"Defol" Mark'ı uzaklaştırmaya çalışırsın ama başarılı olamazsın. Ama onu uzaklaştırdığın anda, tekrar kollarını beline doluyor ve başını boynunun boşluğuna yaslayarak seni gıdıklıyor.
"Ama şu anda çok güzel görünüyorsun, aman tanrım, merhamet et"
Bulaşıkları yıkamaya devam ederken gülüyorsun, şimdi çok az kaldı ve Mark bekleyebilir. "Mark Bir dakika ve bitirdim" Mark seni daha sıkı tutuyor "Çok uzun" Yaptığın şeyi yapmaya devam ederek artık cevap vermeyeceğine onu ikna etmek için ne yapacağını bilememek.
"Görüyorsun ya o kadar meşgulsün ki bana cevap verecek vaktin bile yok, biraz ara vermen gerekiyor" Mark boş yere kendini kurtarmaya çalışırken seni alır. "Mark neredeyse işim bitti- Beni yere bırak-" Kızgın görünmek isteseniz de sesinizin tonu ve yüzünüzdeki gülümseme size yardımcı olmuyor. Mark'ın sana karşı çok şefkatli olmasına bayılıyorsun. Mark sizi kanepeye sırtüstü yatırır ve sonra kolları sizi tutarken başı göğsünüzde olacak şekilde üzerinize çıkar. "Bu, bulaşıkları yıkamaktan daha iyidir" Görevini başardığı için memnun bir şekilde gülümsüyor. Hiçbir şey söylemiyorsun sadece gülümse ama şikayet eden Mark'a yetmiyor gibi. "Saçımı okşa bebeğim" Mark sana bakmak için başını kaldırıyor, gözleri parlıyor. "Bugün neyin var?"
"Sadece seni özledim .... Ve benim gömleğimi giyiyorsun, nasıl karşı koyabilirim?" Mark cümlenin son kısmını fısıldıyor ama sen yine de duyuyorsun, elini saçlarına koyuyorsun, şimdi parmakların yumuşak saçlarını okşarken başı yine göğsünün üzerinde.
