4. ''Flashback Bölümü'' ☼

9.1K 629 28
                                    

250 yıl önce

Freddie, kavurucu Groundiam sıcağında bir toprak yığınına yaslanmış otururken bir yandan tuttuğu çubuk parçasıyla önündeki boyama kitabına bir şeyler yazıyordu. Küçük boya kalemleriyle yazmaktan birkaç gün önce bu kahverengi çubukları bulduktan sonra vazgeçmişti. Ne olduğunu bilmiyorlardı ama onları kalem niyetine kullanıyorlardı. Başlarda alerji gibi bir şey yapmasından endişelenmişlerdi ama artık bu konuda bir şüpheleri kalmamıştı.

Burası çok farklıydı. Atmosferi bir değişikti, kokusu bile farklıydı. Ama her şeye rağmen Groundiam'ı seviyorlardı. Bir ay öncesine kadar ısıtma sistemi olmayan evlerinde hepsi soğuktan buz tutuyorlardı. Doğru düzgün bir battaniye alacak paraları bile yoktu hiçbirinin. Oysa Groundiam'ın sıcak ve güvenli kolları onlar için bir kurtuluş olmuştu. Artık aç değillerdi. Birkaç gün üzüm taneleriyle idare etmişlerdi ama çok geçmeden açlıktan başları dönmeye başlamıştı. Açlığa alışkın olan o güzel yürekli insanlar zayıflamış, güçsüzleşmişlerdi. Ama yiyecek bulduklarında dünyaları aydınlanıvermişti adeta.

Groundiam'a özgü hiç görmedikleri meyveler, hayvanlar vardı. Başlarda bunların zehirli olmalarından korkuyorlardı ama başka şanslarının olmadığını kabullenmek zorundaydılar. Zehirlenerek ölmekle açlıktan ölmek arasında bir seçim yaptılar ve besinlerin hiçbir zararı olmadığını gördüler.

Her şey kusursuz işliyordu. Freddie'nin tek derdi oğluydu. Peter. Onu çok özlemişti. Başka kimsesi yoktu oğlunun. Kimbilir babası geri gelmeyince, evin o eski, tahta kapısından içeri adımını atmayınca, gece duyduğu son ses babasının güven veren sesi değil de soğuk rüzgarın uğultusu olunca ne kadar ürkmüştü. Zaten biraz korkak bir çocuktu Peter. Ama korksa da, her zaman cesur bir duruş sergilerdi. İçinde biriken korkulara cılız bir çabayla engel olmaya çalışır, babasına ''Baba sen madene gidince ben evde yalnız kalıyorum ama korkmuyorum, beni merak etme sen.'' derdi. Henüz çok küçük olmasına rağmen düşünceli bir çocuktu tıpkı babası gibi. Zaten kısa zaman önce annesini kaybetmişti, şimdi babasının kaybını da kaldırabileceğini sanmıyordu Freddie.

Oğlunu düşününce gözlerinden akan yaşlar yıkadı geçti yüzünü. Freddie her zaman duygularını gizleyebilen lider ruhlu biriydi. Biraz sert bir görüntüsü vardı. Güçlü bir adamdı ama konu oğlu olunca dünyayı bile yıkabilir, saatlerce ağlayıp kendine eziyet çektirebilirdi.

Fazla düşünmemeye çalışıyordu oğlunu. Onun güzel yüzünü. Yumuşak yüz hatlarını...

Çok özlemişti, eğer çok fazla aklına getirirse buradaki pozisyonunu kaybedeceğinden, ruhen çökeceğinden emindi. İnsanlar ona güveniyordu. Onun sayesinde ayaktaydı bir çoğu. Ondan yardım istiyorlar, onu seviyorlardı ve o sadık insanların karşısında güçsüz biri gibi gözükmek istemezdi. Bu onları da üzerdi.

Tabi ki biliyordu bir daha Peter'ı göremeyeceğini. Bu topraktan duvarları aşmak mümkün değildi, geldikleri geçit artık ulaşılamaz bir şekilde kapanmıştı. Zaten bir yol bulsalar bile, kimsenin buradan gitmeye niyeti olduğunu sanmıyordu. Herkesin geride bıraktığı sevdikleri kişiler vardı ama hiçbiri tekrar o iğrenç dünyaya dönmek istemiyorlardı. Biraz da bencilce davranıyorlardı Groundiamlılar. Ama bir yandan haklıydılar, güvenli bir yer bulmuşken tekrar yoksul kişiler olmak istemiyorlardı.

Yine de umut ediyordu ama, gördüğü sayılı rüyaların hepsini oğlu süslüyordu. Bazen de karısı Nerissa. Karısının ölümü onu çok etkilemişti. Unutmaktan korkuyordu Freddie. Nerissa'nın sevgi dolu sesini, sinirlenince burnunu kaşımasını, Peter'ın paraları olmadığı için yaptıramadıkları çürük dişlerinin biçimini.. Hatıralar onun en değerli hazinesiydi. Her zaman onunlaydılar. Ama Freddie sahip olduğu tek şeyi de kaybetmekten korkuyordu. Ya bir gün unutsaydı mutlu günleri? Ailecek geçirdikleri zamanları, Peter'ın daha küçücük bir bebek olduğu günleri, Nerissa'yla ilk tanıştığı lokantanın adını unutmaktan çok korkuyordu. Yüzlerini unutmaktan, yıllar sonra simaları yerine aklına sadece bulanık şekillerin gelmesinden çok korkuyordu. Aynı zamanda eğer Peter yaşıyorsa, onun da babasını unutmasından korkuyordu. Büyüdüğü zaman, ''Bir zamanlar beni çok seven, benim için madenlerde sürünen bir babam vardı'' diyebilsin istiyordu gururla. Onun için zaman geçtikçe gözünde önemsiz bir yabancı olarak şekillenmeyi istemiyordu.

Hastalıklar

Diye bir başlık attı Freddie kağıda.

Ateş: Bu hastalıkta kişi, kendini oldukça halsiz hisseder. Elleri ve ayakları genelde soğuk, vücudunun diğer taraflarıysa sımsıcak olur. Ateşli biri, saçma şeyler söyleyebilir. Ve eğer kişinin ateşi ideal vucüt sıcaklığının çok üstüne çıkarsa ucunda ölüm bile olabilir.

Korunma Yolları: Ateşi olan kişinin üzerindeki giysiler çıkarılır ve alnına, koltuk altına, ve diğer kısımlara soğuk suyla ıslatılmış bir bez veya mendil bastırılır, bez sürekli ıslatılır ve bu işlem devam ettirilir.

Bu yazdıklarının bir yararı olmasını umuyordu. Keşke korunma yollarına yazacak bir bitkisel ilaç da bilseydi ama ne yazık ki yoktu. Belki ilerleyen zamanlarda keşfederlerdi. Groundiam'da her şey mümkündü çünkü.

Hastalık başlığına daha fazla yazmadı, ciddi bir konu olduğundan Michael'ın da fikrini almayı tercih ederdi, o bu konularda Freddie'den daha bilgiliydi. Bir silgileri yoktu ve Freddie yanlış bir şeyler karalamaktan korkuyordu.

Bir kaç sayfa boşluk bırakarak yeni bir konuya geçti.

Yenebilecek Groundiam Hayvanları

Laptar Köstebeği: Laptar Köstebeği biz atalarınızın üst dünyada daha önce hiç görmemiş olduğu bir hayvan çeşidi. Süt verebildiklerini keşfettik. Biraz asabi hayvanlardır ama eğer bakımı doğru yapılırsa ve nazik davranılırsa size bir nimet verebilirler. Laptar sütünün tadının güzel olmasıyla birlikte çok yararlı olduğunu da düşünüyoruz. Laptar Köstebeği Groundiam'ın kuzey kesiminde daha çok bulunuyor. Yarım daire şeklinde kulakları, kocaman, genelde gri olan gözleri var. Çok sık mırlıyorlar ve bir kolun yarısı büyüklüğündeler, çok az koyu renk tüyleri var. Dört ayaklılar ve ayak tırnakları bulunmuyor.

Freddie bugünlük bu kadar bilginin yettiğini düşünüyordu. Zaten dün Michael'la uzun uzun her şeyi anlatmışlardı. Çoğunlukla üst dünyadan bahsediyorlardı çünkü Groundiam'da yeni sayıldıklarından dolayı her şeyi keşfedicek zamanları olmamıştı. Freddie tam boyama kitabının kapağını kapatıyordu ki aklına gelen fikirle yeniden kahverengi çubuğunu kağıda değdirdi. Ama yazdıklarının ölümcül bir silah olacağını bilmiyordu.

ÜST DÜNYA

Bizler yukarıdaki dünyayı görmüş, oradaki vahşiliklere, bencilliklere, ve daha bir çok kötü şeye katlanmış insanlarız. Sizlerin de yukarıdaki iğrenç insanlar hakkında bilgilendirmek istedim. Bunu bir uyarı olarak görün. Eğer olur da bir gün, bir hata yapıp yukarıya çıkmayı başarırsanız, ve o canavarlardan biriyle, bir insanla karşı karşıya gelirseniz. Şunu bilin ki onun tek düşündüğü kendisi olacaktır. Eğer onlara bir avuç para gösterirseniz köpeğiniz bile olabilirler. Ama verebilecek hiçbir şeyiniz yoksa kötü durumdasınız demektir. Çıkarları için sizi kullanabilirler, size zarar verebilirler, sizi aç bırakabilir, yoksulluk içinde yaşamanızı sağlayabilirler. Hatta ölümünüze bile neden olabilirler. Dünya kötü. Savaşlar var, anlaşmazlıklar var, insanlar kötü, hırsızlık var, cinayetler var, tecavüz var. Her türlü kötülük yukarıda. İnsanlar gaddar, acımasız. Bizim burada, yerin altında olma sebebimiz onlar ve onların aç gözlülükleri. Ve sevgili yoldaşlarım, biz burada, güzel ülkemizde güvendeyiz. Yeni nesilin zeki, iyi, ve cömert olacağına inanıyorum. Yukarıya gidişi aramayın, inanın bana, rezilliği görmek istemezsiniz. Sizleri seviyorum.

Freddie Talooms

İşte Freddie'nin kaleme aldığı o sözler. Konsey'in yukarıdan bahsetmeye bile yasak getirmesini sağladığı yakıcı darbeler. Yeni nesil Freddie'ye kulak verdi ve yukarıyı aramaya çalışmaktan vazgeçti. Freddie haklıydı zaten yazısında. Ama dünya az da olsa değişmişti.

O gün Michael Freddie'ye biraz kızdı. Bu yazıyı yazmasının insanları korkutmaktan başka bir halta yaramayacağını söyleyip durdu tüm gün. Oysa Freddie pişman değildi. İnsanlara gerçeği göstereceği için içi rahattı.

Herkes öyle düşünmüyordu tabii.

-Bu sefer bir değişiklik yaptım ve Melanie'den bahsetmek yerine Freddie'nin zamanıyla ilgili bir şeyler yazmak istedim. Hem Groundiam'ın oluşumunu daha iyi anlamanıza yardımcı olur ve hem açıkçası biraz da tıkandım o yüzden böyle bir şey yaptım umarım seversiniz, gelecek bölüm yine günümüzden devam edicek.


Yeraltı GüneşiWhere stories live. Discover now