14. ''Spor'' ☼

7.2K 375 53
                                    

  Melanie gece uyuyamadı. Edward neyin peşindeydi? Hanna'dan ses çıkmamıştı, inanmış gibiydi, peki o zaman Edward'ı böyle yapan faktör neydi? Dün öyle antremanları bırakıp nereye gitmişti? Bilmediği bir şey mi vardı Melanie'nin? Tüm bu soruların cevaplarını öğrenmek için bir planı vardı, ama bunu yapmak konusunda emin değildi. Belki Sasha'yı da çağırmalıydı? Ama böyle bir şeyi kabul etmeyebilirdi, insanların özel hayatına saygıdan bahsedebilir, veya bilmeye hakkımız var gibi bir şeyler zırvalayabilirdi.

  Sasha'yı hala çözememişti, bir konu hakkında ne düşüneceğini bilemiyordunuz. Örneğin, yalan söylemek konusunda insanlar her şeyi herkese anlatmak zorunda değiller, herkes istediği yalanı söylesin neden diğerlerinin bu kadar umrunda ki? diyebilir, veya, kimin ne yaptığı kimseyi ilgilendirmez, bunun için bence yalan söylemek korkaklıktır, karşındaki kişiyi gerçeği anlatamayacak kadar üstün görmektir, saçmalık! diye de düşünebilirdi. Değişik bir düşünce yapısına sahipti. Ve de işin korkunç yani, bir konuda hangi taraftan yana olursa olsun, konuşmaya başladığında o seçenek size de bir hayli mantıklı geliyordu. İnsanları etkisi altına almayı başarabiliyordu. 

 Sonuç olarak, arkadaşına hiçbir şey anlatmamaya karar verdi. Bunu onaylayıp onaylamayacağını kestiremiyordu. Hayır, Sasha'yı seviyordu ama onun düşüncelerine göre hareket etmeyecekti, arkadaşlıklarının bozulmasını istemiyordu, çünkü Sasha eğer bunu yapmaması konusunda onu uyarırsa Melanie tabii ki onu dinlemeyecekti! Bu riski göze almak istemiyordu. En azından Sasha'yı gerçekten tam anlamıyla tanıyana kadar, bir şeyleri ondan gizlemek zorunda kalabilirdi. 

 Müdürün can sıkıcı sesiyle uyanmadığına sevinmişti. İnsanların onu ilk uyandığı şekilde görmesini istemiyordu. Saçları dağınık oluyordu ve göremese de gözlerinin şişik olduğunu anlayabiliyordu. Hem, birisi uyanmasını söylediği için uyanmaktan da hoşlanmıyordu. Sanki insanlar onu bir kukla gibi kontrol edebilirmiş gibi.. 

 Örtüsünden kalktı, bu durum ona birkaç hafta öncesini anımsatmıştı. Dedesinin öldüğü günü. O zaman da herkesten önce uyanmış, kafasını dinlemek için gizli yerine gitmiş, elbisesini boyamayı keşfetmişti. Eğer hayatta kalan son aile bireyi o sonsuzluğa karışmış olmasaydı güzel bir gün olabilirdi. Bu dehşet verici dejavuyla sarsılırken, kendini gizli yerine gider halde buldu. Yarışlarla oldukça meşgul olduğundan son zamanlarda burayı epey boşlamıştı. Hatta bulduğu Freddie Talooms'ın yazılarını unutacak kadar. 

 Zihninin bir köşesinden çıkagelen bu fikirle adımlarını sıklaştırdı. Tamamen unutmuştu! Sasha'nın ödünç verdiği kitap biteli günler oluyordu ve açıkçası yapış yapış aşk kitapları yerine yıllar önce göçüp gitmiş yaralı bir ruhun günlüklerini okumak daha ilgisini çekiyordu. 

 Geldiğinde, tırmanmaya koyuldu. Eller ve ayaklarını bir delikten bir deliğe ustaca sokarken Sasha'nın haklı olduğunu düşündü. Gerçekten de eğer tırmanma gibi bir aşama yapılsa, kesinlikle iyi sonuç alırdı. Her zamanki yere tırmanınca durdu. Burası kolay işti. Yerden beş metre yükseklikteydi ve insanı zorlamıyordu. Ama kağıtları bulduğu yer nereden baksan bulunduğu iki katı kadar yukarıdaydı. Yükseklik Melanie'yi korkutmuyor, aksine bir tutku görevini üstleniyordu ancak eğer olur da orada bir hata yapıp yeri boylarsa, kurtulma şansı yoktu. 

 Yine de devam etti. Duvarın engebeli yüzeyinde bir çıkıntı diğerlerinden daha sağlam, geniş, ve kalındı. Oraya gitti ama henüz başarmış sayılmazdı. Çıkıntının biraz çaprazında kalan oyuğa uzandı ve yumuşak kağıt parçalarını kavradı. Hah! Şimdi başarmıştı. 

 Groundiam'a ilk ayak basan insanlar, dünyadan haberi olmayan gelecek nesillere yardımcı olması için bir kitap yazmışlardı. Kitapta, hastalıkların çözümleri, kendi keşfettikleri Groundiam bitki ve hayvanlarını, onların bakımlarını, su elde etme yollarını, Groundiam'ın korkunç kazayla nasıl ortaya çıktığını, daha bir çok yararlı bilgiyi ve en önemlisi sonucunda Konsey'in halkı kısıtlamasını ve kısmen yeraltına hapsetmesini, çıkış yolu aramayı yasaklamasını doğuran Freddie'nin o yazısı vardı. Yıllarca o kitap korunmuş, ve Groundiamlılar'ın çok işine yaramıştı. Bir kopyası yoktu ve bazı kişiler okuyabilmiş, ardından diğer insanlara aktarmışlardı. Freddie'nin bu kitapta çok katkısı olduğunu duymuştu Mel. En çok ondan bahsediliyordu. Dünya başlığı altında, oranın ne kadar paragöz, ne kadar bencil, ne kadar tehlikeli bir yer olduğunu kaleme almıştı. Melanie ona bir şey diyemezdi. Adamın yalan söylecek hali yoktu ki! Ama, Groundiamlılar'ın o yazıyı yanlış yorumladığına inancı sonsuzdu. Freddie haklı olabilirdi, oysa Melanie artık dünyanın düzeldiğini düşünüyordu. Bunun en bariz kanıtı da, Edward ve Mark'tı tabi ki. İnsanların düşündüğü gibi bir yer olsa neden hevesle oraya çıksınlar ve başka insanları da buna teşvik etsinlerdi ki? Onlar kötü değillerdi.

Yeraltı GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin