21.Bölüm~

801 88 134
                                    

İyi okumalar~

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın~

_________________

"Sana anneni getiremem ama onun fotoğraflarıyla ve eşyalarıyla dolu bir oda yapabilirim."

Bütün vücudu kaskatı kesilen gencin çenesi titremeye başlarken olduğu yerde kımıldayamamıştı.

Gözüne takılan bir oda dolusu fotoğraf, vücudunda hüznün dalgalanmasına neden olmuşken tek bir kelime dahi söyleyememişti.

Beyninde şimşekler çakmaya devam ederken bütün vücudu ürpermişti. Gözünden bir damla yaş düşerken sadece açılan ve titremeye devam eden çenesiyle zoraki bir kaç adım atmıştı.

Ve gözüne takılan ayıcığıyla birlikte beynine giren ağrı bir olurken sertçe kafasını tutmuş gözlerini sımsıkı kapatmıştı. Ardından kulaklarına dolan o ürpertici sesle dizlerinin üzerine düşmüştü.

"Sana anneni geri getiremem ama geçmişine geri dönmeni sağlayabilirim Peter Han..."

Gencin gözleri anında açılırken olduğu yerde hızla ayağa kalkmış yaşlı gözlerle karşısındaki o adama bakmaya başlamıştı.

"Sen.. sen nasıl? Bunu nerden biliyorsun?!"

Sesi gereğinden fazla yükselmişken burnunu çekmiş karşısında kollarını bağlayarak ona vahşice bakan ve sırıtan adama sorgularcasına bağırmıştı.

Ardından ise kulaklarına dolan kelimeler bütün vücudunu sarsmaya yetmişti.

"Beni çok hafife alıyorsun küçüğüm... Ben senin hakkında her şeyi biliyorum. Hemde her şeyi."

Genç yaşlı gözlerini silerken burnunu birkez daha çekmiş, ardından sesinin çatallı çıkmasına rağmen öncekine nazaran daha kısık ve yumuşak ses tonu ile bir soru daha yönelmişti.

"Her şeyi mi?.."

Yaşlı gözleri anında ayıcığına takılırken beyninde yankılanmaya devam eden silah sesi, iki eliyle kulaklarını kapatmasına neden olmuştu. Büyük ve iri gözleri korkuyla titremeye başlarken daha şiddetli ağlamaya başlamıştı.

"Bana anlatmayı düşünmüyor muydun küçüğüm.. hm?.."

Karşısındaki adamın sakin kalışı ve sadece izlemesi karşısında ezilirken gözleri annesiyle ve babasıyla dolu mutlu aile tablolarına kaymıştı.

Ne aile tablosu ama...

"Bilerek yaptın. O hikayeyi de bu yüzden anlattın. Çünkü yalan söylediğimi biliyordun."

Karşısındaki adamın dudaklarından biri yukarıya doğru kıvrılırken tek kaşını kaldırarak yerinde dikelmiş, bir kaç adımla gencin dibinde bitmişti. Ardından sakinliğini ve takındığı mimikleri yerinde koruyarak sessizce konuşmuştu.

"Sen bana ne dediysen onu yaptım küçüğüm. Anneni geri getirmemi istedin ve kısmen getirdim. Bunda yanlış olan ne? O senin annen değil mi?"

Genç gözlerini kaçırırken tek koluyla akan burnunu silmiş ardından etrafını süzerek tekrardan o kısık ve ürpertici gözlere kitlenmişti.

"Sorun da bu.. Hakkımda her şeyi bilmen ürkütücü Lee Minho.."

Karşısındaki adamın gülüşü büyürken kafasını yana yatırarak gence bakmaya başlamıştı. Omuzları güldüğünden dolayı hafif hafif sarsılırken kafasını sağa sola sallayarak mutlu olmuşcasına küçüğüne bakmaya devam etmişti.

TİGER LEE -MinSung-Where stories live. Discover now