14.Bölüm~

1K 108 131
                                    

İyi okumalar~
________________

"Gerçekten benden bu kadar çok mu korkuyorsun? Ah~~ bunu çok sevdim...."

Karşısındaki adamın takındığı ifadeyle birlikte şişkinliğinin daha büyük olması karşısında kaşları havalanan genç ve bir kez daha anlamıştı. Bu adam kesinlikle hassas olamazdı...

Bu adam içinde bir vahşi kaplan barındırıyordu...

Hemde en vahşisinden...

Daha deminki kişiliğine nazaran şimdiki kişiliği oldukça farklı gözüküyordu.

Yemekhanede sırf ondan korktuğunu anladığı için sinirlenen, üzülen adam, şimdi karşısında kortuğunu gördüğü için azıyordu. Karşısındaki bu karanlık adam çift kişilikli falan mıydı?

"Sen... Sen gerçekten... Hastasın"

Birden yüzü düşen adamın çene kasları gerilirken gözlerindeki o yoğunluk kendini sinire bırakmış gibiydi. Boyun damarları belli olurken genç, sadece tek bir noktaya odaklanmıştı.

Gözlerine...

Gözlerindeki o sinir saniyeler içerisinde tek bir kelimesiyle kendini belli ederken, Jisung anlamıştı.

Bu adam kesinlikle 'hastasın' gibi küçümseyici ifadelerden nefret ediyordu....

Öyleki bir anda gözlerindeki o şehvet kendini saf sinire bırakmış gibiydi.

Birden gözlerini kapayan adam derin bir nefes alırken alnını Jisung'un alnı ile birleştirmiş ellerini ise gencin ensesinde kenetlemişti.

"Neden.... sürekli şu kelimeyi söyleyip duruyorsun..."

Dudaklarına doğru üflenen sıcak nefes gencin oldukça gerilmesini sağlarken, duyduğu soruyla ne diyeceğini şaşırmıştı.

"Çünkü... Öyle davranıyorsun"

Birden gözleri açılan adam Jisung'un gözleri ile gözlerini kenetlerken Jisung, yanlış birşey diyip demediğini sorguluyordu. Gözleri biran olsun o kehribarlıktan ayrılmazken karşısındaki adamın gözlerinin, dudaklarına kaydığını görmüştü.

Tıpkı karşısındaki adam gibi gözleri dudaklarına kayan Jisung, içinden bolca küfür etmişti. Neden aklı ile bedeni zıt hareket ediyordu?

Hayır!

Gerçek soru; Neden karşısındaki bu adamın üzerinde, baskınlık kurmasına izin veriyordu?

Gerginlikten alt dudağını dişleyen Jisung o an için sadece alışkanlıklarından birini yapmıştı, lakin gördüğü sinirli, baskın, delici ve bir o kadar da yoğunlaşmış olan gözlerin tek odak noktası dudakları olurken içinden okkalı bir küfür savurmuştu.

"Onları istiyorum bebeğim..."

Sesindeki sertlik ve baskınlık gencin biran için kalbinin teklemesine yol açarken zaten yakın değillermiş gibi yavaşça dudaklarına yaklaşan adamla ne yapacağını bilememişti.

Birden bel boşluğunda hissettiği elle irkilen genç, kalbinin hızlanmasıyla nefes alışverişlerininde bozulduğunu anlamıştı.

Bu adam kesinlikle Jisung'a iyi gelmiyordu.

"Uslu çocuk ol Han... Uslu çocuk ol ve sözümü dinle.."

Her konuştuğunda değen dudakları Jisung'a hiç iyi gelmezken aksine daha fazlasını istemesine yol açıyordu. Daha da önemlisi Jisung, yavaş yavaş kendini kaybettiğini hissediyordu.

Sarhoş mu oluyordu?

Yaklaşmak istiyordu aralarındaki o milimlik boşluğu kapatmak istiyordu. O an için hiçbir şey umrunda olmayan genç ilk defa sonrasını düşünmek istemiyordu.

TİGER LEE -MinSung-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora