0;3

1.4K 74 18
                                    


♤ paragrag arası yorum ve oy istesem kızar mısınız? ♤

iyi okumalar...




Elimdeki tavayı lavaboya bırakıp bıkkınlıkla Roseanne'ye baktım fakat o bana dümdüz bakıyordu.

"Ne demek desteği bıraktı?"

"Bilmiyorum. Bir gece geldi ben psikoloğa gitmeyeceğim dedi. Ben ne yapacağım?" Elleri yüzünü bıkkınlıkla sararken ne yapacağını bilmeyen bir endişeyle kaplanmıştı. Evlenmeyi düşündüğü öfke problemli sevgilisi desteği bırakmıştı.

"Sen ısrar etmedin mi? Hamile olduğunu biliyor."

Ofladı çaresizce. "İyice öfkelendi. Üstüme yürüdüğünde tamam dedim susturmak zorunda kaldım."

Ellerimi belime koymuş yıka beni diyen kirli tavaya bakarken öfkeyle kapıya yürüdüm.

"Nereye?"

"O piçe haddini bildirmeye?"

"Ne?" Dedi kapı kulpunu tutan elimi tutarak önüme geçerek. Yüzündeki korku gözlerine sıçramıştı. "Sana zarar verir. Senin bebeğin var."

Onu ittim ve kapıyı ardımdan kapatırken, "Geçen sefer de öyle dedin ama eve suratı patlak dönen oydu."

Kapımı kapatıp yan eve girdim ve öfkeyle kapıyı çaldım. Öfkeyle kapıya yapışmış vururken tekme atıyordum. Yoldan geçen dedikoducu teyzeler beni merakla izlerken Jimin uykulu gözlerle kapıyı aralayınca onu itip içeriye girdim ve kapatma zehmetine girmeden ona tokat attım.

"Noluyo lan?"

"Ne demek desteği bıraktım piç? Sen kime güvenerek bırakıyorsun?" Bir yumruk yanağına savurdum ve bedeninin koltuğa düşmesi için elimle sertçe ittim. Yeterince zordaydım. Ne param vardı ne de huzurum ve şimdi yıllardır bitmeyen bir derdim olan Jimin'in psikopat yönleri tekrar uyanmıştı. Onu ben uyutmalıydım yoksa baba olunca çocuğu ondan çok çekecekti. Roseanne gibi...

"Sana ne lan? Sana ne?" Dedi üstüme yürürken. Öfkeyle belerttiği gözlerine bakarken tepki vermedim ve ellerini yakama yapıştırıp beni duvara sertçe yapışırırken onu öylece izledim. Bana vuramazdı ama sevgilisine vuruyordu. "Benim hayatımdan, kararlarımdan sana ne?"

Onu sertçe ittiğimde daha fazlasını yapmak istiyormuş gibi gözlerini sımsıkı kapattı ve küfür mırıldandı. Elleri vurmak ister gibi yüzümde kasılırken, "Roseanne sana yüz verdi tepemize çıktın! Artık yeter," dedi ve açık kapıdan hızla çıktı. Peşinden gittim ve etrafımızdakileri aldırmadan seslendim.

"Senin ne hayat kurmaya ne de hayat vermeye paran yok. Haddini bil."

"Senin var sanki," diye tepki vererek mahalleden ayrılmıştı. Benim de yoktu fakat yine de iyi durumdaydık. Jimin gibi paramı uyuşturucuya vermemiş kızıma yatırım yapmıştım. Şimdi aynı durumdaydık, peş parasız fakat eşit değildik. O birilerine muhtaçtı ben kızıma.

Roseanne dolmuş gözleriyle bana bakarken etrafımızda bu manzaralara alışmış teyzelere baktım. "Lütfen gidin." Neyse ki anlayışlılardı hatta bazıları, "Kolay gelsin sana kızım," bile diyorlardı fakat dedikoducu tarafları da vardı.

"Roseanne," dedim ağlamaya başlarken. Ona sımsıkı sararken o da bana sarılıp ağlamaya başlamıştı.

"Diana köpek istiyordu ne diyorsun?"

"Senin köpeğe alerjin var. Yalnız güzel bluzun kirlendi sümüklerimde," dedim gülerek. Roseanne sahte bir tiksinme taklidiyle benden ayrılıp silkilirken ona daha da gülmeye başladım. En sonunda kahkaha atarak evime girerken işe Diana'yı yanında götüren Jin de gelmişti.

blood, pain and lies ♠︎ taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin