4.Bölüm~

981 102 151
                                    

İyi okumalar~
________________

Polisin masaya sertçe vurmasıyla elleri kelepçeli olan çocuk irkilmişti. Şu anda sorgu odasında sorguya çekiliyordu ve her doğruyu söylediğinde önüne sunulan kanıtlar kendi kendini şüpheye düşüyordu.

"Sana kaç kere diyeceğim yalan söylemeyi bırak! bize asıl patronunun yerini söyle!"demişti. Jisung konuşmadan hiçbir şey anlamazken

"Ben çalmadım diyorum patronuda tanımıyorum yemin ederim!"demiş burnunu çekmişti. Karşısındaki polis iç çekmiş alayla sırıtarak eline bir fotoğraf almış Jisung'a göstermişti. Jisung'un gözleri faltaşı gibi açılırken polis konuşmuş

"Yani Minjoon denen herifi tanımıyorsun öyle mi?"demişti. Jisung foroğrafa bakarken yutkunmuş onun evinden çıktığına dair olan fotoğraftan gözlerini kaçırarak dudaklarını ısırmıştı. Yani patronun yeri derken Minjoon'dan mı bahsediyordu? Jisung boğazını temizlemiş

"Bilmiyorum onunla gerçekten pek bir işim yok şey dışında..."diyerek cümlenin sonunu getirememişti. Polis tek kaşını kaldırmış

"Söyle..."demişti. Jisung yutkunmuş

"Üç ay önce ondan yüklü bir miktarda para aldım borçlarımı kapatmak için onu gerçekten çok sık görmüyorum hatta hiç görmüyorum adamlarını gönderiyor genelde"demişti. Polis gülerken Jisung'un sertçe yakasından tutmuş

"Bilmem biliyormusun ama Madde 142/2-h'de Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında, çalınması hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur ayrıyeten Asıl suçun cezası müebbet hapis cezası olan birine yardım etmenin cezası ise on ile onbeş yıl arasında hapis cezasıdır."demişti.

Jisung yutkunurken hiçbirini yapmamış olması ve karşısındaki polisin bütün bunları yapmış gibi konuşması canını açıtmıştı ama elinde kanıtı dahi olmazken polisin elindeki çekilmiş fotoğraflar ve evinde bulunan kristal zümrüt Jisung'u oldukça suçlu gösteriyordu. Bir an kendi bile şüpheye düşmüştü. Gözleri dolmuş

"Ben h-içbirini yapmadım!"derken suratına indirilen yumrukla kafası yana doğru yatmıştı. Polis gülmüş

"Seni piç herif birde doktorum diye geziniyorsun"demişti. Jisung'un gözünden yaşlar düşerken polis bağırmış

"Götürün bunu! Birşey söyleyecek gibi durmuyor!"demişti. Jisung kanlanmış gözleriyle polise bakarken polis konuşmuş

"Senin bir doktor olarak insanların hayatını kurtarman gerek... müebbet cezasına mahkum edilen binlerce masum insanı ölüme sürükleyen birine yardım etmen değil..."demişti. Jisung'un aklına annesi gelirken bağırmış

"Ben kimseye yardım etmedim! Ben asla böyle birşey yapmam! Oyuna geldim ben... Ben yapmam! yapamam böyle birşeyi!"demişti. Koluna giren polislerle burnunu çekmiş ağlamaya devam etmişti. Karşısındaki polis konuşurken

"Götürün cezaevine mahkemesi yakın zaten"demiş sinirle sorgu odasından çıkmıştı. Jisung kafasını aşağı eğerken ağlamaya devam etmiş iki polis tarafından önden kelepçelenerek sürüklenmeye başlamıştı.

En son hani 'yeterince acı çektim' cümlesini kurmuştuya yanılmıştı. Hayatı beklemediği bir şekilde tepetakla olurken nerde nasıl yanlış yaptığını sorguluyordu. Titreyen dudaklarını ısırmış polislerin yardımıyla arabaya bindirilmişti.

Belkide o kızın bedduası tutmuştu. Aynı Minji teyzeninde dediği gibi hayatı tepetakla olmuştu. Evli mutlu çocuklu bir hayat hayal ederken şu an ise elleri kelepçeli bir halde cezaevine doğru gidiyordu. Bunları... Bütün bunları hak etmişmiydi?

TİGER LEE -MinSung-Where stories live. Discover now