FULYA'NIN KİMLİĞİ ORTAYA

53 9 2
                                    

"Ne öğrendin?" diye girişti Arya. Genç kızın kafası allak bullak olmuştu. Sorusuna cevap vermeyen Deniz'e başka bir soru yöneltti;

-Alo, lan cevap versene nasıl durduracağız?

Deniz kızı daha fazla merakta bırakmayıp her şeyi anlattı;

-Fulya'nın nişanlısını buldum. Aradığımız tüm cevaplar o adamda.

-Nasıl buldun sen Fulya'nın nişanlısını? Nişanlısı nereden çıktı şimdi? Ne alaka?

Deniz biraz durakladı ve Ufuk'tan öğrendiğini anlatamayacağını fark etti. Hemen okkalı bir yalan bulmaya çalıştı;

-Şey ya Fulya'nın adamlarından biri söyledi. Daha doğrusu ağzından kaçırdı. Bir şeyler öğrenmek için adamları ile yakın olmaya çalışıyordum. Adamlardan birini aradım, biraz tehdit biraz şantaj yaptım. Döküldü.

Arya Deniz'in günden güne iyice manyaklaştığını düşünüyordu. Ama onun durumunda kim olsa kafayı yerdi diye aklında geçirdi;

-Oğlum sen kafayı mı yedin? Ya Fulya öğrenirse?

-Merak etme ben yaş tahtaya basmam. Zaten garip bir şekilde tüm adamları benden çekiniyor. Artık benim hakkımda ne dediyse.

-Her neyse önemli olan ipucu bulmuş olmamız. Nasıl bulacağız adamı peki?

Deniz telefonda konuşurken odasında geziniyordu. Planını anlatırken, yalanlar atarken adeta odasını yeniden keşfediyordu. Birkaç kırışık posteri düzelttikten sonra aynasına yaklaştı ve yüzünü incelerken anlatmaya devam etti;

-Bar işletiyormuş bu adam. Fulya'nın eski nişanlısı aslında, evleneceklermiş fakat ne olduysa ayrılmışlar. Bu Fulya hala adamı takip ettiriyormuş. Neyse yarın öğlen bara gidiyoruz.

Arya tedirginlikle "Öğle zamanı mı gideceğiz bara?" dedi.

Deniz ise "Öğle zamanı en iyisi gece gidersek başımıza ne geleceğini bilemeyiz. Ayrıca bir saniye bile bekleyemem artık. " diye cevap verdi.

Ardından kapatmadan otoriter bir sesle "Bara gidiyoruz 18 değiliz. Büyük gösteren kıyafetler giyin. Ne bileyim şapka falan takın." dedi.

Arya'nın onu onaylamasıyla konuşma sonlandı. Deniz, Arya ve Deren ertesi gün başlarına geleceklerden habersiz güneşin doğmasını beklediler.

Ertesi gün öğle zamanı gidecekleri barın yakınında buluşan Deniz ve arkadaşları hem tedirgin hem de heyecanlıydı. Kendilerini büyük gösteren kıyafetler giyen ekip, gizli görevdeymiş gibi hissediyordu. Deniz büyük uzun bir kaban, içine boğazlı kazak ve altına kundura giymişti. Yüzüne ise büyükçe bir güneş gözlüğü takmıştı.

Arya siyah mini etekle kendisine büyük gelen bir ceket giyerken altına doğru düzgün yürüyemediği topuklu ayakkabılar giymişti. Kafasında yüzünü kapatan garip bir şapka vardı. Deren ise yeşil pullu elbise ile beyaz kürk giymişti. Üçü de birbirlerini gördükleri anda kendilerini gülmekten alamadılar. Tehlikeli bir gizli görevde olsalar da kendilerini yetişkin gösteren kıyafetler giyseler de üçü de daha çocuktu.

Zar zor gülmeyi kesip bir kafeye oturdular. Deniz kızların abartılı kıyafetlerine laf etmeden duramadı;

-Tamam büyük gösteren kıyafetler giyecektik de siz biraz abartmadınız mı? Bu haliniz ne sizin? Sirkten mi geliyorsunuz?

Arya tekrardan krize giren Deniz'e sinirle "Bir çarpacağım bir de yer çarpacak sana. Mahvoldum bu topukluların içinde zaten. Ayaklarıma kara sular indi yemin ediyorum." dedi.

Deren kıyafetini sevmiş, halinden memnun görünüyordu. Kürkünü okşayıp söze girdi;

-Benim hoşuma gitti bu kıyafetler. Hep böyle giyinmek istiyordum zaten. Arya sen de sızlanma, zaten sana bunları giydirene kadar neler çektim.

SON DAMLAWhere stories live. Discover now