10

2.4K 125 135
                                    

Jimin evinden kıyafet getirmediği için uzun zamandır Yoongi'nin geniş dolabından geçiniyordu ve şanslıydı ki Yoongi'yle hem bedeni hem tarzı uyuşuyordu.

Namjoon ile beraber içmeye gideceklerdi, sonunda biraz eğlence, diye geçirdi içinden Jimin. Namjoon ona bunu sorana kadar böyle bir şeye ne kadar ihtiyacı olduğunu fark etmemişti bile. Ayrıca Namjoon'la da eskiden beri iyi anlaşırlardı. Jungkook'un yakın arkadaşı olduğundan sıkça onu evlerinde ağırlamışlardı.

Jimin normalde modayı yakından takip eden ve dolabında her çeşit parçayı bulunduran bir adamdı, ve aslında bara veya eğlence mekanlarına giderken şık giyinmeye dikkat ederdi ama bugün hem pek süse gerek olmadığına hem de Yoongi'nin salaş gömleklerinin kendisine yakışacağını düşünmüştü.

Yoongi'nin dolabı pek renkli değildi, tekdüze renklerden hoşlanırdı. Eline geçirdiği siyah salaş bir gömleği biraz dekolte bırakacak şekilde iliklemiş, altına da Yoongi'nin sıradan siyah yırtık pantolonlarından giydiğinde bu kadar sadeliğe rağmen çok iyi göründüğüne karar vermişti. Yoongi'nin parfümlerinden bir tanesini azıcık sıkarken aynada görüntüsüne bakıp kendini çokça kez düzeltmişti.

Namjoon ise geç kalmamak için Jimin'e kıyasla biraz daha önce hazırlanmıştı ve Yoongi'nin binasının önünde onu bekliyordu. Amacı bugün yorgun görünen Jimin'i biraz da olsa eğlendirip kafasını boşaltmasına yardımcı olmaktı. Yaşadığı şeyler kolay değildi, nasıl halen bu kadar güçlü durduğuna şaşırmıştı. Jimin gerçekten saygı duyulacak ve hayran olunacak birisiydi.

Sitenin girişinde Namjoon'u arayan gözlerle Jimin'i gördüğünde kornaya basmış ve yerini belli etmişti. Jimin arabaya doğru yürürken, onca siyahlar içindeyken bile nasıl böyle parlayabilir demişti kendi kendine Namjoon. Jeon Jimin gerçekten çok güçlü bir adamdı.

Ön koltuğa oturup kapıyı çekerken, "Naber, uzun zaman oldu değil mi? Nereye gidiyoruz?" diyerek gülümsedi Jimin. "Seni güzel bir yere götürdüğümden emin olabilirsin Jimin. Kafa dağıtmamız için ideal."

Jimin'e söylememişti çünkü süpriz olmasını istiyordu ama yakın arkadaşı Seokjin'i de çağırmıştı. Seokjin çok şen şakrak bir karakterdi ve esprileriyle ortamı ısıtmakta üstüne yoktu. Ayrıca onunlayken o kadar gülerdiniz ki, dert edinecek, dertlerinizi düşünecek bir saniyeciğiniz bile olmazdı.

"Çok şık gördüm seni bugün Jimin." dedi Namjoon baştan aşağı onu süzerek ve ses tonunda beğendiğini belli ederek.

"Yoongi'den giyindiğimdendir, evden gelirken pek kıyafet getirmemiştim." diye gülerek yanıtladı Jimin.

Mekana geldiklerinde Namjoon arabayı güzelce park ederek kapıyı Jimin için açtı ve buyur etti.

Burası hoş ve küçük bir mekandı, ışıkları loş, dekorasyonu sıcak sonbahar renkleriyle döşenmişti ve ayrıca çok kalabalık değildi ki Jimin de böyle bir ortam için umut ediyordu. Kalabalık barlar Jimin'i rahatsız ederdi, pek rahat davranamaz veya konuşamazdı.

Herhangi bir masaya oturmak yerine Jimin barmenin tezgahına komşu taburelere oturmayı tercih etti. Bu gece güzel içecek ve eğlenecekti. Bugün gördüklerini unutacaktı.

"Ne içersiniz?" diye sordu barmen.

Pek düşünmeden en sevdiği içecek olan beyaz şaraptan rica etti Jimin. Hafif bir şeylerle başlayacaktı, gecesi uzundu nasıl olsa. Namjoon da aynısından alınca konuşmaya başladılar, eğlenmeden önce biraz içini boşaltmaya ihtiyacı vardı. Sessizliği bozarak başladı :

"Her şey Yoongi'nin beni bir akşam evine çağırmasıyla gelişti. Tabii ki böyle bir şeyi asla tahmin etmemiştim ona giderken. Gittiğimde Yoongi elinde içkiyle bilgisayarına dalmıştı. Yanına oturmamla durumu açıklamaya çalışmadan direkt olarak görüntüleri gösterdi. Eşim ve sevgilisi, ah.. devamını getirmeyeceğim bile."

trilogy in seoul | vminkook (tamamlandı) ✅ Where stories live. Discover now