Onunla aynı odada kalma düşüncesi beni birazcık gersede bunun için kendim kaşınmıştım. Gerçekten bazen kendimi tokatlama isteğimi zar zor bastırdığım zamanlar olmuyor değildi.
Onunla daha önce hiç yan yana uyumamışım ve bunun düşüncesi bile beni germek için yeterliydi.
Odasında bulunan balkona doğru yürüyüp dışarıya çıktım. Dolunayı bu kadar net gördüğümü hiç hatırlamıyordum. Kendi ışığıyla her yeri aydınlatacak kadar güce sahip olması mucizevi birşeydi.
Balkon ormana doğru bakıyordu. Çıktığım anda burnuma mis gibi çam ağaçlarının kokusu doldu.
"Balkonun gerçekten çok güzel. Hatta odandaki en güzel yer diyebilirim. "
Azat'ın ayak seslerinden yanıma doğru geldiğini anlayabiliyordum.
"Evet . Baktığında tek manzaranın uçsuz bucaksız cam ağaçları olması kadar güzel birşey yok. "
Omuzlarıma, elindeki battaniyeyi örtmem için bıraktığında istemsizce annemi hatırladım.
Ne zaman akşam geç saatlerde bahçeye çıksam annem mutlaka üzerime şalını örterdi. Artık bütün o anılar sadece burnumda tütmekten ileri gidemiyordu.
"Eflan kendine daha çok dikkat etmelisin. Üşütmeni istemiyorum. "
Benimle ilgilenmesi hoşuma gitmiyor değildi. Her zaman belli bir yaşa geldiğimde evlenip genç yaşta anne olmak istemiştim. Eğer genç anne olursam çocuğumla arkadaş gibi olabilirim diye düşünmüştüm. Şimdi 22 yaşımda hamile kalmıştım ama istediğim şey bu değildi.
Aşık olarak evlenip, isteyerek bir çocuk sahibi olmak ve kocamla mutlu bir aile hayalim kesinlikle bu değildi.
Bu hayal ettiğim ailenin yanından bile geçmiyordu. Huzurlu bir hayatta bebeğimi dünyaya getirmek istiyordum bu şekilde tehlikeli bir hayata değil.
Daha bebeğim doğmadan bile yeterince düşman sahibi olmuştu. Bunu istemiyordum. Doğduğunda onun zarar göreceği düşüncesi bile beni korkutmaya yeterken, ya gerçekten zarar görürse o zaman ne yapardım?
"Azat ?"
"Efendim Eflan'ım?"
"Sence bebeğimizin adı ne olmalı?"
"Sen oğlumuzun olacağını ve isminin Ateş olduğunu söylemiştin. Senin ağzından bunu duyduğumda yaşadığım mutluluktan dolayı bence ismi Ateş olmalı. "
"Ateş. Senden bir parça."
Aramızda kısa süreli bir sessizlik oldu.
"Eflan ?"
"Efendim Azat ?"
"Bana bir şans daha veremez misin ?"
Bu söylediğini bende çok düşünüyordum. Gerçekten artık çok güzel bir baba olacak gibi duruyordu ama bu yeterli değildi. Tanıdığım herkes en başta çok iyi görünüyorlardı ve ben onlara adım attığım zaman hep ben zararlı çıkıyordum. Aynı şeyi Azat'ta bana yapmışken aynı hataya bir kez daha düşmek istemiyordum.
"Azat. Seninle ilk kez bu konu hakkında konuşacağım. En azından dürüstlüğümü hakettiğini düşünüyorum. "
Balkonda bulunan sandalyeye oturarak ayaklarımı balkon demirlerine doğru uzattığımda Azat'ta içeriden bir sandalye getirerek kendiside oturdu.
"Benim Pars'la olan geçmişimi az çok biliyorsundur fakat gördüğünden yada bildiğinden çok daha fazlası var . Ailemi kaybettikten sonra bana destek olan tek kişi oydu. Bana hem anne hem baba hem kardeş oldu onlar gittikten sonra .
Ona ben kalbimin en güzel yerlerini açtım. Onunla yuva kurma hayallerim vardı. Onunla çocuk yapmak, onunla yaşamak, onunla yaşlanmak istiyordum. Çünkü o üç yıl içinde bana tekrardan ailem olabileceğini gösterdi. Bütün sevgimi ve güvenimi onun üzerine kurdum.
Ama o benim bütün hayallerimi yıkmayı tercih etti hemde bir hiç uğruna. Sonra sen karşıma çıktın. Kalbim çok kırıktı, yaşadığım ihanet hergün beni daha çok incitiyordu ve hiç tanımadığım sen, benim safıma geçtin. Öylece benim yanımda olup bana destek oldun.
Kırgın olan kalbim için tekrardan onu onarabilir miyim diye düşünmeme sebep oldun ve henüz kalbime iyileşmesi için fırsat vermeden seninle birlikte oldum. Kalbim iyileşmemişti ve ben bu acıyla sana vücudumu açtım.
Bu benim için çok korkunç bir anı. Eğer karşılığında hala tanıdığım Azat'ı alabilmiş olsaydım bu anı benim için acı olarak kalmazdı. Çünkü ben vücudumu üç yıl boyunca evleneceğim dediğim adam, Pars'a bile açmadım. Ama seni daha tanımadan bu hataya düştüm.
Hata diyorum. Çünkü buna sen sebep oldun. Ben zannediyordum ki sen beni sevdiğin için birlikte oldun , bana sahiplik duygusu vermek için bunu yaptın sanıyordum. Ama gerçekler yine beni yerle bir etti.
Beni kandırdın. Varis istediğin için beni ve duygularımı kullandın ve ben bebekle öylece kalakaldım. Bunun benim için ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemezsin. Ben hamileyim ne yapmam gerekiyor diyebileceğim bir annem yoktu . Bu yaşımda tek başıma nasıl bununla başa çıkacağım konusunda bana teselli veren yoktu .
Sadece sürekli beni azarlayan, yaptığım şeyin kokusunun iki metre öteden bile geldiğini söyleyen sizlerden başka kimse yoktu .
Daha sonra tek bir kişi bana destek oldu. Doruk.Birdenbire ortaya çıktı ve beni bebeğimle birlikte kabul edebileceğini söyledi. Hatta söylemekle kalmadı bunu bana hissettirdi. Bana tek bir kere bile yanlış şekilde dokunmadı. İnanabiliyor musun ? Eline o kadar çok fırsat geçti ama bir kere bile bana senin dokunduğun şekilde dokunmadı. O benim sadece yüreğime dokundu.
Ondan hoşlanmaya başlamıştım. Bana değer veriyordu. Benimle ilgileniyordu. Annemle ilgili anıları vardı ve bunları bana anlatarak özlemimi gideriyordu. Gerçekten onun yüreğini sevmeye başlamıştım.
Sana şimdi oradan bakınca ne kadar da şıp sevdi gibi görünüyorum değil mi ? Ama öyle değil. Ben böyle birisi değildim . Asla böyle birisi de olmazdım. Ama hayatındaki herkes yanlış yaptığında insan bu hale geliyor işte. Kime güveneceğini, kimi seveceğini, kime inanması gerektiğini sapıtıyor.
Sonra ne oldu ? Doruk'a karşı olan duygularımda kırıldı. Eski sevgilisini bana tercih etti . Siz gibi o da benimle oynadı. Kırıldım. Tekrar tekrar sizin sayenizde kırıldım.
Şimdi bana diyorsun ya bir şans daha veremez misin diye . Sen bana giden güvenimi hemen şimdi geri getirebilir misin? Hayır. İşte şimdi sana öylece bir şansı veremem artık.
Bazen yaptığın güzel şeyler yüreğimi yumuşatıyor evet . Senden güzel bir baba olabileceğinide düşünüyorum ama sonra diyorum ki Eflan kendine gel. Onlar seni kırılan yerlerinden tekrar tekrar kırdı. Şimdi tekrar buna izin veremezsin diyorum.
Anladın mı beni şimdi? Bak herşeyi anlattığım zaman sana kolay görünüyor olabilir ama ben 22 yaşımda düşük yaptım, istemediğim bir çocuğu kendim bile isteye öldürmeye çalıştım. Bunlar benim için çok ağır şeyler. Herşey sandığın kadar kolay değil."
Konuşmam bittiğinde gözlerimden akan yaşları elimle sildim. O kadar çok dolmuştum ki yaşadığım şeyleri dile dökmek birazda olsa rahatlamama sebep olmuştu.
Azat'ın yüzü çok ifadesiz duruyordu. Ne düşündüğünü yüzüne bakarak anlamak çok zordu. Duygularını saklayabilme konusundaki yeteneği yadsınamazdı.
"Sen rahatça uyuyabilirsin Eflan. İyi geceler ."
Bu sözleri söyler söylemez beni saşkın bir şekilde bırakarak odayı terketti. En azından bir teselli cümlesi kuracağını düşünmüştüm ama yine yanılmıştım.
O gittikten sonra saatlerce ağladım. Geride kalan hayatıma, artık destekçimin olmadığı bu hayata ağladım. Yaşadığım şeylerin ağırlığına ağladım. Beni yine öylece gözyaşları içinde bırakıp gitmesine ağladım. Saatlerce ağladım. Yatağıma geçtiğimde bu odadaki anılarıma ağladım.
Ağlayacak o kadar şeyim vardı ki günlerce ağlasam ağlardım. Zaten ağlarkende uyuyakaldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOHUM SERİSİ 1 - İhanetin Karanlığı
WerewolfKendisine güçlü bir varis yapabilmek için eş bulmaya çalışan bir Alfa ! Yaşayacağı şeylerden habersiz sinir problemi olan bir genç kız.. Eflan her şeyden habersiz sevdiği adamla hayallerinin peşinde giderken yaşadığı ihanet onun hayatını alt üst et...