğim!"

"Ah Eflan! Bunu fırsatın varken yapmalıydın ama artık çok geç."

Kafesin demirlerine bir anlık sinirle vurduğumda elektrik çarpmasının yanı sıra demirlerin dışa doğru eğilmesine sebep olmuştum.

"Aman tanrım!"

Athena bu yaptığıma çok şaşırmış ve aynı zamanda da korkmuş görünüyordu.

Alaca buradayken çıkmayı denediğimde demirleri hiç oynatamamış olmama rağmen şimdi eğmeyi başarmıştım . Bunun tek bir anlamı olabilirdi. Benim güçlerimi sadece Alaca kontrol altına alabiliyordu.  Bu demek oluyordu ki Alaca yokken benim bir şansım vardı.

"Ne oldu korktun mu Athena ?"

Karnımdaki sancı beni sıkıştırıyor olsa da bunu Athena'ya belli etmeye hiç niyetim yoktu.

"B-ben Alaca'yı çağırmalıyım. "

Arkasına bile bakmadan gittiğinde tekrar cenin pozisyonunu aldım. Bacaklarımın arasındaki ağrı beni zor bir duruma sokuyordu.

Kapıdan Alaca girdiğinde Athena'da arkasından geldi. Şimdi Alaca varken daha cesaretli görünüyordu.

"Korkak !"

Tam bir korkaktı.

"Eflan Athena'yı korkutmuş olmalısın. "

Alaca durumdan keyif almış gibiydi .

"Çıkar beni bu lanet yerden !"

"Dur bakalım.  Daha yeni başladık. Hemen sıkılmak yok öyle. "

Alaca bu işten çok zevk alıyordu ve üzerimde çok şey deneyeceğine emindim.

"Kafesten dışarı çık ."

Verdiği komutla vücudum yine bana ihanet etti ve harekete geçti. Ama bu sefer farklı birşey vardı. Karnım alev alev yanıyordu. Sanki bebek bu emre itaat etmemek için çaba sarfediyor gibiydi .
Hiç sesimi çıkarmadım.

Vücudum beni tavana asılmış iki demirin ucunda sallanan zincirlere doğru yönlendirdiğinde gitmemek için dirensemde başarılı olamadım.

Zincirleri bileklerime istem dışı kendim taktım. Kendi kuyumu kendim kazarken hiçbirşey yapamamak beni çıldırtıyordu.

TOHUM SERİSİ 1 -  İhanetin KaranlığıΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα