Same Closet, Same Bed

81 12 15
                                    


   Beni uykumdan uyandıran şey üzerime çöken ağırlık olmuştu. Aldığım derin bir nefesle birlikte uzandığım yatağın içinde kıpırdanırken, başımın tepesinde topuz yaptığım saçlarımın açık bıraktığı ensemde hissettiğim dudakların ardından, yüzüme ufak bir gülümseme yerleşti. İçimde artık aşina olduğum bir sıcaklık oluşmuştu.

"Bir sorun mu var?" Fısıltısının ardından tek elimi yüzüstü uzandığım yastığın altına doğru almış, usulca mırıldanmıştım.

"Bugün başım çok ağrıdı. İşten erken çıkıp biraz dinlenmek istedim." Anlayışlı bir mırıldanma ile beni onayladıktan sonra bedenini benimkine biraz daha yaslayarak üzerimdeki tişörtün yakasını omuzlarıma doğru çekiştirdiğini hissettim. Ardından dudakları omuzlarımın birleştiği noktaya dokunmuştu.

   Zorlanarak da olsa gözlerimi açtığımda havanın çoktan kararmış olduğunu görmüştüm. Bu hafta berbat bir yoğunluğun içine düşmüştüm ve bir dakika durup düşünecek kadar bile vaktim olmamıştı. Bedenimse bu yoğunluğun patlamasını bugün yaşamış gibi ansızın beynime saplanan bir ağrıyla yorgunluğunu belli etmişti. Sonunda ise dayanamayıp soluğu evde almıştım. Ne kadar yorgun olduğumu Zayn de biliyordu.

"Haber verseydin eve biraz daha erken gelirdim." Başımı yapabildiğim kadar iki yana sallayarak acıyan gözlerimi geri kapatırken fısıldamıştım.

"Seni alıkoymak istemedim." Ensemin bitimindeki dudakları boynuma doğru kayıp da oraya ufak bir öpücük bıraktığı sırada dudaklarını tenimden çekmeden konuştu.

"Şimdi daha iyi misin?" Tek elini üzerimden uzatıp yastığın altındaki elimi bulduğunda tutuşuna karşılık verirken hafifçe ona dönmek istediğimi belli ettiğim kıpırtılarla mırıldandım.

"Çok daha iyiyim." Üzerime uzattığı bedenini geriye doğru çekip altında sırtüstü dönmeme izin verdiği sırada uzanıp yatak başlığının hemen yanında olan tuşa basmış ve odanın aydınlanmasını sağlamıştı.

   Geri dönüp bana baktığında gözlerinde tuhaf bir ifade gördüm. Gergin gibi görünüyordu ve gözleri yüzümü tarayıp sanki ifademi ölçmek ister gibi baktığında kaşlarım çatılmıştı. O sırada hemen sağımda bulunan yastığının üzerinde duran şeyi fark ettim. Başım sağa dönüp de çiçek buketini görmek beni şaşırtmıştı. Gözlerim mor renklerin yoğunlukta olduğu bukette gezinmeye devam ederken, aklıma gelen düşünce önce kalbimi tekletti, sonra irice açılmış gözlerle Zayn'e dönmeme sebep oldu. Yaşadığım şaşkınlığın rengi sesime de yansımıştı.

"Bugün ayın kaçı ki?" Zayn üzerimden tamamen doğrulup yüzündeki ufak gülümsemeyle bana baktığında, elleri usulca ellerimi bulmuş, benim de doğrulmama sebep olmuştu. Yatakta geriye kayıp sırtımı yatağın başlığına yasladığımda, bacaklarımın üzerine hafifçe oturup omuz silkmişti.

"2 Şubat." İmkânı varmış gibi gözlerim daha da açıldığında, omuzlarım düşmüş, acı dolu bir fısıltıyla konuşmuştum.

"Lanet olsun." Ellerimi yüzüme bastırıp ondan kaçabileceğimi düşünürken, dudaklarından dökülen kıkırtısıyla birlikte bileklerimi tutarak yeniden ona bakmamı sağlamıştı.

"Evlilik yıldönümümüzün aklından çıkmasını normal karşılıyorum." Tek kaşımı kaldırıp ona baktığım sırada, ellerimi kucağıma bırakıp yastığın üzerinde duran buketi de alarak ellerimin üzerine bıraktıktan sonra devam etmişti.

"Çünkü aşırı yoğun bir hafta geçirdin." Derin bir nefes aldı. Ardından uzanıp dudaklarıma ufak bir öpücük bırakıp geri çekilirken ekledi.

All Too Well / z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin