19.Bölüm~

716 93 170
                                    

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayınn.

İyi okumalar~
__________

°

"Ateş!"

Ardından bir patlama.. ve küçük çocuğun çığlığı... Kana bulanmış bir peluş ayı ve kanla kaplanmış küçük beden..

Artık bıkmıştı. Bu rüyayı görmek istemiyordu. Jisung her gün bu rüyayı, küçük çocuğun ölümünü görmek istemiyordu. Kalbi acıyordu.

Rüyayı ayrıntısına kadar bilen genç artık istemiyordu. Orda olmasına rağmen birşey yapamamak acıtıyordu.

Rüyayı kendi görüyordu lakin elinden birşey gelmiyordu ve ne yazık ki o küçük çocuğun ölümünü görmeden uykudan uyanamıyordu.

Neydi bu bir çeşit ceza mı?

Hayatı zaten bir ceza değil miydi?

Neden rüyalarında da bu korkunç rüyayı görmek zorundaydı. Hayatı zaten acıtıyorken bari rüyalarında rahat olamaz mıydı?

Diğer herkes gibi güzel şeyler görüp huzurlu bir uyku uyuyamaz mıydı?

Her gözlerini kapattığında korkunç sesler duymayıp, kötü rüyalar görmediği bir gün gelir miydi?

Burnuna dolan sigara ve ter kokusuyla yavaşça gözlerini açmıştı genç, görüş açısına giren kaslı göğüsle yutkunurken kulaklarına dolan sesle irkilmişti.

"Merak ediyorum... Senin bu güzel kaşlarını çatıp, dudaklarının sıkıntıyla aralanmasını sağlayan o rüya ne?"

Genç bir kez daha yutkunurken, yanağında sıcak bir el hissetmişti. Yavaşça yanağını okşuyor sanki, sakin ol her şey geçecek der gibi rahatlatmaya çalışıyordu.

"Söyle.. söyle ki-"

"Ne? Rüyamın içine girip onları da mı öldüreceksin?"

Jisung aslında bunu derken ne düşündüğünü bilmiyordu. Ağzından birden çıkmıştı ve sanki "evet" demesini bekliyor gibiydi..

Ne ara karşısındaki adama bağlandığını bilmiyordu, lakin sanki ağzından çıkan her şeyi gerçekleştirecekmiş gibi hissediyordu.

Kendini onun yanında küçük çocuktan farksız hissederken utanmadan da edemiyordu. Her şey anlık gelişiyordu, sonrasını ise kulaklarında ve yüzünde kalan pembelikler tamamlıyordu.

Tabiki de utanıyordu. Kaç yaşında adamın çocuk gibi davranması ve hemcinsine sığınması ona göre oldukça garip geliyordu.

Ama genci oldukça rahatlatıyordu.

Resmen huzur buluyordu.

Sanki ruhundaki çatlaklar birer birer onarılıyormuş gibi hissederken aynı zamanda böyle hissetmesinin küçükken yaşadığı travmalardan da kaynaklı olduğunu düşünüyordu.

Aslında haksızda değildi. Bunca zaman pek ilgi görmüş bir çocuk olmadığından yeni yeni yaşadığı bu duygular gencin ruhuna dokunuyordu.

Ve bastıramadığı birtakım duyguların gün yüzüne çıkmasını sağlıyordu.

Yanağındaki parmaklar yavaş yavaş tenini okşamaya devam ederken karşısındaki adamın kaşlarının çatılmasıyla gerilmişti.

Dikkatle karşısındaki adamı süzen genç, hiçbir tepkisini kaçırmak istemeksizin bakarken merak ediyordu. Nasıl tepki vereceğini, ne diyeceğini merak ediyordu.

TİGER LEE -MinSung-Where stories live. Discover now