Mon Ciel . Minsung ( Omegaverse)

Güzel bir akşam

Oy ve yorum yapmayı unutmayın <3

Minho öğleden sonra ayrıldığı jisungla beraber başını masadan kaldırmadan son sınıf fransız edebiyat sınavlarını okumuş hepsini sisteme girmişti.

Bitirdikten sonra çok yorulduğu için kafasını geriye atıp esnemişti. Duvardaki küçük saat ile bir an göz göze geldiğinde ise küçük bir küfür dökülmüştü dudaklarından. Jisung la buluşacağı saatin 15 dakika geçtiğini görmüştü. Aniden panikleyen hali komik görünse bile eşini bekletmemek için acele bir şekilde hazırlanmış ve hızlıca odadan çıkmıştı. Kapının biraz ilerisinde elini karnına koymuş ve yüzünde ne olduğu belirsiz ifade ile duran jisungu görmüş hızlı adımlar ile eşinin yanına gelmişti.

Yaklaştıkça kokusu yoğunlaşan ve anlam veremediği başka feromonları taşıyan sigma kafasını kaldırıp ona doğru gelen adama bakmış karnındaki hafif sancıya rağmen gülümsemişti.

"Bende yanına geliyordum. Unutun sandım."

Minho ona aşağıdan bakan güzeline yaklaşıp hızla dudağına öpücük bırakıp konuştu.

"Aklımdan saniye çıkmadın
Sadece kimse bizi rahatsız etmesin diye işlerimi hızlıca halediyordum saatin farkına varamadım. Hem sen hastamısın? Rengin soluk gibi ama kokun eskisinden bile daha yoğun ve tatlı birde başka kokularda sinmiş."

"İyiyim. Senden önce iki tane omega arkadaşım ile karşılaştım onların feromonu bulaşmıştır. Buluştuğumuzda yeriz diye öğlen fazla yemedim. Şimdide karnım acıktı. O yüzden soluk duruyorumdur."

"O zaman bebeğimi doyurmam gerek. Nereye gidelim ne yersin ?"

"Mmmm. Ddukbokki."

Minho jisungu onaylamış ve eşinin elindeki birkaç kitabı alarak diğer boştaki ellerini birleştirerek arabaya ilerlemişlerdi.

Gün boyu yani sabah ve öğle arasında flörtleşen ikili şimdi sessizdi. Minho jisungla yapacakları randevu için heycanlıyken, jisung kendini tuhaf hissediyordu. Çok yorgundu ,çok açtı ve hala dün sabahtan beri görüşmediği alfa ve karnındaki yavru aklından çıkmıyordu.

Sonunda geldikleri çokta lüx olmayan mekanın yakınlarına park edip mekana girmişlerdi.
Oturur oturmaz gelen garson ile siparişleri vermiş ve etraflarındaki arkadaş ve yakın çevrelerinden konuşmaya başlamışlardı.

Jisung doymadığı için spariş etikleri ikinci tabaklarında bitirmiş ve hesabı ödeyerek çıkmışlardı. Normalde yemek yemeyen jisung bugün fazlasıyla yemiş ve küçük karnını şişirmişti. Demeki çok açtı.

"Nereye gidelim bebeğim. Eğlenceli bir yer mesela sinema."

"Şeye gidelim mi daha önce chan hyung ile gitmiştim. Han nehrinin kenarında banklar var orda oturup kendimize zaman ayırabiliriz. Olmaz mı ? Kalabalık bir ortama girince istemsizce üstümüzdeki gözlerden rahatsız oluyorum."

"Olur tabi gidelim. Sen nasıl rahat edersen.Hadi atla bakalım arabaya."

Jisung ona gülümseyerek arabaya ilerlemiş ve ön koltuğa oturarak kemerini bağlamıştı. Arkasındanda delta olan binmiş ve yarım saatlik uzaklıktaki han nehrine sürmüştü.