anne

2K 120 56
                                    

Emekli öğretmen Hacer Hanım zorlukla merdivenleri çıkarken oğlunun neden gökyüzünde yaşamayı sevdiğini merak etti. Belki de Evren istemişti gerçi yirmi birinci katta oturmayı. Kızı düşününce yine keyfi kaçtı. Sevememişti onu. İlişkilerini asla onaylamamıştı. Ama Kaan yetişkin bir adamdı. Zaten istese de müdahale edemezdi. Kaan müsaade etmezdi.

Kız saygısız ya da kötü biri değildi. Sadece çok mesafeliydi. Çok kendine dönüktü. Hacerin Kaan için hayalini kurduğu bıcır bıcır hayat dolu eşten çok farklıydı. Tanıştıkları gün bu ilişkinin bir ayını göremeyeceğini düşünmüştü. Ama beş senedir beraber diler. Ne magazinden ne de oğlundan bir kavga ya da anlaşmazlık duymuş değildi. Zaten kız hiçbir davete, açılışa, şampiyonluk kutlamasına katılmıyor, asla ropörtaj ya da fotoğraf vermiyordu. Bu gizem, bu gizlilik insanları daha da delirtiyordu.

Oğlunun dairesinin önüne geldiğinde bir tuhaflık olduğunu sezdi. Kapı açıktı. İçeriden hıçkırıklar geliyordu. Korkuyla içeri girdi. Evren yerde oturmuş ağlıyordu. Kızın kıyafeti de bir garipti. Gri bir külot ve bol göbeği açık bir tişört giyiyordu. Saçları göz yaşları ve salya sümükle ıslanmış yüzüne yapışmıştı.

Hacer kabini tutarak, "Evren? Ne oldu? Kaan a mı bir şey oldu?" diye sordu.

Evren kadına donuk gözlerle baktı bir süre. Sonra "ölsün" diye bağırdı. "Ölsün, gebersin. Paramparça olsun." Elindeki beyaz kağıtları sıkıyordu. Televizyon ekranında Kaan ın güzel bir kadınla görüntüsü vardı. "Bana evi veriyormuş, Mecidiyeköy deki bir dükkanla beraber. Ağzımı açarsam milyonlarca dolarlık tazminat ödermişim. Geride kalan beş senenin maddi manevi tazmin edilmesi için bana bir servet veriyormuş." Biraz soluklanıp nefes aldı. "Avukat dedi ki...." dedikten sonra yine nefesi kesildi. "dedi ki mantıklı ve makul davranmalıymışım. Yoksa daha çok avukat gelirmiş. Basın, medya hepsi üzerime saldırırmış." Yavaşça ayağa kalktı. Daha sakin görünüyordu.

Hacer kıza korkuyla bakıyordu. Kaan ı arasa mıydı acaba? "Gel kızım. Gel otur şuraya. Ben sana bir su vereyim." dedi. Ama kız oturmak yerine eline geçirdiği her şeyi televizyon a fırlattı. Kesilen ayaklarının, perişan halinin farkında değil gibiydi.

Hacer eski bir öğrencisini aradı. Çocuk doktor olmuştu. Şansına bugün izin günüydü. Gelmesi sadece kırk beş dakika sürmüştü.

Sakinleştirici iğneyle Evren uykuya dalmıştı. Hacer Güvenliğe her şeyin yolunda olduğunu merdiven çıkarken tansiyonunun yükseldiğini söyledi. Evi toparladı. Yatak odasında yatan kızın ayaklarını saran doktor, "ne oldu hocam?" diye sordu. "Evde ilaç yok. Reçete rapor falan da bulamadım. Hanımefendi nin sürekli bir hastalığı olduğunu sanmıyorum." Bir taraftan da yatakta uzanan kızı izliyordu. Bütün erkekler gibi güzellikten etkilendiği ortadaydı.

Hacer "Yok." dedi sadece. "Teşekkür ederim Mervan. Aile meselesi. Kaan ın durumunu biliyorsun. Bu olay gizli kalmalı."

Dr. Mervan kadına anlayışla gülümsedi. "Aşkolsun hocam" dedi.

"Sen biraz daha Evren le kalır mısın? Benim oğlumu aramam lazım."

"Tabi hocam. Ben buradayım. Siz merak etmeyin." Dönüp hastasının saçlarını yüzünden çekti.

Hacer soğukkanlı davranmaya çalışarak telefonunu eline aldı. "Kaan neler oluyor? Haberlerde bir kadınla görüntülerin var." Ne kadarını söylemesi gerektiğini bilemeden bir süre sustu. "Eve geldim Evren avukatının geldiğini ve belgeler getirdiğini söyledi. Ne oluyor oğlum?"

Kaan ağzının içinden "gerizekalılar" diye söylendi. "Anne özür dilerim. Seni bunlara bulaştırmak istemezdim. Avukatımın işgüzarlığı. Ben Evren le konuşana kadar harekete geçmeyecekti ama haberleri görünce önlem almak istemiş. Zaten ben de yarın dönüyorum. Evren le konuşup işleri yoluna koyacağım. Sen merak etme. Eğer rahatsız hissettiysen otelde kal."

Yalnız ve GururluWhere stories live. Discover now