2;2

874 52 58
                                    

-lütfen oyları ve yorumları arttırabilir miyiz? Paragraf arası yorumlarda düşüncelerinizi çooook merak ediyorum şakasız

-Jennie artık nasty ve bad girl 🔥 bu Jennie'yi sevmeyeceksiniz..

SMUT BULUNUR

-iyi okumalar


...

Boş duvarlar, boş odalar, boş bir ev ve bomboş bir hayat... Hayatım monoton ilerlerken kendimi Taehyung içinde olduğu bir çığın altında ezilirken bulmuştum. Hoşuma gitmişti, hoşlanmıştım, her şey çok farklı ve yeniydi. Benim gibi hayata karşı sert düşünceleri olan kütük kızı yontmuş ve verdiği şekille evlenmişti. Güzel bir ilişkimiz, mutlu bir diyaloglarımız vardı fakat ne olduğunu anlamadığım şeyler olmuş ve kendimi boşanma avukatının karşısında ağlarken bulmuştum.

Taehyung beni aldatmıştı. Koskoca bir yıl boyunca peşimde son sürat koşan adam beni aldatmıştı.

Peki ya sonra? Hamileliğimi saklayarak ondan boşanmayı başarmıştım. Onun zaten beklediği bir bebek vardı, benimkisine ihtiyacı bile olmayacaktı. Ki son davranışlarından yola çıkarak bebeği belki de sevmeyecekti. Şu an o beklediği bebeği kaybettiği için Diana'ya bu kadar bağlıydı. O sürtüğün bebeği doğsaydı Diana için bu kadar çırpınmayacaktı bile.

Tüm bu düşünceler her saniye zihnimde dolanıyordu. Yürüyen migrene dönmüştüm. Bedenim hassaslaşmıştı. Zaten alıngan yapım vardı ve her gün bir darbeyle daha da o yapının altında kalıyordum. Önce babamı kaybetmiştim ardından babamı kazanmıştım. Sonra Taehyung'u kazanmıştım ve ardından onu acı bir şekilde kaybetmişti ve şimdi babamı tamamen kaybetmiştim. Belki bana acımamış ve annemle bizi terk etmişti fakat yine de özlem duyduğum kokunun kaynağıydı. Peki Taehyung? İstese, istesem dönebilir miydim ona?

Bir haftadır annemin yanında kaldıktan sonra Taehyung'un aramalarında biraz daha kalmam gerektiğini söyleyip evime gizlice gelmiştim. Bunu neden yapmıştım bilmiyorum ama emin olduğum tek bir şey vardı ve o da yalnız kalmam gerektiğiydi. Ağlayacak vaktim yoktu ama daha sağlıklı düşünebilirdim. Sorularımün cevabı çok sivriydi ve her yeni soru o sivri tarafa değdikçe yaram daha da açılıyordu. Diana için güçlü biri olmaya çalışırken aslında güçsüz yerine konduğumun farkındaydım.

Telefonum çaldığında arayanın Taehyung olduğuna emindim. Gece vakti olduğunu fark edinceye kadar telefonun açılmasına izin vermemiştim fakat bıktığım vakit gidip kontrol ettiğimde arayanın Max olduğunu fark etmiştim.

"Alo Jennie ile mi görüşüyorum? Hani benimle konuştuğundan beridir aramayan nankör Jennie mi?" Dediklerine gülmeye başlarken karşı hattan onun kıkırtılarını duymuştum.

"Ah Max," göz devirip yerime iturdum ve bacaklarımı duvara yaslayacak pozisyona geçtim. Başım sarkarken saçlarımla oynuyordum. "Nasılsın Max?"

"Senin kadar olmasa da... fena. Konuşma partisi yapalım mı?"

"New York'tayım hâlâ."

"Yeme beni Jennie. Seni markette gördüm. Belli ki depresyondasın ancak depresyondaki insanlar elmanın en yeşilini bulmak için bütün elmaları teker teker kontrol eder."

Dediklerine göz devirmeden edemedim. "Madem gördün gelseydin ya salak."

"Yalnız kalmak isteyecektin..." haklıydı. Onu yine bir şekilde savuşturur ve eve yalnız giderdim. "Ne oldu bilmiyorum ama ben buradayım."

"Babam öldü Max."

"Seni terk edip sonra gelen şu yüzsüz mü?"

Derin bir nefes verdim ve baş dönmesi yaşamaya başlayınca yavaş yavaş oturur pozisyona geçtim. "Konuşamadık bile. Hep hastaydı. Sanki sağlık ocağıydık. Geldi ve ona bakmamızı istedi."

blood, pain and lies ♠︎ taennieWhere stories live. Discover now