3

6.8K 550 1.9K
                                    

"Of ya!! Neden bu kadar geç geldi ki?"

Odanın içinde sürekli bir o tarafa bir bu tarafa yürürken, telefonuna gelen mesaj sesiyle irkilmişti.

"Yazdı mı??"

Cebinden telefonunu çıkarıp mesaja bakmıştı. Birazdan geleceğini söylüyordu. Ama mesaj çok geçti. Felix ona yazalı neredeyse 3 saat olmuştu. Belki de 4-5 saat?

"Hah. Birazdanmış."

Telefonu hızla koltuğa fırlatıp ellerini göğsünün önünde birleştirmişti.

"4 saat sonra mı cevap veriyorsun?"

Kaşlarını çatıp arkasına yaslanmış, gözlerini ise kapıya çevirmişti. Hyunjin'in işlerinin yoğun olması mümkündü. Şimdi yaz aylarıydı ve işin yoğun zamanlarıydı. Eve geç gelmesi oldukça normaldi.

"Sanki sen eve gelince ben sana hesap sormayacağım."

Dediği an kapının açılması ile irkilmişti. İlk Hyunjin'in geldiğini düşünerek koltuğa yasladığı bedenini kaldırıp kapıya bakmıştı. Ne kadar sinirli ve tripli olsa da özlemişti onu. Onun yüzünü görmek istiyordu, en azından.

"Siz uyumadınız mı? Bebek için sağlıksız. Uyumalısınız."

Felix gördüğü korumayla göz devirmişti. Jihoon'un işten ayrılmasından aylar geçmişti. Jihoon'un annesi hasta olduğu için, annesinin yanına gidip bir kaç ay ona bakması gerekiyordu. Ve onun yerine de yeni koruma olarak, başka birisi gelmişti. Felix ise kaç aydır ona ısınamıyordu. Normalde ısınırdı. Jihoon'a da aynısını yapmıştı. Sonradan ısınmıştı. Ama nedense yeni korumaya hala alışamıyordu.

"Hyunjin'i bekliyorum."

"Ohoo, Hyunjin bey geç gelecek."

Küçük beden dişlerini sıkıp, gülümseyerek ona bakan korumaya göz devirmişti. Ona hiç alışamamıştı. Hyunjin'e dediğinde Hyunjin ciddiye almamıştı. Çünkü Jihoonla da aynı şeyi yaşamıştılar. Sonradan alışacağını düşünüyordu.

"Hyunjin bey geç gelecek, efendim. Siz uyuyun yorgun kalmayın."

"Kwangsu nerede?"

Koruma hızla iç çekip elinde ki poşetleri mutfağa bırakmış ve etrafa bakınmıştı.

"Erken çıkmıştır, efendim."

"Sen neden kaldın o zaman? Sen de git."

Felix dudak büzerek dediğinde koruma poşetlerden bir kaç meyve çıkarıp masaya bırakmıştı.

"Hyunjin bey sizinle kalmamı rica etti."

"Neden Kwangsu'ya demedi ki!? Senin kalmanı istemiyorum!!"

Cümlesinin ardından sessizlik oluşmuş, koruma ise cevap vermemişti. Hamileliğinin üstünden daha birkaç gün geçmişti. Ve henüz bir değişiklik yoktu. Doktorun dediğine göre ilk başlarda stres kızgınlık olurmuş. Sonrasında aşerme, daha sonra cinsel istekler ve daha fazla şey.

"Hah, geldi işte."

Derken koruma, kafasıyla kapıyı işaret etmişti. Felix ise anında kapıya dönüp içeri giren Hyunjin'e bakmıştı. Hyunjin çok yorgun gibiydi. Ki, yorgun olması gayet normaldi. Tüm gün bilgisayar başında oturunca bedeni uyuşmuştu. Ve şimdi çok yorgundu.

"Hoşgeldiniz, Hyunjin bey."

Felix Hyunjin'i hala dikkatle izlerken, Hyunjin korumaya sadece kafa sallamakla yetinmişti. En sonunda büyük beden kafasını Felix'e çevirdiğinde, Felix onun bakışlarını fark edip hızla yüzünü diğer tarafa çevirmiş ve kaşlarını çatmıştı.

Penumbra (Pyrrhic 2) / Hyunlix  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin