Do You Think About Death?

128 17 9
                                    

   Yolculuğa umduğumuzdan geç başlamıştık ve muhtemelen Bradford'a varmamız gece yarısını geçecekti. Arabada geçen sessiz birkaç saatin ardından dayanamamış, tamamen uyuşan bedenimle kendimi uykunun kollarına bırakmak zorunda kalmıştım. Aradan ne kadar zamanın geçtiğini anlamadığım bir süre zarfının ardından arabanın sarsılarak durmasıyla uykunun kollarından zorla çekilmiştim. Fakat tam olarak uyanabildiğim söylenemezdi. Sabah çok erken kalkışım ve iş günümün fazlasıyla yoğun geçmesi yüzünden bedenim pelte gibiydi.

   Zayn'in el frenini çektiğini duysam da gözlerimi açamadım. Çok geçmeden arabadan inmiş, kısa bir süre sonra da oturduğum yolcu koltuğunun kapısı açılmıştı. Kendimi zorlayarak başımı kapıya doğru düşürürken, Zayn'in fısıldadığını duydum.

"Uyuyamaya devam et." Ne dediğini tam olarak anlayamasam da ayılamadım zaten.

   Önce bacaklarımın altında, sonra da sırtımda hissettiğim ellerin ardından bedenimin havaya kalktığını duydum. Başım göğsüne düşmüştü. Hava fazla soğuktu ve bedenimde dolanan ince bir üşüme dalgasının beni titrettiğini hissedebiliyordum. Yürüdüğünü bedenime yansıtmamaya çalışsa da sarsıntıdan anlayabiliyordum. Çok geçmeden açılan kapının sesini duydum. Ardından biri konuştu.

"Hoş geldiniz, oğlum. Ben de sizi bekliyordum." Zayn bir şeyler mırıldanırken, annesi hızlıca devam etmişti.

"Hadi içeri geçin. Oturma odasına sizin için yer açtım. Çantanızı ben alırım, sen Bella'yı odaya götür." Dışarıya kıyasla daha sıcak olan eve girdiğimizi anında ısınmış olmamdan anlamıştım. Zayn kollarında beni dengeleyerek hafifçe yukarı kaldırdıktan sonra biraz daha yürümüş, ardından da bedenimi sert koltuğun üzerine yavaşça bırakmıştı.

   Ellerinin seri hareketlerle üzerimdeki montun fermuarına kaydığını ve usulca açtığını hissettim. O sırada annesinin sesini yeniden duymuştum ama tam olarak anlayamıyordum.

"Size yatak odasını verecektim ama Safaa ve Martin çocukla birlikte orada daha rahat olurlar diye onları oraya almak zorunda kaldım." Annesi gibi Zayn de fısıldarken üzerimdeki montu çıkarmaya çalışıyordu.

"Sorun değil, burada da rahat ederiz." Annesi onaylarken, Zayn'in montu beni çok fazla sarsmadan üzerimden çıkarıp almasını beklemişti. Mont üzerimden çıkıp da başım yeniden yastığa düştüğünde Zayn'in üzerime ince bir yorgan bıraktığını hissetmiştim. Koltuğun bir kısmı çöktüğünde Zayn'in de oraya oturduğunu anlamıştım. Ardından sesini duydum. Annesi muhtemelen beni izliyordu.

"Sabah erken kalktı ve yolculuk onu çok yordu." Annesinin Zayn'i öptüğünü duydum.

"Güzelce dinlenin. Sabah uzun uzun konuşuruz." Zayn annesini onayladıktan sonra adım seslerinden oturma odasını terk ettiğini fark etmiştim.

   Zayn bir süre sessizce oturmaya devam etmişti. Fakat aradan çok geçmeden yavaşça yorganın altına kaydığını hissettiğimde derin bir nefes almıştım. Dudaklarımdan çıkan mırıltıları duyabiliyordum ama hâlâ tam olarak anlayabildiğim söylenemezdi. Zayn tamamen yanıma uzandığında koltuk muhtemelen ikimiz için yeterince büyük değildi. Çünkü bedeninin yanı benimkine tamamen yaslanmış, aramızda korumaya çalıştığımız mesafe ortadan kalkmıştı.

   Zayn'in bir şeyler mırıldandığını duysam da, anlamayarak uykuya sarılmaya devam ettiğim sırada yorganın altından bedenimde ellerini hissettim. Önce başımı hafifçe kaldırıp tek kolunu boynumun altından geçirerek başımı boynuna doğru çekmişti. Sonra belimi tutup beni yan çevirdiğinde, beni sırtüstü uzanan bedenin üzerine doğru çekmişti. Derin bir nefes verirken daha rahat uzanıyor olmalıydı. Burnum boynuna değerken kokusu beni yeniden mayıştırmış, tam derin bir uykuya dalacakken yeniden kıpırdanması beni uykunun derinliğinden çekmişti. Başımın altındaki kolunu hafifçe kıpırdatıp elini bel boşluğuma yasladığında beni sıkıca sarıyor gibiydi. Sonrasında boştaki elinin yorganın altından aramızda kalmış olan elimi bulduğunu ve üzerine doğru çektiğini hissettim. Elimi kendi beline bıraktıktan sonra üzerimizdeki yorganı çekmiş, bedenlerimizi sıkıca örtmüştü. Aynı eli şimdi kolumun üzerindeydi ve usulca okşuyordu.

All Too Well / z.mTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon