Ojeler

1.4K 162 39
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın <3

Han

Nikah memuru oradan ayrıldıktan sonra felix bir şarkı açmıştı.
Nasıl desem ne romantik ne hareketli.
Bu şarkıya uygun bir dansın olacağını bile düşünmüyordum. Ancak changbin hyungun bileklerini tutup etrafında dönerek kahkaha atması ona bir kere daha hayran kalmama neden olmuştu.olduğu her yere neşe getiriyordu.

Changbin hyungta onun gülüşü ile gülerek ve ona eşlik ederek oldukça mutluydu. Ayakta kalıp çok yorulmamam için hazırlanmış beyaz tüllü salıncak koltuktan gözlerimi bu sefer chan hyunga çevirdim. Seungmin yanında omega bir arkadaşı ile konuşurken elini beline sabitlemiş ve gözlerni davetlilered gezdiriyordu.

Hyunjin ise tch bunun söylemeliyim onun bulunduğu yer tam kaos alanıydı. Mühürlenen bir alfa olsada hala küçük bir çocuktu. jeongin az ilerisinde onu izlerken kendisi üzerine vişne suyu döktüğü beta ile konuşuyordu. Betanın sinirli bir hali yoktu hata her an hyunjinin yüz ifadesine gülüp geçebilirdi. Ancak hyunjini tandınız artık. Sanki kendisi o vişne suyunu dökmemiş gibi nasıl olduğunu sorup Eline aldığı havlu ile silmye çalışıyordu.Tam bir rezilik. Jeongin daha fazla salaklığına dayanamamış olmalıki yanına ilerleyip isterse ona bir kıyafet vereceğini söyleyip eve doğru ilerletmişti. Peşlerinden de hyunjin.

Yanımda oturan bedene kafamı çevirdim. Bir eliyle benim elimi tutuyor parmaklarımla oynuyor ve diğer kolununu ise uzatıp karnımı okşuyordu.

Gözlerindeki parıltılar o kadar çok hoşuma gidiyorki.
Mühürlenmeden önce hatta ilk kızgınlıktan sonraki düşüncelerimin bir ay içinde nasıl bu kadar çok değiştiğini merak ediyordum. Sırf kurdum onu seçti diye hayatımı mahvolmuş gibi hissedip ondan uzak durmaya çalıştığım o günler. O zamanlar benim ve kurdum için yeni olan duygular ikimizin arasında anlaşmazlığa dönüşmüştü. Ancak galip gelen kurdumdu yada beynimle savaşan kalbim. Her şekilde ruh eşimle mühürlenmiş ve aramızdaki ilişkiyi resmi kayıtlara geçirmiştik. Sanırım ona olan sevgim gün geçtikçe büyüyordu.
Bundan sonrası ise ikimizin mutlu olup çocukları ile ilgileneceği zamandı.

Hala gözlerim yakışıklı ve kemikli yüzünde turlarken bana dönmüştü. Dudaklarında cuma gününden beri gülümseme vardı. Bunun nedeni açıkça belliyken ona yinede sormak istedim.

"Çok mutlu görünüyorsunuz bay lee bu mutluluğu neye borçlusunuz acaba ? "

Gözleri gözlerimdeyken gülümsemesi daha çok büyümüştü. Karemel rengi gözleri maviliklerimi delerken zaten yan yana oturduğumuz için yakın olan yüzlerimizi daha da yakınlaştırmıştı.
Dilini dolgun pembeliklerinde bir tur gezdirip dudaklarını araladı. Gözlerim oraya saniyelik kaysada tekrar gözlerine çıkartım ve onu dinledim.

"Sevdiğimin herşeyi ile bana geldiği günde mutlu olmasam bay han, tanrı beni ne şekilde cezaladırır haberin varmı senin?"
Onun büyüyen gülüşü ile bende gülümsedim. Güçlü bir delta olsa bile benim yanımda gülümsemesi asla düşmeyen arsız bir çocuk oluyordu. Bu çok hoşuma gidiyordu.

"Mutlumusun peki?"

Gözlerinde o mutluluğu görsemde yine sormaktan kendimi alamadım. Ona bu kadar kısa sürede aşık olacağımı ve onunla olduğum için bu kadar mutlu olacağını bilseydim daha erken onu kabul ederdim. Soruma karşılık dudaklarıma yaklaşıp konuştu.

"Elimde ellerin varken ,gözlerinde kendi yansımamı görürken nasıl da mutlu olmam mon ciel (gökyüzüm)."

Bu kelimeleri söylerken kalbimin ne kadar çok hızlanacağını tahmin etmemişti sanırım. Bilseydi büyük ihtimale daha ileriye gidecekti.

Mon Ciel . Minsung ( Omegaverse)Where stories live. Discover now