10.Bölüm: "Çifte Bayram"

2K 175 35
                                    

Bu hayatta uğruna çok çalıştığımız, çabaladığımız, gecelerimizi gündüzlerimize kattığımız bazı şeyler olurdu. Bu, benim için kesinlikle okulumdu. Hayatımda her şey düzen içinde, her şey tıkırında ilerlerken, bu düzenden sapan tek şey okulumdu. Kazanmamdan mezun olmama dek, tam olarak o şekilde çalışıp çabaladığım, uğruna uykusuz geceler geçirdiğim gayemdi. Hatta bazı geceler, gözlerim hiç farkında olmadığım bir anda önümdeki boş duvar daldığında, bu emeklerimin karşılığını gerçekten alıp alamayacağımı çok düşündüğümü hatırlıyordum. Gözlerim kapanmak için büyük bir savaş verirken, onlara direnme sebebim sadece bu karşılığı alma isteğim ve umudumdu.

Zaman içinde okulum bitmişti, ben yine gayeme ulaşabilmek için ilmek ilmek çalışmıştım. Ve şimdi, aslında tam da istediğim yerdeydim. Ve eğer o yıllardaki Bihter'e dönüp birkaç kelam edebilme şansım olsaydı, kesinlikle sonuna kadar sabretmesini, daha büyük bir açlıkla bu günlerin hayalini kurmasını söylerdim. Çünkü değeceğini biliyordum. Ulaşmak istediği o gayesine ulaşacağını biliyordum.

Ellerindeki ponponlarla kendi sıralarının gelmesini bekleyen öğrencilerime bakarken Nesrin teyze kolunu koluma dokundurduğunda, çocuklardan daha aşağı kalır bir yanı olmayan heyecanımla Nesrin teyzeye döndüm.

"Dün gece zor uyudu, kıyafetlerini ayak ucuna kadar zor bıraktı."

Dudaklarımdaki git gide büyüyen gülümsememle Ece'ye baktığımda, heyecandan yerinde duramayarak şu an gösteri yapan grubu izlediğini gördüm. Diğer çocuklara da göz attığımda aynı durumda olduklarını gördüm.

Nesrin teyzeye tekrar döndüm ve dudaklarımı ıslattım.

"İnan bunu ilk söyleyen veli sen değilsin Nesrin teyze, her gelen aynısını söylüyor."

Gülerek söylediğim sözlerden sonra, sol elimi kaldırıp kendime biraz olsun hava yapmaya çalıştım. Hava iyi olduğundan salonda yapılması planlanan gösteriler bahçede yapılıyordu ve şansımıza bugün güneş tam tepedeydi.

"Çok sıcak değil mi ? Sabahtan beri yorulmuşsundur sende."

Nesrin teyzenin başını omzuna eğerek bana hitaben konuştuğunu görünce, başımı 'eh işte' der gibi iki yana yavaşça salladım.

"Olsun. Çocukların hevesine baksana Nesrin teyze, değmez mi ?"

Nesrin teyze gülümseyerek koluma iki kez dokunduğunda aynı samimiyetle bende gülümsedim. Hemen ardından yanımda bir öksürük sesi duyduğumda o tarafa döndüm. Ömer'in gülümseyerek bana baktığını fark ettiğimde, Nesrin teyzeye yandan bir bakış atıp bize bakmadığına emin olduktan sonra tekrar Ömer'e döndüm. Bir elini gözüne siper ederek biraz bana doğru eğilerek konuştu.

"Bihter Hanım, yine ışıltınızla gözlerimi kamaştırıyorsunuz. Sanırım sizin bu göz alıcı hâlinize ben hiç alışamayacağım."

Bir elimi çaktırmamaya çalışarak kalbimin üzerine koyduğumda heyecanımın katlanarak arttığını fark ettim. İç çekerek gülümsedim ve yutkundum.

"Öyle mi ? Keşke sizin içinde aynı şeyi söylemek mümkün olsa." diye mırıldanmama tezat bende bir elimi kaldırıp gözlerime siper ettiğimde, Ömer bunu anında fark etti ve güldü. Gülüşü, saatlerdir güneşin yapmadığı etkiyi yapıp beni eritecek kıvama getitirken yanaklarını sıka sıka onu sevme isteğimi zorlukla bastırdım. Allah'ım, bu adam benim tüm ciddiyetimi yitirmeme ve içimdeki çocuğun atılarak piste çıkmasına sebep oluyordu!

"Fazla naz aşık usandırır derler ama,"

İç çekerek mırıldandığında kaşlarımı kaldırarak ona baktığımda, bana takılmak için söylediği bir ifadeyle bakmasına karşın yine de devam etti.

Begonvil SokağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin