BÖLÜM-56-BÜYÜK KAVUŞMA

12.2K 478 25
                                    

Kalbim durmuştu.Gözkırpmam bile dakikaları bulabilirdi şu anda.Olduğum yere bayılıp düşsem günlerce düştüğüm yerden kalkamayacak gibiydim.İçimden hem ağlamak hem gülmek hem de kaçmak geliyordu.Bunların hepsini bana ne yaşatabilirdi ki? Kuzey tabi ki.

Sedyede doğrulmuş çıplak vücuduna baktım.Gözleri yorgunluktan morarmış ve her an kapanacak gibiydi.Birbirine girmiş saçlarından bazıları terlemiş alnına düşmüştü.Bu haliyle bile her zaman ki gibi yakışıklıydı.Burnundan geçen boruların altından dudağını hafifçe kıvırıp gülümsediğini gördüm.Buradaydı işte.Tam karşımdaydı.Gidemiyordum.

Ne konuşabiliyor,ne gidebiliyordum.Nefes alabildiğimden bile kararsızdım.Sanki kukla gibi kalmıştım.

"Gel,güzel karım."

Beynim bu komutu bekliyordu.

Gözümden yaşlar ardı ardına dökülürken ona doğru koştum.Yüzümde aptal bir gülümsemeyle sedyenin kenarına oturdum.Bu makinaya bağlı olmasının sebebi bendim.Ona dokunmaya dahi çekiniyordum yaptıklarımdan ötürü.

Dirseğinden güç alıp olduğu yerde biraz daha doğruldu.Gözlerimin içine bakıyordu.Tanıştığımız o ilk günki gibiydi bakışları.Bizim evde,dedemin yanında bana bakan delip geçen bakışları vardı.Burnumu çekip sessizce ağlamaya devam ettiğim sırada elini başımın ardına atıp beni göğsüne yasladı.Bütün günlerin,haftaların,ayların acısını çıkarır gibi hıçkıra hıçkıra ağladım.Aslında var olması benim için ne büyük lütuftu.Neden beni bıraktın diyemezdim,neden ben onca şeyleri yaşarken yanında değildin diyemezdim.En kötüsü de beni burada bırakıp gitse neden gidiyorsun diyemezdim.Artık her şey onun merhametine kalmıştı,bende merhametini ve aşkını dilenen aciz bir kadından farksızdım şu an.Bilinmezliklerle dolu kendi hatalarının günahlarını ödeyen bir kadın.Kalbim umutla atarken olabilecek kötü şeylere de kendimi hazırlamaya çalışıyordum.

Nefesinin sıcaklığını kulağımda hissettim.Fısıltısı ninniden ibaret gibiydi.

"Artık buradayım.Ağlama."

Kuzey'di işte bu.Eskiden beni beğenmediğini yüzüme sert bir şekilde söyledikten sonra aynı sertlikle beni öpen Kuzey.Ondan uzak durmamı aylarca bastıra bastıra söyleyip evlenme teklifi ederken hayatımı onunla birleştirmemi isteyen Kuzey.

Başımı göğsünden kaldırıp yaşlı gözlerimle gözlerinin içine baktım.Çok yorgundu.Ben onu incelerken dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu.Gözlerimi kapatıp o anın hiç bozulmamış olmasını diledim.Ona anlatacak çok şeyim vardı.Varlığı için minnettar olacağım çok şey olduğu gibi.

"Bizi ölüm bile ayıramazmış demek ki Derin Arslan."

Arslan'ı fısıltıyla söylediği sırada içimin titrediğini hissettim.Vücudum arzuyla yanıp titremişti.Gülümsemesi tüm yüzüne yayılmıştı.Çenesini başıma dayadı.

"En çok da titremelerini özledim."

"Kuzey."

Susması için yalvaracaktım.Söylediği tek kelime bile beni yerdeki pis bataklıklardan alıp gökyüzünde yumuşak bulutlara fırlatabiliyordu.Bu sadece ona bahşedilmiş bir özellikti,Kuzey Arslan'a.

Dışardan gelen ayak seslerini duyduğum anda olduğum konuma bedenimin de döndüğünü fark ettim.Buradan çıkmamız gerekiyordu.Ayağa kalkıp telefonumu çıkardım ve Egemen'i aradım.Üçüncü çalışında nihayet açmıştı.

"Derin,Işıl'ı kurtardık.Kayra'ya da güzel bir hediye bıraktım aynaya baktıkça beni hatırlayacağı."

"Egemen,buraya gelmen lazım.Kuzey'in durumu iyi değil onu çıkartmamız gerek."

"Kuzey mi?"

"Evet,yani şim-"

Elimin ayağına dolaştığını gören Kuzey başını yatağın başlığına yasladı ve gülümsedi.Boğazındaki adem elması her saniye yukarı aşağı inip duruyordu.Gözlerimi ondan zorla alıp Egemen'e geri döndüm.

"Beni dinle,bir şekilde Kuzey'i buldum işte ama çok iyi korunuyor şu an.Kayra'nın adamları eski bir malikaneye kapatmış.Ben de onlardan biri gibi içeri girdim ve birazdan da Kuzey'in adamları burada olur.Anlayacağın çok kalabalıklar ama eğer buraya gelebilirsen gizlice Kuzey'i çıkartab- "

Kafamın ardında hissettiğim soğuklukla donakaldım.Silahın ucunu kafama daha da bastırmıştı.Kapının önünde beklerken bakışlarımı Kuzey'e çevirdim.Yüzü her zamanki gibi ifadesizdi.

"Seni küçük fahişe,ver şu telefonu."

Adamın tok sesinin ardından hızla elime uzandığı sırada silah sesiyle olduğum yere çöktüm.Kuzey adamı vurmuştu.Hemen arkama dönüp kapıyı kapattım ve kapının ardına yaslanıp yerdeki silahı elime aldım.Kat çok kalabalıktı ve buradan nasıl çıkacağımızı bilmiyordum.Kuzey üzerindeki boruları ve iğne yerlerini söküp attıktan sonra çekmecedeki tişörtü hızla giydi.Siyah bir şortu da giydikten sonra elindeki silahı beline yerleştirdi.Çok halsiz olmasına rağmen benim için savaşıyor gibiydi.Yanıma gelip yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"Daima arkamda duracaksın ve ben gel demeden gelmeyeceksin.Seni tekrar kaybedemem.Anladın mı yavrum?"

Başımı sallayıp kapının ardından çekildim ve onun önden gitmesine izin verdim.Kapıyı yavaşça açtıktan sonra bir kaç el ateş etti ve yere yığılma sesleri geldi.Koridora çıktıktan sonra ben de kapının önüne geldim.Eliyle gelmemi işaret etti.Silahımın ehliyetini açıp koridora çıktım.Kuzey'in arkasından merdivene doğru ilerlerken adamın biri bize doğru geliyordu.Kuzey adamı bir kaç yumrukla etkisiz hale getirdikten sonra yere yatırıp alnına silahı dayadı.

"Diğerleri nerede?"

"Baskın ihbarı aldık.Aşağıda herkes."

Kuzey'in adamın yakasını sıkan elleri gevşedi ve bir el ateş etti.Kafasından sıçrayan kanlar botuma bulaşmıştı.Kuzey merdivenden inerken alçak sesle bana dönüp beklememi söyledi.

"Demir bu katta tutuluyor olmalı,burada bekle sadece."

Dediğini yapıp merdivenin kıvrılan kısmındaki basamakta bekledim.O an aklıma Ekin'in Toprak için söyledikleri gelmişti.

'Ona ne yaptılar kim bilir."

Kuzey'e bunu söylemeye cesaret edememiştim.İki tane adamın Kuzey'in olduğu yere doğru koştuğunu gördüğümde silahımı kaldırıp nişan aldım ve arkadaki adamı sırtından indirdim.Diğerinin görmemesi için bir kaç basamak yukarı çıktım.Gelen darbede seslerinin ardından Kuzey'i duydum.

"Derin,gidiyoruz."

Kuzey'in omzuna tutunarak ayakta durmaya çalışan Demir'i gördüm.Yüzü ve üstü başı kan içindeydi.Dik duracak kadar hali yoktu.Koşar adımlarla yanlarına gittim.Koridorun sonundaki yangın merdivenin kapısını Kuzey tekme atarak açmıştı.Ormandan ateş sesleri geliyordu.Demek ki Kuzey'in adamları gelmişti.Yangın merdiveninden çok sesli inmemize rağmen herkes dışarda olduğu için fark eden olmamıştı.Kuzey'in arkasından adımlarını takip ederek dışarı çıktım.Ormanın arasına karıştığımız sırada tez bir ıslık sesi duyup olduğum yerde kaldım.Sağımdaki patika yolda iki arabayla bizi bekleyen Egemen'i gördüm.Arkamızdan gelen bağırışlar ve silah seslerinin ardından onlara doğru koşmaya başladık.Egemen'in adamları arabanın arkasından sıkıyordu.Kendimizi arabanın içine attığımızda lastiklerden gelen patinaj sesiyle beraber hareket ettik.

Demir kan kaybediyordu ve bilinci kapanmak üzereydi.Kuzey kendini ayakta durabilmek için sıkmış ve arabaya bindiğimizde kendini kollarımın arasına bırakmıştı.Gözleri kapanırken kollarımla sarstım.

"Kuzey,Kuzey beni duyuyor musun?"

Sarsmaya devam ettim.

"Kapatma gözlerini,hadi.Kuzey!"

KUZEY (+18) Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin