PUSULA -3

19K 1.4K 74
                                    


Şiddetli bir baş ağrısı ile kendine geldi genç adam, Tanrım, dünya etrafında fırıl fırıl dönüyordu. Midesinin bulandığını hissetti ve gözlerini kapadı. Yeniden gözlerini açacak gücü bulabildiğinde, pencere pervazına tünemiş olan Atmacayı yarım yamalak seçti, istemsiz bir küfür savurdu, nitekim uğursuz kuşta aynı şekilde bir çığlık koyuverdi ve düşmanca birbirlerine baktılar. Arkadan gelen lirik bir ses bu bakışmayı böldü " eğer gürültü etmeyi kesmezseniz ikinizde kapının önüne koyarım." Breannen kafasını çevirip bulanık kadın figürünü seçince ayağa kalkmaya çalıştı ancak o dakika yatağa bağlandığını fark etti. O şaşkınlıkla yatakta kurtulmak için kıpırdanmaya çalışırken, kız 12 yaşında bir çocuğa izah eder gibi "seni yatağa bağladım" dedi.


Breannen bu başına gelenlere inanamıyordu, önce bir köpek tarafından ısırılmış, bir kuşgözlerini oymaya çalışmış, aslında önce saçını yolmuş sonra gözlerini oymaya çalışmıştı ve ancak beline kadar gelen bir kadın tarafından okla vurularak yatağa bağlanmıştı. İnleyerek başını iki yana salladı, şu durumu klanından herhangi biri duysa, Tanrı korusun, hayatı boyunca alay konusu olurdu. Hele klan lideri Malcolm, en iyi avcısının yatağa bağlı şu zavallı halini görse ikinci kez düşünmez kalbine kılıcını saplar ve bu utanca son verirdi.

O bu şekilde kendi kendine yazıklanırken, kız anlaşılan inlemelerini yaralarının acıdığına yormuş olmalıydı ki "Canının yanması senin kabahatin, başkalarının evine izinsiz girmenin sonucu bu!" diyerek çıkıştı. Brannen gözlerini kısarak yeniden kızı seçmeye çalıştı ancak bulanık bir şekilden başka görebildiği hiçbir şey yoktu.


Belki de köylüler haklıydı buraya gelmeden önce Ormanönü köyüne uğramış ve orman cadısına ilişkin bilgi toplamıştı. Atının nallarını değiştiren adam sıkı sıkı uyarmıştı onu "Kızın gözlerine asla bakmamak gerekiyor, bir bakan kişi sonsuza kadar lanetleniyor!" Ah adamı ciddiye almamakla büyük bir hata işlemişti, bir daha göremezse avlanmazdı, klanına da dönemezdi, daha da kötüsü görevinde başarısız olmuştu.


Bir kez daha bir inleme koyunca Kylianne dayanamadı "Gözlerine merhem sürdüm, iki güne kadar iyileşmiş olur" sonra utangaç bir sesle ekledi " Kollarını da diktim ama onlar çoktan iyi oldu bile!Yani üzülmen için bir sebep yok." Adam bir an yanlış işitmiş olabileceğini düşündü, ormanın cadısı kendisine merhem mi sürmüştü? Hay lanet kadın! Ne halt etmeye, sonra bir saniye durakladı, kollarında hiç acı yoktu. Gerçekten bu mümkün müydü? Kadının, ilk oku değil ama ikincisi kesinlikle kemiğe saplanmıştı. Oku çıkarırken iyileşmesinin uzun zaman alacağını düşündüğüne emindi, ama belki de kadın sadece yalan söylüyordu, Breannen sabırsız bir ses tonu ile sordu "Kaç gündür burada bağlı duruyorum?" Kylianne adamdaki bu ani tavır değişikliğine şaşırarak cevapladı "İki gece bir gün" Breannen buna inanamıyordu, sadece iki gece ve yarası kapanmış mıydı? Bu kadın cidden büyücüydü, Kadim Büyücü bile bu kadar kısa zamanda yaraları iyileştiremiyordu. Ve bu kızı kesinlikle Malcolm'a götürmeliydi.


"Çöz beni!" Adamın bu ukala tavrı Kylianne'nin sinirine dokunmaya başlamıştı, adama yardım etmesine karşılık bir teşekkür bile etmemişti soğukça cevap verdi "Öncelikle tutsak olanın sen olduğunu hatırlatmama izin ver, yani seni ne zaman istersem o zaman çözerim ve bana böyle emredemezsin." kızın lafı biter bitmez atmacanın çığlığı kulübede yankılandı, Brennan dişleri arasından bir küfür daha savurdu hayvana. Kız bu duruma hiç aldırmadan devam etti "ayrıca sanırım artık benim sorularıma yanıt vermen gerekiyor, kimsin? Hangi klana bağlısın? Neden evime saldırdın? Benden ne istiyorsun?" bir nefeste soracağı soruları sıralamıştı.

Orman BüyücüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin