Moments When We Experience Love

96 12 13
                                    

(+18)(Ama kime göre neye göre... ahahhahaa)

"Hem seni sevmeme izin verebilir hem de sessiz olabilirsin."

   Bütün akşam boyunca yaşadığı gerginliğin sebebi ortaya çıkmışken, bana karşı bu kadar tutkulu olması kelimenin tam anlamıyla nefesimi kesmişti. Ne yapacağımı bile bilmezken, elimden gelen tek şeyi yaparak beni sevmesine izin vermiştim.

   Üzerimizdeki örtünün altından bana yasladığı bedeninin yansıttığı sıcaklığı dört bir yanımda hissedebiliyordum. Ve bunu hissetmek çoktan ısınan bedenimin alevlerle sarılmış gibi yanmasına sebep oluyordu.

   Boynumdaki dudaklarını kaldırıp gözlerimin içine baktığında yapabildiğim tek şey uzanıp çaresizce dudaklarına tutunmak oldu. Onu öptüm. Yaşadığımız bütün sessiz ve acı dolu anları arkada bırakırcasına uzun uzun öptüm ve ellerim omuzlarına tutunurken bunu onun da hissetmesini diledim.

   O an sadece düşündüm. Bedenimde gezinen ellerini, uzun kirpiklerinin arasından bana bakan elalarının parlaklığını, bedenime yasladığı vücudunun temas ettiği her bir hücreyi... Sadece onu düşündüm. Dokunuşlarının altında nasıl bin bir parçaya ayrıldığımı ve her seferinde her birini nasıl muazzam bir şekilde geri birleştirdiğini. O an sadece onu düşündüm. Onu ve onu ne kadar çok sevdiğimi... En sonunda ise artık onsuz olamayacağımı. En çok da bunu düşündüm.

   Kırılacak bir parçaymışım gibi hassas hareket eden ellerinin usulca beni kaldırıp oturtuşunu, ardındansa yavaşça beni soymasını bekledim. Karşısında bütün çıplaklığımla dururken, duvarlarımdan yoksun bir şekilde gözlerinin içine baktım ve o anlar sevildiğimi en bariz hissettiğim anlardı. Bu yüzden onun üzerinde kalan kıyafet parçalarını tek tek çıkarırken sadece onu keşfettim. Sanki birbirimize ilk kez dokunuyormuşuz gibi dokunduk.

   Karşısında durmuş sadece onu izlerken titrek bir nefes aldığını duydum, ardındansa bana uzanıp dudaklarını usulca benimkilere bastırdı. Elleri belime tutunup yana kaydı ve belim yatakla buluştuktan hemen sonra bedenini üzerime bıraktı. Bu sefer işleri ağırdan alıyordu.

   Dudaklarımdaki baskısı usulca çeneme, oradan da boynuma kaydı. Dokunduğu her bir noktaya ardından ateş parçaları bırakıyormuş gibi hissederken, dudaklarının hafif dokunuşları boynumu dolandı. Aynı zamanda da bir kolu hemen yanımdan yataktan destek alırken, boştaki elini de bedenimde dolaştırıyordu. Kalçamı sıyırıp göğsüme ulaştı ve dudakları oraya yetişene kadar orada durdu. Bense çoktan altında kıvranmaya başlamıştım.

   Dilinin boynumda bıraktığı ıslaklık bedenimin titremesine sebep olurken dudaklarımı birbirine sımsıkı bastırıp meydana çıkmaya çalışan inlemeyi içimde tutmaya çalıştım. Fakat tam o anda Zayn'in kulağımın hemen altına bıraktığı derin öpücüğün üzerine gözlerim yuvalarından kayıp da dudaklarımdan pes bir ses çıkarken, Zayn'in göğsümü tutan elinin baskısı arttı ve tam o anda kulağımın yanındaki dudaklarından çıkan fısıltısını duydum. Tanrım, fısıltısı beni daha çok çıldırtıyordu.

"Sessiz olmamız lazım, değil mi sevgilim?" Kalbim göğüs kafesimi delecek gibi atmaya başlamışken, titrek bir nefes alarak başımı sallamaya çalıştım.

   Ellerimden biri kolunda, diğeri ise boynundayken yapabildiğim tek şey tutuşumu sıkılaştırmak olmuştu.

   Dudakları izlediği yolu ıslak öpücüklerle ilerlerken, baskısını önce göğüslerimin arasında sonra ise sağ göğsümün üstünde hissettim. Eli bulunduğu yerin hemen altına kayıp tutuşunu daha da belirginleştirirken, bacaklarımı altından kurtarıp iki yana açmış ve kendime çekmiştim. Hırıltılı bir nefes alarak kendini ona açtığım bölgeye bastırdığında ses çıkarmamak için sertçe alt dudağımı dişlemiştim.

All Too Well / z.mWhere stories live. Discover now