BÖLÜM-6-OKYANUS

85K 2.3K 109
                                    



Araba okulun önünde durunca inmek için toparlandık.Emre Selen ve Nilay'ın arasında gülerek yanıma geldi. Kolunu omzuma atmış ve en son ki sevgilisinin nasıl onu başka kızla yakaladığını anlatıyordu.

Kayra Nilay'ın omzunun üstünden bize seslendi.

"Erken gelmişiz, kantine geçelim."

'Olur' anlamında başını salladı herkes ve rotamızı kantine çevirdik.İçerisi sıcaktı.Emre duvarın yanındaki masaya yönelince biz de yanına geçtik.Selen hepimize çay getirmişti.Günlük rutin konuşmalarımızdan sonra nihayet kampüse geçme kararı aldık.

İçeri girince herkes kendi sırasına dağılmıştı.Çantamı sıranın üstüne bıraktığım an gözüme bir şey ilişmişti.

İnanmayan gözlerle sıraya bakıyordum. Kocaman harflerle 'UKALA' yazılmıştı.Sınıftakilere göz gezdirdim ancak herkes kendi halindeydi. Kimsenin buna cesaret edemeyeceğini biliyordum.Demek ki beni 'ukala' bulan kişi sınıftan değildi.

İlk ders Fazıl hocanındı.Okuldaki bütün toz yutturan profesörlerin aksine o alçak gönüllü ve sempatik biriydi.

Öğretmen masasının üstüne oturmuş heyecanla cümlesine devam ediyordu ki kapı çaldı.

Herkes kapıdan tarafa döndü.Bıkkın bir surat ve yeni uyandığını belli eden saçları okula geç kaldığını bağırıyordu.

"Üzgünüm, uyuyakalmışım."

Fazıl hoca belli belirsiz sırıttı karşısındaki görüntüye.

"Geç bakalım Kuzey."

Kafasını salladıktan sonra ilerlemeye başladı.Ön sıramda oturan Ezgi hevesle yana kayıp yer açmıştı.

Ayakkabılarımın bağcığıyla ilgileniyordum ki bir ayakkabı daha görüş alanıma girdi.

Ezgi'nin de bana sinirle bakan suratı her şeyi onaylatmıştı.Anlamaz gözlerle Kuzey'e baktım.

"Ya kay ya da kendine başka sıra bul."

Cümlesi beynimde şimşekler çaktırmıştı.Sinirle gülmeye başladım.

"Ne ? Tekrar et..." Delip geçici bakışlarımı gönderiyordum.Dilediğim tırsıp uzaklaşmasıydı.Bağdan gelip bahçedekini kovmak deyimi bu olsa gerekti.

"Gençler, bir sorun mu var ?"

Fazıl hocanın sorusuyla ondan tarafa baktım.

"Yok hocam, Derin de tam bana yer vermek istediğinden bahsediyordu."

Tiksinir gözlerle ona bakıyordum.

"Güzel." Fazıl hocanın belli belirsiz mırıltısı beni kendime getirmişti.Yanımdaki çantayı yere koyup duvar kenarına yaklaştım.

Oturacağı tek yer sıram kalsaydı ben Emre ile Selen'in arasına sıkışmaya bile razıydım.

"Öndeki kızla otur, yanımda oturmanı istemiyorum."

Gözlerim olabildiğince büyümüştü bu sözlerle.Hem sırama oturup hem de beni tekrar kovuyordu.Bu kadar özgüveni nereden ihraç ediyor acaba ?

"Kendinde bu haddi nereden buluyorsun ? Başkasının sırasında oturan sensin."

Son derece tehditkar bir şekilde tıslayarak söylemiştim.Fazıl hocaya bakıyordu.

"Ben geldiğimde boştu, ayrıca ben istiyorsam artık benimdir."

İmalı bir şekilde konuşmuştu ama dün gelen biri beni sıramdan edip üstüne bir de laf söyleyemezdi.

"Ne zannediyorsun kendini ukal-" cümlemi tamamlayamadan benden tarafa döndü.Kaşları çatık, dimdik gözlerime bakıyordu.

"Ne diyecektin ukala olduğumu mu ? Ne tesadüf ben de senin hakkında aynı şeyi düşünüyorum."

Kısa bir an duraksadı gözlerini gözlerime kenetlemiş hiçbir yere bakmıyordu. İşaret parmağının eklem yeriyle masadaki ukala yazısını tıklattı.Yerini ezbere biliyordu.

"Ukalasın.."

Sinirden patlamak üzereydim, o yazıyı yazan da belli olmuştu. O an içimden spor salonunda olmasını ve onu kum torbası pataklar gibi pataklamayı diledim.

Madem ukala olduğumu üstüne basa basa söylüyordu o halde hiç olmadığım kadar ukala olurdum ona.

Sinirden Fazıl hocanın çıktığını fark etmemiştim bile.Ayağa kalktım.

"Geçmek için seninle mi yoksa kendini kaf dağında gören egonla mı konuşmam lazım ?"

Bir şey demeden kalktı ve çıkmamı bekledi.Çantamı alıp sınıftan çıktım.Kayra koşarak arkamdan geliyordu.

"Derin, nereye ya ? Kalmayacak mısın diğer derslere ?"

Yürümeye devam ederken göz ucuyla Kayra'ya baktım.

"Yok Kayra, hastayım biraz başım dönüyor."

"Bendendir o ya."

İkimizde gülerken karnına dirseğimi geçirdim ve okuldan çıktım.

****

Giyinme odasında üstümü değiştirdikten sonra boks koçumun yanına yaklaştım.

"Ee Derin, bu saatte hiç antrenman yapmazdık saat daha 11, nedir seni bana getiren ?"

"Öyle olması gerekti diyelim.Sorgulamaya devam edeceksen ben evde de yaparım."

Ellerini teslim oluyormuş gibi havaya kaldırdı.

"Pekala, başlayalım o zaman."

Eldivenleri giymeme yardım ettikten sonra tüm gücümle vurmaya başladım.Daha hızlı ve daha güçlü. Kaç saat geçti bilmiyorum ama öğle arası olmuş ve herkes yemeğe gitmişti.

Köşedeki koltuğa yorgun bedenimi attım ve gözlerimi yumdum.O an tanıdık bir koku geldi burnuma.Ozon-okyanus kokusu, bir an bu kokuya daha önce nerede rastladığımı düşündüm ama aklıma gelmiyordu.

Anlamak için gözlerimi açtım ve o an göz göze gelmek isteyeceğim son kişiyi gördüm.Üstünde spor atleti ve şortuyla ağırlık kaldırma aletine doğru geliyordu.Kısa bir an, çok kısa bir an duraksadı ve anlamaya çalışır gibi kaşlarını çattı.

Buradaydı, Kuzey Arslan yine benin olduğum yerde, gözlerimin içine keskin bakışlarını gönderiyordu.

KUZEY (+18) Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin