30

497 49 22
                                    

Baktım 54 beğeni geldi bende sınırlara güncelleme getirdim

55 beğeni 70 yorum  (beğeni dolarsa sevinirim (:)

Hastaydım dün o yüzden bugün geldi bölüm kusuruma bakmayın sevgili sevdiceklerim

İyi okumalar ☆

2 hafta sonra

roseanne

Yoongi yoğun geçen iş günlerinin ardından yanıma geleceğini bildiren mesajı ilaç gibi gelmişti. Üstelik bir gece kalacağını da söylemişti!

Jimin'i hızla duşa yolladıktan sonra yatak odasını ve salonu üstünkörü -hamile halimle- temizledikten sonra mutfağa geçtiğim an benimki gelmişti.

Hamileliğimi umursamadan hızlı adamlarla kapıya geçerken her seferinde sancım tutsada heyecanım baskındı. Kapıyı açtığımda yaş aldıkça lezzetlenen şarap adamım karşımdaydı. Üzerine geçirdiği basit beyaz tişörtünün üzerinde basketbol takımının yeşil ve beyaz renk karışımlı ceketini giymişti. Bu salaş hâli bana hep takım elbiseli hâlinden seksi gelirdi. Kolundan tutup hızlı içeri çekerken bir 'ne oluyor' narasını duysamda ona sarılınca sorgulamayı ksmişti.

Büyük elinin biri başıma diğeri belime gitmişti. Sımsıkı bana karşılık verirken üzerine sinmiş kokusunu içime çekerken huzur doluydum tâ ki Jimin'in uyarıcı öksürüklerine kadar. Kapı eşiğinde durmuş ıslak saçları açık giyinik Jimin bizi izlerken suratında Yoongi'yi her gördüğünde oluşan kibir vardı. Sanki kontrol hep ondaymış gibi davranıyordu oysa ses tonu Yoongi karşısında hep sakin ve biraz da boyun eğik çıkardı.

Yoongi'den tırsıyordu küçük Jimin.

"Aç mısın?" Dedi Yoongi, Jimin'i aldırmadan. Kollarımi ayırmadım sadece başımı ona kaldırarak olumsuzca mırıldanmıştım. Ondan ayrılmasan -beni ayıramamıştı kendinden- koltuğa oturduğumuzda koltuğun ucuna attığım battaniyeyi almaya çalışırken onu bırakmıştım, belli ki üşümüştü. Fakat düşüncemin zıttı olarak alır almak üzerime sererken bu basit inceliğe gözüm dolmaya başlamıştı. Çocuğun babası bile uyuduğumda üzerimi örtmüyordu!

Yoongi'nin bakışları bana değince mutlu hâli şaşkınlığa dönmüştü. Çaktırmadan gözyaşımı silme planım bozulsada yine de silip gülümsedim.

"Ne oldu? Bir yerine mi vurdum? Sancın mı tuttu?" Ardı arkası kesilmeyen ve beni düşünen tavrı beni daha da duygusallaştırıyordu. Yüzüm buruştu ve ben kendimi kasarken birden gözyaşlarım dolmaya başladı. Yanıma oturup başımı elleri arasına aldığında yanaklarıma akan yaşları siliyordu. Endişeyle beni izlerken burnumu çektim.

"Sadece biraz duygusal zamanımdayım," diye teselli ettim onu. Yüzü anında yumuşarken yüzüme eğildi ve alnıma öpücük kondurdu. Ben dudağımı öpecek sanarken o alnımı öpmüştü. Neden? Dudaklarıma sümük mü kaçmıştı? Artık ilgi çekici değil miydi?

Bu düşüncelerle kendimi daha da üzerken bu sefer daha yüksek sesle ağladığımda televizyon izleyen Yoongi bana şaşkınlıkla irkilerek baktı. "Ne oldu?" Diye sordu ama ona o kadar kırgındım ki sinirle kalkarak mutfağa ilerlemiştim. Yoongi'nin arkamdski hareketliliğini duymuştum fakat önemsememeye çalışarak trip atıyordum. Zsten Jimin onu durdurup, "Şu an trip zamanı," diye onu uyarmıştı.

Gözyaşlarım kuruduğunda Yoongi arkamdaki masaya oturmuş beni izliyordu. Ben gecenin vaktinde Jennie'ye özenmiş kurabiye malzemeleri çıkarırken eksikler bir bir çıkıyordu. Bir mutfakta kurabiye malzemelerinin hepsi ki olmazdı yahu?

blood, pain and lies ♠︎ taennieWhere stories live. Discover now