2;5

679 52 46
                                    

-30 oy istedim olmadı, 30 yorum istedim okmadı bxbxbxbxb ama ben iflah olmaz bir salağım

-final yapmak jstiyorum ama diğer kitaplarıma bakan yok o yüzden biraz korkuyorum inş 10k olmadan final yapmam

-dürüst olayım pek 8k şerefine layık bölüm olmadı affedin..

-iyi okumalar

...

taehyung

Lokantanın girişinden geçerken sinir bozan zilin sesiyle birçok memur bana dönmüştü. Lalisa arkamdan bana yetişmek için hızla koşarken odak noktam Diana ve Jennie'ydi.

Yoongi'nin memura dönük bedeni beni fark edince memura birkaç kelime edip yanıma gelmişti.

"İçeriye almıyorlar."

"Kim öldü?" Derken bir yandan da Diana ve Jennie'yi arıyordum.

"Jungkook. Nasıl bilmiyoruz ama gözümün önünde çocuk kan kustu." Bedeni titrediğinde gördüğü manzarayı tekrar yaşadığına emindim. Elimle omzunu sıkıp ona destek vermeye çalışırken söyledikleri bile hayalini kurmama yetmişti. Sanırım benim de bedenim titriyordu.

Lalisa omzumu sıkıp bedenimi gevşetirken, "Diana nerede?" Diye sordu.

"Ve Jennie?" Yoongi her ikimize de şòyle bir bakıp, "Zemin katta, onları yemekhaneye yollamıştım."

Elim telefonuma giderken, "Telefonlarımı açmıyor," dediğim an Jennie'nin ismi ekranda belirmişti. Bekletmeden açtığımda korku dolu sesiyle bana sesleniyordu.

"Taehyung? Nerdesin?"

"Geldik Jennie. Siz nerdesiniz?"

"Kiminle geldin? Yalnız gelmedin mi? Her neyse, Diana çığlıklardan korkunca onu otelin kafetrayasına getirdim. Neyse ki görmedi cesedi."

"Sen gördün mü?"

Olumsuz anlamda mırıldandığında rahat bir nefes vermiştim. "Tamam ben olayları öğrenip geleceğim. Siz beni bekleyin." Telefonu kapatıp Lalisa'ya döndüğümde, "Gitmen gerek, Diana'yı yalnız bırakamam," dedim.

"Saçmalama Tae, bizim eve gelsinler. Baksana çocuk kan kusmuş, kimbilir Diana ne haldedir?" Doğrusunu söylemek gerekirse bu anlayışlı tavırları beni şüphelendiriyordu fakat belki de alışnaya çalışıyordu değip geçiştirmiştim.

"Bir süre lokanta kapalı olacak," diye odağını kendine çevirdi Yoongi. "Roseanne'nin sancısı tutunca Jimin'e aracımı verdim hastaneye götürsün diye, ararsın." Cevap bekler gibi bana bakınca kafamı salladım. "Jennie ve Diana'yı da buradan uzaklaştırın."

"Peki sen?" Kafasını belli belirsiz sallarken arkasındaki manzaraya baktı. Birkaç kişi sedyede yatan örtüyle kaplı Jungkook'u götürürken örtünün baş kısmı kana bulanmıştı. Genç bir çocuktu ve heyecan doluydu, onu bu hâlde görürken canım hiç olmadığı kadar acımıştı. Kim bilir ne hâyalleri vardı...

"Ben bir süre buradayım." Elimi omzuna götürdüm destek olmak niyetiyle. Cansız beden dibimizden geçip kapıdan çıkarken, "Ara beni üşenmem gelirim yanına," dediğimde, "Sağ ol," diye mırıldandı.

Onu orada bırakıp kapıdan çıkarken, "Lalisa emin misin?" Diye sormadan edememiştim. Suratında az önceki manzaradan dolayı bir endişe vardı ve suratı bembeyaz olmuştu. "İyi misin güzelim?" Kafasını belli belirsiz salladığında dudağını ısırıyordu.

blood, pain and lies ♠︎ taennieWhere stories live. Discover now