BÖLÜM-34-DAĞ EVİ

79.6K 1.3K 104
                                    

Medya :Kuzey'in dağ evi

Derin'den

Göğüslerimi sıkan elleri daha da sertleşince dayanamayıp ağzımdan bir inilti kaçırdım.Kulağıma doğru kafasını eğdi ve o güzel nefesini verdi.Hiç bir acelesi yokmuş gibi yavaş yavaş kulağımı öpüyordu hatta buna öpmek denemezdi resmen emiyordu.

"Bir daha böyle bir şey olursa yerdeki adamın kim olduğu umrumda olmaz,elimde kalır."

Fısıltıyla konuşup ıslak öpücüklerini bırakmaya devam etti.Zevkten resmen dört köşe olmuşken kendimde olmadan başımla onayladım.Elleri saçlarımda gezdi.

"Uslu kız."

Beni tahrik edecek tonda konuşuyordu ve ben de her seferinde tahrik oluyordum.

*****

Duştan çıktığımda yandaki asılı havluya uzanıp sarıldım.Neredeyse bir haftadır burada kalıyorduk,Kuzey bana belli etmemeye çalışsa da Kayra olayından çok rahatsız oluyordu.Buradan çıkabilmem için sürekli bir şeyler yapıyordu.Ayrıca maalesef ki tatsız bar deneyimimden sonra dışarı çıkmamı yasaklamıştı.

Aynanın karşısına geçip ıslak saçlarımı ayırdım ve usulca taramaya başladım.Kuzey'in yanında olmaktan çok mutluydum,onu kıskanıyordum,başkalarının onun hakkında konuşmasına tahammül edemiyordum ama sanki hala içimde bir şeyler oturmamış gibiydi.

Kapım gürültüyle açıldı.Kuzey genelde bu saatlerde çalışıyor olurdu.Banyo kapısını itip içeriye baktım.Kuzey kaşları çatık ve burnundan soluyan bir ifadeyle dolaptaki giysileri bavula tıkıştırıyordu.Kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı.

"Kuzey."

Elindeki kıyafeti bırakıp bana döndü.Hızla yanıma gelip saçlarıma bir öpücük kondurdu.Ardından eğilip boynumu kokladı.Kafası gittikçe aşağı kayıyordu.Göğüslerimin ortasına minik bir öpücük daha kondurdu.

"Güzelim,gitmemiz gerek.Acilen."

Anlam veremiyormuş gibi kaşlarımı çattım.

"Kayra peşimizde,yönetime şikayette bulunmuş.Yani anlayacağın kırmızı bültenle aranıyoruz.Seni tekrar kaçırmam gerek."

Bacaklarımdan kavrayıp kucağına aldı ve dudaklarımı öpmeye başladı.Şok olmuş bir ifadeyle dudaklarına karşılık veriyordum.Bir dizini yatağa dayadı ve beni yatağa oturttu.Üzerimdeki havluyu çekip çıkardı.Yutkunarak karşısında çırılçıplak kalmış bedenime baktı.Yatağın üzerinde duran gömleğini alıp kollarını kollarımdan geçirdi.Bana oldukça uzun gelmişti tabi ki.Düğmelerini hızla kapattı ve başımı öpüp kıyafetleri doldurmaya devam etti.

Elindeki bavulu düzeltip elini bana uzattı.Hiç tereddüt etmeden tuttum.Koşarak merdivenlerden inmeye başladık.Etraftaki herkes durmuş bize bakıyordu.Zemin kata kadar indik ve ardından bir kapıdan geçip araba galerisi gibi bir yere gelmiştik.O kadar büyük bir yerdi ki yutkunarak trilyonluk arabalara baktım.

Elimden asılıp siyah bir aston martin marka arabanın önüne getirdi.

"Otur bebeğim,geliyorum."

O kadar acele ediyordu ki ben de hızla ön koltuğa oturdum.Bavulu bagaja yerleştirip sürücü koltuğuna geçti.Garajın kapısı yavaş yavaş açıldı ve son gazla buradan çıktık.

Yaklaşık iki saattir uzun bir otobandaydık.Kuzey'in çok gergin olduğunu hissedebiliyordum.

"Bunlardan kurtulamaz mıyız ?"

İçerdeki sessizliği bozmak için fısıldar gibi konuşmuştum.Bana dönüp baktığında gözlerinin parladığını gördüm.

"Aslında bir yolu var.."

Ani bir manevrayla dağa çıkan bir yola girdik.O kadar gergindi ki kendimi rahatsız hissediyordum.Yol sürekli yukarıya doğru gidiyordu.Yola devam ettikçe buzlanmış yer tabakası daha da kalınlaştı ve daha sonra yerini kar yığınlarına bıraktı.Yol bembeyaz olmuştu.Bir süre daha gittikten sonra etrafta hiç yaşam belirtisi görünmemeye başladı.Yolun ilerisinde iki katlı ahşap bir ev duruyordu.Geniş bir bahçesi olmalıydı ama şu an her yer kar altındaydı.Evin önünde durduk.Kuzey bagajdan bavulu çıkarırken kapımı açıp dışarı çıktım.

Burnumun ucuna küçük bir kar tanesi düştü.Sevinçle el çırptım,kar yağıyordu.Kuzey'in kolları belime dolanmıştı.

"Bu kadar mutlu olacağını bilseydim seni daha önce getirirdim buraya."

Dudağıma bir öpücük bıraktı ve elimi tutup evin girişine çekti.Anahtarları çıkarıp kapıyı açtı ve ayağıyla ittirdi.Evin içerisi inanılmaz derecede loş ve samimiydi.Salonun ortasında amerikan mutfağı,oturma takımı ve kocaman bir şöminesi vardı.Hayranlıkla içeriyi izlerken Kuzey mutfak tezgahındaki bar taburelerinden birine oturdu ve beni kucağına çekti.

"Beğendin mi güzelim ?"

Gülümseyerek başımı salladım.

"İstersen bir de yukarı kata bakalım.Banyo ,lavabo ve yatak odası yukarı katta."

Ellerimden tutup beni yukarı çıkardı.Sırayla banyoyu ve lavaboyu gösterdi.Sondaki odanın kapısını açtı ve bana döndü.

"İşte en çok vakit geçireceğimiz yer,yatak odamız."

Yarım bir gülüş atıp beni içeri çekti.Devasa denilebilecek bir yatak vardı ve tam karşısında televizyon,onun altında şömine duruyordu.Bakışlarımı tekrar yatağa çevirdiğimde donakaldım.

"Yok artık."

İçimden düşünürken dışımdan söylediğimin farkına vardım.Kuzey dayanamayıp kahkaha atmıştı.Tanrım,yatağın başlığında kelepçe tarzı bir şey asılıydı.Umarım bu düşündüğüm şey değildir diye dua ederken Kuzey belimden çekip sarıldı.

*****

Kızarttığım patatesleri maşayla tersine döndürürken evin dışından bir ses işittim.Kuzey evde yiyecek bir şeyler olmadığı için yakındaki bir markete gitmişti,o olmalıydı.

"Kuzey ?"

Ocağın başından seslenmiştim ama bir cevap gelmedi.Çoktan içeri girmiş olmalıydı.Maşayı bırakıp mutfaktan çıktığımda kapının yanındaki camdan Kuzey'in arabasının evin önünde olmadığını gördüm.Kalbim hızla çarpmaya başlarken ses ormandan gelmiştir diye kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.Tam arkamı döneceğim sırada pencerenin önünden bir karaltı hızla geçti.Çığlık atmamak için elimle ağzımı kapattım.

Kuzey gitmeden önce mutfak tezgahına bir telefon bırakmıştı.Koşarak onu aldım ve masanın arkasında yere çöküp saklandım.Nefes nefese Kuzey'i aradım.

"Güzelim ?"

"Kuzey biri var,kapının önünde biri var.Sen zannettim ama değilmiş birisi var evin etrafında."

Fısıltıyla hızlı hızlı konuşmuştum.

"Bak Derin içeride oturma odasında şöminenin yanında bir vitrin var fark ettin mi? Onun üzerinde de siyah bir şey var.Ona silaha ihtiyacın olduğunu söyle ve aldığın silahla saklanıp beni bekle ben hemen geliyorum sakın saklandığın yerden çıkma."

Telefonu kapatıp koşarak vitrinin önüne geldim.Siyah şeye eğilip dediğini yaptım ve birden ilk çekmece açılmaya başladı.Daha çok lazımdı.Daha çok diye mırıldanırken birden anlamış gibi alt kısmı yukarıya çıkmaya başladı ve büyük silahlar ve şarjörleri gözüktü.Bir tanesini alıp mutfak masasının arkasına saklandım.Nefesimi tutmuş içimden yalvarıyordum.

Kapı bariz bir tekme ile açıldı.Korkudan titremeye başlamıştım.Adımlarının sesi gittikçe yaklaşıyordu.Silaha daha sıkı sarıldım.Kafama değen cisimle korku ve şok içinde donakaldım.Kafama silah dayamıştı.Yavaşça benden tarafa geçtiği sırada adımlarının arasına ayaklarımı geçirip hızla çektim.Bir anda dengesini kaybedip yeri boylamıştı.Kalkıp koşarak kapıya doğru yöneldiğimde bir merminin kulağımın hizasından geçtiğini hissettim.

"Kaçmaya çalışırsan bir dahakine ıskalamam."


KUZEY (+18) Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin