1

6.8K 199 146
                                    

__________

"Ahhh" diye bir inleme döküldü aralanmış dudaklarından; Taehyung, onun kucağında zıplarken havalarda uçuyor, zevki en doruk noktalarında hissediyordu.

Sevdiği adamın, ona bakan herkesin resmen büyülendiği, belki de şehirdeki en alımlı adamın, Jeon Jungkook'un kucağındaydı.

Bugün farklı bir oteldeydiler, yine tüm programlarını iptal etmişlerdi. Birbirlerine ayıracak zamanı her zaman buluyorlardı.

Ama onların hikayesinde yanlış olan bir şey vardı :

Jeon Jungkook evliydi.

Evliydi evet hem de Taehyung'un psikiyatristi, eskiden neredeyse her hafta, şimdi ise arada bir kontrol için kliniğine gittiği kişiyle ; Park Jimin. Ve ayrıca bir kızı bile vardı. 2 senedir süren gizli bir aşkları vardı. Jungkook'la da bir davette tanışmışlardı. Taehyung Jimin'i seviyordu, ona büyük saygı da duyuyordu. Jimin onu kurtarmıştı, Taehyung eski ilişkisinde aldığı ağır yaralardan çok kez kendine zarar vermiş hatta intihar etmeyi bile denemişti. Ve Jimin onu kurtarmıştı. Eşiyle yatıyor olmak ona çok aciz hissettiriyordu, kendini dünyadaki en iğrenç yaratık gibi hissettiriyordu, Jimin'in hiçbir şeyden habersiz masum yüzüne bakarken Jungkook'la seviştiği anlar gözünün önünde belirip durduğunda içten içe kendinden nefret ederek yok olmayı diliyordu. Kendine küfürler edip duruyordu Taehyung ama Jungkook'a karşı koyamıyordu da. Onu seviyordu, uzun zaman sonra onu iyi hissettiren tek kişi Jungkook olmuştu. Düştüğü bataklıktan çıkarken arkasını dayadığı dayanağı, kalbini bağladığı kalp Jungkook'unki olmuştu.

O gün yine bir öğle arası sevişirlerken, Taehyung'un içindeki his hayra alamet değildi. Rahat edemiyordu, normalde en çok güvende hissettiği, olmayı en çok düşlediği kucakta bu sefer ağır bir rahatsızlık duyuyordu. "Uygunsuzluk" hissiyatı tüm hücrelerini kaplamıştı.

"Geliyorum ahh" bir inilti kapladı sadece bedenlerinin sesinin yankılandığı odayı. İçinden çıkarken yorgunlukla sırt üstü uzandı Jungkook.
Taehyung da hemen göğsünün arasına sıvıştı.

"Burada hiç rahat edemedim nedense" sessizliği bozdu Taehyung kendini rahatlatmak istermişcesine.
"Bir daha gelmeyiz güzelim, sahil kenarındaki deniz manzaralı oteli daha çok seviyorsun değil mi?" diye yanıtladı Jungkook Taehyung'u daha da kendine yaslarken.

Başıyla onayladı onu Taehyung, ama onun en sevdiği yer orası değildi...

Jimin'indi.

Alışmıştı Taehyung, ortamı bozmamak adına hep görmemezlikten gelmişti bunları. Jungkook'u seviyordu ve kaybetmekten korkuyordu. Hiçbir zaman ona portakallı çikolatayı sevmediğini söyleyemedi, hiçbir zaman ona beyaz şarabı sevmediğini söyleyemedi, hiçbir zaman sahilden nefret ettiğini de... Hiçbir zaman ona Jimin olmadığını söyleyemedi...

...

Ödeme yapmak için resepsiyona indiklerinde orta boylu soğuk görünen bir adam karşıladı onları, hızlıca ödeme işlemlerini gerçekleştirken müşterilerinin yüzüne bakmasıyla donakaldı soğuk ama tatlı suretli adam bir anda. En yakın arkadaşının eşi, başka bir adamla onun otelinde ne arıyordu? Hızlıca kartı uzun boylu, koyu kahve saçlı tanınmamak adına mat filmli güneş gözlüğü takan adama uzattı şaşkınlık içinde.

Otelden tamamen ayrıldıklarını ve bir arabaya binip gittiklerini gördükten sonra koşarak telefona sarıldı.

"Jimin..."

"Efendim Yoongi? Bir şey mi oldu, birkaç dakikaya bir hastam gelecek çok kalamam."

"Jimin, sana göstermem gereken bir şey var, lütfen müsait olduğunda evime uğra. Ne olduğunu lütfen sorma, sana bunu telefonda söyleyemem, sözcükler ağzımdan çıkmaya cüret edemiyor..."

Telefonu kapattı, Jungkook ve Taehyung'un kaldığı odanın kamera kayıtlarını şoklar içerisinde Jimin'e göstermek üzere USB'ye aktarırken...

~

girisi yaptim!! bu fici tam 2 senedir planliyorum ve yaziyorum. yayinlamak icin neyi bekledim ben de bilmiyorum, ama sonunda yayinliyorum!!

bol kaos, bol ask, bol bol sehvet gorecegiz. umarim keyif alirsiniz.

trilogy in seoul | vminkook (tamamlandı) ✅ Where stories live. Discover now