2;9

796 68 114
                                    

Size karşıkonulamaz bir teklif sunacağım

-Karşıkonulamaz teklif 1:  50 oy  [zorunlu]

-Karşıkonulamaz teklif 2:  60 yorum [40-50 arasında yorum ve oy yerine getirildiyse kabulüm]

-Karşıkonulamaz teklif 3:  diğer kitaplarıma göz gezdirmek [zorunlu değil]

-olmazsa yb yok (:  ciddiyim (;

Bölüm uzun, smut bol.

-iyi okumalar..

_______


jimin

"Sorunun her neyse bana anlatabilirsin. Hayatımda yeterince sorun varken seninkilere yer açabilirim."

Lalisa titreyen elleriyle oynarken gözlerinden damlayan yaş eline doğru yol almıştı. Yüzünde ufak bir tebessüm olsada hâlâ kızarmış gözlerinin altında makyajı akmış düğün kaçkını dul kadın gibi görünüyordu.

Titreyen elini elime aldığımda irkilmişti fakat ben elinin soğukluğunda kalmıştım. Roseanne lokantaya gittiği için evim boştu ve bende Lalisa'yı evime almıştım.

"Üşümüşsün." Ayaklanıp içerden battaniyeyi aldım ve üzerine dikkatle sardım. Ağzında teşekkür gevelerken battaniyeye sımsıkı sarılmıştı. "Su getiriyorum."

Konuşmaya niyeti yoktu. Doktora gitmemize bile izin vermemişti. Taehyung'u aradıktan sonra tepki alamayınca her şeyi boş vermiş ve Lalisa'yı evime getirmiştim.

Suyu eline verdim ve titreyerek içişini izledim. Kırmızı ruju yanaklarına kadar hafif dağılmış ve solmuştu. Göz makyajı yanaklarına kadar akmış ve kurumuştu. Gözleri ağlamaktan şişmiş ve kızarmıştı. Bu hâliyle bile güzel olan kadını nasıl harcardı Taehyung?

"Çok güzelsin," diye mırıldanırken beni duymuş gibi bakıp gülümsemişti.

"Teşekkür ederim." Koca su bardağını bitirip masaya koyarken bardağı uç tarafa koyduğu için yere düşerken tuzla buz olunca yerinden sıçramış ve dizleri üzerinde koltukta durmuştu.

"Tamam sakin ol."

"Kırıldı. Kırıldı. Öldü." Elini bardağa uzatmış kekeliyordu. Bardağı es geçip yanına giderken elini tutup koltuğa oturturken, "Öldü," diye mırıldanıyordu.

"Kim öldü Lalisa?" Onu bebek gibi koltuğa yatırırken üzerini sımsıkı örtüyordum.

"Bardak, bardak..." alt dudağı titriyor, deli gibi sayıklıyordu. Gözleri bardağa dehşetle bakarken yanağını okşuyordum ama nafile. Hâlâ krizdeydi.

"Ben temizlerim, sen uyu biraz." Gözleri bu komutumu beklermiş gibi kapanırken mutfaktaki kürek ve süpürgeyi alıp dikkatle yeri süpürdüm. Masayı da elim değmişken silerken hepsini çöpe attıktan sonra sürahi ve yeni bir bardak getirip masaya bıraktım, belki kalkıp içmek ister diye.

Salonun lambasını söndürürken kalan bulaşıkları yıkamak için mutfağa dönmüştüm. Belki Roseanne'yi aramalıydım.

Telefonumdan numarasını tuşlarken bir yandan da büyük derin kaba sıcak su dolduruyordum. Roseanne hamile diye bulaşık bana kalmıştı.

"Alo?" Açan Yoongi'ydi. Derin bir nefes alıp yanıtladım.

"Yoongi? Roseanne gelecek mi eve?"

"Ben bir sorayım," dedikten sonra aramayı bekletip sessizliğe gömülürken kurumuş lekeli bulaşıkları kaba dolduruyordum. "Alo, Jimin?"

blood, pain and lies ♠︎ taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin