KARANLIĞI HİSSETMEK

59 13 12
                                    

Bazen sır tutarsınız, tutmak zorunda kalırsınız,  çünkü öyle gereklidir. Başka çareniz kalmamıştır susmaktan başka. Konuşmamaya, susmaya ant içersiniz. Eğer konuşmazsanız , susarsanız sizi kim duyabilir ki ? Ama hayat tek bir an bile sandığınız gibi gitmez. Yalnız olduğunuzu sanırsınız, kimsenin sizi duyamayacağı duyusuna kapılırsınız. Fakat orada her zaman biri vardır. Bazen aklınız, bazen kalbiniz, bazen de vicdanınız. İnsan sanıldığı kadar yalnız değildir çünkü. 

Deniz arkasından gelen ses üzerine kafasını çevirdi ve son derece şaşkın görünen Arya ile karşılaştı. Üzerinde her zamanki fileli çorabı, siyah hafif taşmış ruju ve baştan aşağı siyah olan kombini sayesinde Deniz, onu günahlarının bedelini ödetmek için gelen bir ölüm meleği sandı. Fakat karşısındaki az önce Zeynep'i öldürdüğünü duyan Aryaydı. 

Deniz bu sırrın ortaya çıkmasına izin veremezdi çünkü artık işin içinde daha adı bile belli olmayan korkunç görünen bir kadın da vardı. Aptala yatmaya karar verdi ama Arya ne duyduğundan çok emin görünüyordu. Deniz bu yalnız olduğunu sandığı pis tuvaletten kaçmaya çalışırken Arya konuya girdi;

-Ne dedin sen? Duyduklarım doğru mu? Zeynep'i mi öldürdün sen?

- Anlamadım, ne diyorsun Arya? Ne öldürmesi?

- Yalan söyleme bana Deniz, her şeyi duydum ben. 

- Sen bence iyice kafayı yedin Arya. Ben niye en yakın arkadaşımı öldüreyim? 

-İyi tamam, madem itiraf etmiyorsun. Polisi arayayım bende. Belki o zaman anlatırsın. Anında evini, eşyalarını ararlar. Ayrıca ailenin de haberi olur. Sence üzülmezler mi?

Deniz aile lafını duyunca donakaldı. Arya'nın geri adım atmayacağı belliydi. Anlatmak zorundaydı ayrıca evini ve eşyalarını ararsalar kesin bir kanıt, dna bulurlar diye korktu. Anlatmak zorundaydı, onu ikna etmenin bir yolunu bulmalıydı. Birden gözleri doldu ve ağlamaya başladı. Hüngür hüngür ağlayarak her şeyi anlattı;

-Yapma hayır arama kimseyi lütfen, yalvarırım her şeyi anlatacağım sana lütfen.

-Anlat o zaman dinliyorum.

-Ben yapmak istemedim, böyle olsun istemedim ben yemin ederim ki böyle olsun istemedim.

-Ne istemedin, ne yaptın sen Allah'ın cezası. 

-Zeynep'in okula geri döndüğü gün, her şeyi öğrendim ben. Neden zorbalığa uğradığımı öğrendim. Zeynep yüzündenmiş. Erhan'a benimle sevgili olduğunu ve daha bir ton yalan söylemiş. Sırf Erhan'dan kurtulmak için beni atmış onun önüne. Bunu öğrendim, kaldıramadım. Şok oldum, konuşmak istedim yemin ederim sadece konuşmak istedim onunla. Buluşunca tartıştık bana çok kötü şeyler söyledi. Bir an için kendimi kaybettim, doğru düşünemedim. Öldürdüm onu, öldürdüm.

Deniz yere çökmüş hüngür hüngür ağlarken Arya ise bir köşede durmuş elini ağzına götürerek duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. Daha sonra sinirlendi ve Deniz'i dövmeye başladı. 

"Allah kahretsin seni pislik, köpek." diyerek tekme tokat dalıyordu. Deniz ise yerde iki büklüm kalmış ağlayarak Arya'nın onu dövmesine izin veriyordu. Bir süre meydan dayağı attıktan sonra Arya, Deniz'in kötü bir insan olmadığını hatırladı. Düzgün bir çocuktu o, daha yeni tanışmışlardı ama durup dururken böyle bir şey yapmazdı. Fakat sonuçta bir insan evladını öldürmüştü. Kendini sakinleştirdi ve olayı anlamaya çalıştı. Her tarafı toz olmuş olan acı içindeki Deniz'e döndü;  

-Kalk tamam, geçti.

Deniz hala ağlamaya devam ediyordu ama yediği darbeler yüzünden değil, yaptıkları yüzünden. Sadece herkesle iyi anlaşmak istemişti, iyi arkadaşları olsun istemişti tıpkı filmlerdeki gibi. Her zaman öyle bir arkadaş grubunun hayalini kurmuştu. Hep birlikte eğlensinler, gülsünler, ağlasınlar ama hep birlikte olsunlar. Maalesef ki bu hayali hiç gerçekleşmedi. Her zaman zorbalık gördü, her zaman itilip kakıldı. Kimse sesini duymadı. Kimse ona yardım etmedi, şimdi ise bir katil olmuştu. Artık onu görebilirlerdi, artık onu duyabilirlerdi ne de olsa artık o da herkes gibiydi.  

SON DAMLAWhere stories live. Discover now