20

50 12 4
                                    

medya : Barkın

Dün Gökay ile olanları Hayat ile Deren'e anlatmıştım.

Bana bir sürü laf edip ardından " sen bilirsin " demişlerdi.

Teselli veya öğüt almak istemiyordum zaten ama yaptığımın yanlış olduğunun yüzüme karşı söylenmesi teredütte düşmemi sağlıyordu.

Bana o sırada doğru gelen şeyler sonradan pişman olmamı sağlıyordu.

İlk ders zili çaldığında çantamdan kitaplarımı çıkarmak için fermuarı açtım.

" kızlar yeni bi kız gelmiş duydunuz mu? "

Konuşulanları duymamla kaşlarım çatıldı.

" bir tane de çocuk gelmiş az önce kantinde gördüm çocuk taş taş "

Zaten çatık olan kaşlarım mümkünmüş gibi daha da çatılırken çantamı kapatıp arkamı döndüm.

" kimmiş gelenler "

Tam o sırada sıramın yanına koyan çantayı ve koyan kişiyi gördüm.

" benim " deyip sırıtan yüzü görmemle yüzümü buruşturdum.

Rezil olmada üstüme yoktu.

Kızlar çocuğu görür görmez arkalarını dönerken ben ise çocuğu süzüyordum

iç ses: çocuk çocuk diyeceğine adını mı öğrensek Aleda

iç sesime hak vererek elimi uzattım

" merhaba iç açıcı bir tanışma olmasada Aleda ben "

Elini uzatıp elimi tuttu.

" Barkın "

Çantasını koyduğu yere kafamı çevirip kaşlarımı kaldırdım.

Çağan'ın bu sahneyi görmesini istemezdim.

Çünkü bu sene boyunca onunla oturacağıma söz vermiştim.

Ayrıca üç senedir Çağan , Hayat ve maalesef ki Arda dışında kimseyle oturmamıştım ve son 2 yılımda da oturmaya niyetim yoktu.

" yalnız çantanı bıraktığın yer dolu " dedim elimle Çağan'ın yerini işaret ederken.

Omuz silkip bir adım daha bana yaklaştı.

" emin misin çünkü ben orada oturan kimseyi görmüyorum "

Dalga geçişine göz devirip içimden kendisine sövmeye başladım.

Bu dönem arkadaştan çok çekecektik anlaşılan.

Aramızdaki mesafe azaldığı için arayı açmak amacıyla masamın üzerine oturdum.

Ders kimya olduğu için kimya defterimi çıkartıp birazdan işleyeceğimiz konu için aldığım notları incelemeye başladım.

Barkın çantasını bıraktığı yere oturmak yerine benim yerime yani şuan oturduğum masanın sandalyesine oturup yayıldı.

Sinirlendiğimi hissediyorudum.

Kendini ne sanıyordu şuan?

Alaylı bir nefes verip

" orası da benim yerim yalnız? "
dedim açıklama istercesine.

Umursamazca

" artık benim " dedi.

Birşey yapmamak için dudaklarımı birbirine bastırıp tırnaklarımı avucuma batırdım.

Bir yararı olmayınca masadan inmeden yüzümü yüzüne yaklaştırıp

Görüşelim Where stories live. Discover now