YENİ BİR ŞAFAK-23

16.2K 1.1K 84
                                    

Mahkemenin üzerinden yaklaşık iki hafta geçmişti, Kylianne o günden bu yana mümkün olduğunca herkesten uzak durmaya çalışıyordu. Yemeklere inmemek için yaralarını bahane etmiş, yorgun olduğunu söyleyerek Glenna'nın çay tekliflerini reddetmiş, her gün odasına gelen Mairin'le ise çok gerekmektedikçe konuşmamış ve birkaç defa zihninden ona seslenen Breannen'ını ise tamamen görmezden gelmişti. Sadece Bree'ye diş geçirmeyi başaramamıştı, kadını odaya almamayı denemişti ama yaklaşık iki saat boyunca süren nutkunun ardından Bree, bir saat sonra almak üzere, ayıklaması için bir teneke havuç bırakıp gitmişti.

Kylianne, derin bir nefes aldı. O günden bu yana Malcolm'ı da hiç görmemişti, mahkemenin hemen arkasından kale lordunun ava çıktığı söylenmişti geri döndükten sonra da adam ortalarda gözükmemişti. Kylianne'in istediğinden değil ama sanki karşılaşmamak için özel bir çaba gösteriyor gibiydi..."Kimi kandırıyorum ki ben" diye düşündü genç kadın sağlam olan eliyle önündeki sepete bir patates daha atarken, "kafamın içinde sürekli nerede, nasıl olduğunu düşünüp duruyorum." İyice dolduğunu düşündüğü sepeti yüklenip mahzenden yukarı doğru çıkmaya başladı. Kylianne'in odasından çıkmayı reddetmesi üzerine Bree bizzat kale lorduna giderek büyücünün bir süre kendisi ile kalması ve mutfak işlerine yardımcı olması için ricada bulunmuştu. Kale lordu ilk başta bu fikre sıcak bakmasa da daha sonra iki askerin oda kapılarını beklemesi ve Kylianne'in fazla yorulmaması koşuluyla teklifi kabul etmişti. Genç kadın bu fikri ilk duyduğunda çığlık atmak istemişti ancak Bree "Oturduğun yerde yumurtlamayacaksan, yediğin ekmeği hak etmen gerekiyor küçükhanım!" diyerek, onu bedavacı olmakla suçlayınca, Kylianne süngüsü düşük vaziyette mutfağın yolunu tutmuştu. Şimdi tek elin izin verdiği ölçüde, diğer eli hala sargılıydı, mutfaktaki işlere yardım ediyordu. Genç kadın, sepetteki patatesleri soymak için bekleyen kadınların önüne döktü ve terleyen alnını mutfak önlüğünün ucu ile sildi.

Mahkemenin bitişinin ardından Larena, Shetland'a ailesinin yanına gönderilmişti, daha sonra Glenna'nın dediğine göre askerlere rüşvet verenin de o olduğu anlaşılmıştı. Fakat Kale Leydisi tam olarak emin olmasa da "Sanırım Malcolm, kendisine yapılan büyü hakkında Larena'dan şüpheleniyor" diye eklemişti. Kylianne'in kafası çok karışıktı, aslında bu kendisi için iyiye işaretti neticede Mckenzie Klanı'nın birçoğu Malcolm'a yapılan büyüden Kylianne'in sorumlu olduğuna inanıyordu. Durum buysa, genç kadın temize çıkmış oluyordu "Ama niye" diye düşündü Kylianne "Neden Larena, sevgisini kazanmak karşılığında, başkalarını öldürmekten çekinmediği nişanlısına büyü yapsın ki?" Ocağın önünde kaynayan çorbanın başına giderek, dibi tutmaması için kepçeyle karıştırmaya başladı bir yandan da düşünmeye devam etti. Larena bir büyücü değildi, dolayısıyla büyü yapması da mümkün değildi ancak bir büyücüden aldığı tılsımı kullanırsa bu şekilde bir sonuç elde edebilirdi. Kaşları çatılan Kylianne, Larena'nın ne tür bir büyü için bu kadar zahmete katlandığını düşündü bir süre sonra aklına o gün Malcolm'ın etrafından yayılan kırmızı mor aura geldi. Bunlar hiçbir şey ifade etmiyordu, çaresizlikle iç çekerken, Bree'nin sert sesiyle havaya zıpladı "Yavaş çevir o çorbayı, döküp ziyan edeceksin!" Kylianne, "bu kadının arkasında üçüncü bir gözü mü var?" diye homurdanırken, kaşığı ile daha yavaş ve düzenli yuvarlaklar çizmeye başladı.

Sorularının cevabını alabilmesi için Mannis ile konuşmalıydı ayrıca sadakat yeminiyle ilgili de bilmesi gerekenler vardı. "Sadakat yemini..." diye düşündü. O gece Breannen'ı duymuştu, "Geri almam gereken bir klanım" var demişti, Kylianne meselenin iç yüzünü bilmese İzsürücünün neden şimdiye kadar kimseye bağlılık yemini etmediğini anlayabiliyordu. Eğer tahminleri doğruysa, Kylianne belki de Breannen'a yapılabilecek en büyük kötülüğü etmişti. Pişmanlıkla iç geçirdi, "Malcolm'dan intikam almak uğruna, önüne kattığı her şeyi yıkan bir sel gibi insanların hayatlarını karıştırdım." Diye düşündü. Glenna'nın mahkeme salonundaki kararlı yüz ifadesi her aklına geldiğinde Kylianne içi eziliyordu, "sana güveniyorum Kylianne" demişti. Hiçbir şey bilmemesine rağmen ki, Kylianne eğer Breannen ve Mannis yetişmeseydi gerçekten Larena'yı öldürebilirdi, büyücüyü savunmuştu. İşte bu gerçek sadakatti ama Kylianne bu sadakatin ne kadarını hak ediyordu... Genç leydiyi, ağabeyinden intikam almak için kullanmakta sakınca görmemişti, "ben kötü biriyim" diye düşündü Kylianne "Bana nasıl güvenebilirsin ki?"

Orman BüyücüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin