"Biz sevgili değiliz."
Minho duyduğu kelimeler ile hayal kırıklığına uğramış ve gözlerini yaşla doldurmuştu. Mühürlenmeleri bile onları sevgili yapamadığını düşünmüştü.
"Ben şey ,dün akşamdan sonra-"
"Biz mühürlü eşleriz ma chérie.
Sevgiliden de ö...
Minho sabah dudaklarının ve burnunun sürtündüğü sigmanın boynundan gelen koku ile gözlerini açmıştı. Adaçayı , tatlı yağmur ve dün akşamki birleşimlerinden dolayı üzerinde sinen okyanus kokusu.
Göğüsündeki sıcaklıktan uzaklaşmadan kafasını kaldırmış ve jisungun boynundaki mühür yerini öpmüştü. Sigma hala birazda olsa ağrısını hissetiği mührünün üstündeki baskı ile mırıldanmış ve deltayı gülümsetmişti. Boynuna öpücüklerini sıraladıktan sonra biraz daha eğilip sigmanın yüzüne bakmıştı. Büzülmüş dudakları, şişmiş yanakları ve alnına dökülen buz mavisi saçları.
O kadar eşsiz bir güzelikteydi ki öylece durması bile kalbinin hızlanmasına neden oluyordu. Dudaklarını bu sefer küçük burnunun üstüne değdirmişti. Ordan da yanaklarına. Belindeki elleri sıkılaştırmış ve onu daha çok kendine çekmişti.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
İçindeki ona yapışma isteğine karşı gelemiyordu. Bunun bir gün olacağını biliyordu elbet ancak sigma ile birleştikten sonra rut döneminin bir ay erken gelmesini beklemiyordu. Bu mührü o zamana kadar bekleyebileceğini düşünmüştü. Fakat delta kurdu onu esir almış ve sigmayı mühürlemişti.
Küçüğünün itiraz edeceğini düşünsede ondan aldığı onay ile artık onundu. Bir yere gitmesine izin vermeyecekti belki de artık aynı evde yaşarlardı ?
Sigma arkasından uzanıp sürekli yüzünün farklı yerini öpen delta ile açmıştı gözlerini. İlk başta ne olduğunu idrak edemesede aldığı feromonlar ile rahatlamıştı. İlk kez üç hyungu dışında birilerinin feromonu ile rahatladığını hissediyordu. Arkasındaki ona sarılan minhonun kollarını belinde gevşetmiş ve ağrıyan kalçasıyla yavaşça deltaya doğru dönmüş ve alnını çıplak göğüse koymuştu. Minho da göğüsüne sokulan jisungun sırt ve bel kısmına ellerini yerleştirip biraz daha kendine çekmiş ve tabiri caizse onu göğüsü ile boğmaya çalışmıştı. Jisung sonunda kafasını biraz olsada kaldırıp parlak gözlerle kendisine bakan minhoya mavilikleri ile bakmıştı.
Minho karşısındaki güzelliğe doymadığını fark etmiş ve alnına bıraktığı öpücüğü tüm yüzünü kaplayacak şekilde devam ettirmişti. Jisung ise deniz gözlerini kapatıp kendini küçük öpücüklere bırakarak mırıldanmaya başlamıştı. Minho doymasada bir konuşma başlatması gerektiğini fark etmişti. "bonjour la mer qui mouille chaque grain de sable sur ma plage." (merhaba sahilimdeki her kum tanesini ıslatan deniz.)
Jisung duyduğu kelimeler ile gülümsemiş ve gözlerimi açmadan mırıldanarak söylediği cümleye karşılık bir cümle kurmuştu. "bonjour le seul propriétaire de ma mer sans fin." ( günaydın sonsuz denizimin tek sahibi.)
Minho kendisine söylenen cümleyele zaten hızlı atmaya başlayan kalbinin patlayacağını düşünmüştü. Bir anda bu kadar hızlanması ne kadar normaldi. Aralarında santimler olan yüzlerini daha çok yakınlaştırmış ve küçük bir öpücük bırakarak uzaklaşmıştı.
