"Dostum sana bir ceket getirmeni söylemiştim, Tanrım." Erkek arkadaşın dedi ve gözlerini devirdin, biliyordun ve şimdi donuyordun.
Bir gece randevunuz vardı ve evinizden çıkarken havanın çok sıcak olduğuna yemin ettiniz, ama şimdi o kadar soğuktu ki, yazlık kıyafetinizi seçmeden önce hava durumuna bakmadığınıza pişman oldunuz.
Tüm vücudun üşüdüğü için yürümeyi bıraktın. "Bebeğim... Üşüyorum." Dedin ve sana baktı.
En çok bu kadar sıcakta giydiği için ona güldüğünüz için ceketini size vermek istemedi, ama öte yandan soğuktan ölmenizi de istemedi.
Mark sizden birkaç metre uzakta bir giyim mağazası fark etti. "Sana bir ceket alalım." dedi ve yürürken biraz ısınman için sana sarıldı.
İkiniz de mağazadayken, Mark'ın ilk gördüğü şey, kapüşonunda sevimli ayı kulakları olan sevimli pembe bir kapşonluydu.
"Yo, ahbap bu çok tatlı." Onu takip ettin ve kapşonluyu gördün, Mark'ın gözlerinde nasıl parıldadığını izledin, muhtemelen seni onun içinde hayal ettin, Mark'ın onu satın almasına katılmanı sağladın.
Onu taktın ve Mark aşırı dozda şirinlik alıyordu.
"Vay canına, bu çok tatlı, gerçekten çok tatlı." Sana bakarak dedi. "Kim? Ben mi?"
Güld, sana tatlı bir öpücük verdi ve soğuk elini tuttu, ara sıra sana bakıp sana daha çok aşık olurken eve doğru gittiniz.
