Otuz dokuz

6.8K 625 221
                                    

"Önder amca günaydın!"

Bir elinde kahvesi, diğer elinde gazetesi olan Önder abi beni fark etmesiyle elindekileri sehpanın üzerine bırakarak ayaklandı.

"Ooo, hoş geldin aslanım," dedi çoşkulu bir şekilde gülerek. "Gel bir sarılayım sana."

Kollarını havaya kaldırıp beni yanına çağırınca ikiletmeden hemen kollarının arasına girdim. Beni çok sevdiğini biliyordum, bekar olduğu ve çocuğu olmadığı için beni kendi çocuğu gibi severdi hep.

Geri çekilirken düzenli saçlarımı karıştırmayı ihmal etmedi. "Baban mı yolladı seni dosyaları alman için?"

Kafamı onaylamazca salladım. Babamın buraya geldiğimden haberi bile yoktu. "Yok amca ya, Serdar'ı görmeye geldim. Nerede o, yok mu?"

Ben hala gülümseyerek yüzüne bakarken onun gülüşü ani bir sırıtışa dönüştü, 'ha' der gibi kaşlarını kaldırdı.

"Serdar'ı görmeye geldin," diye mırıldandı merakla, onay bekler gibi. İmasını anlamasam da çatık kaşlarımla onayladım onu. Arkadaşımı görmeye gelemez miyim? "Bu saatte beni görmeye gelecek halin yoktu ya zaten. Serdar üst katta, ona verdiğim işleri bitirmeye çalışıyor."

Kafamı salladım sadece. "Ben ona bir bakayım."

"Ben buradayım, rahatsız olmayın!" Merdivenlere yöneldiğimde arkamdan yüksek sesle bağırdı.

Önder amca galiba sabah işe gelmeden önce kafayı yemişti.

Ya da birini yemiş de olabilirdi. Bilemiyorum.

Onun o garip hallerine sonra kafa yormayı tercih ederek sinsice sırıttım. Serdar yukarıda tek başınaydı.

Geleceğimden haberi yoktu.

Onu korkutabilirdim.

Merdivenleri parmak uçlarımda çıktım sessiz olmaya özen göstererek. Son basamaklara geldiğimde, kafamı içeriye doğru uzatarak ne yaptığına baktım.

Bütün dikkati bilgisayarındaydı, sessizce yanına gitsem beni görmezdi bile.

Aklıma gelen fikirle birlikte onu korkutmayı sonraya bırakarak telefonumu cebimden çıkartıp onun ismine tıkladım.

Eren : Serdaaaar (08:49)

Mesajı attığımda masanın üzerindeki telefonu titredi. Biraz uzağında olan telefonuna kısa bir bakış atsa da eline alıp mesajın kimden geldiğine bakmadı bile. Kaşlarımı çatarak bir mesaj daha attım.

Eren : Benim kıymetlim

Eren : Zincire vurulmuş aslanımmmmm

İki kez üst üste titreyince oflayarak telefonu eline aldı. Israrcı mesajlarım onu işinden alı koyduğu için canı sıkılmış olmalıydı.

Ben sana göstereceğim oflamayı Serdar efendi, dur sen dur. Burnundan fitil fitil getireceğim.

Saklandığım yerden çıkıp suratının ortasına yumruğumu geçirmemek için kendimi çok zor tutarken, mesajları okur okumaz yüz ifadesi yumuşadı ve kıvrılmış dudaklarıyla birlikte arkasına yaslandı.

"Civciv ya," dedi, adeta bir aptal aşık gibi karşımda kıvranırken. "Bir aslan olmadığım kalmıştı."

Bakmaya bile doyamayacağım bir tatlılıkla ekrana uzun uzun bakarken onun bu haline sırıtmaktan yüzüm ağrımıştı resmen. Cevap yazamayacak kadar dalgın olduğunu görünce kendimi toparlayıp yazmaya devam ettim.

DÜŞMAN -BXBWhere stories live. Discover now