26. BÖLÜM

16.5K 1.1K 148
                                    


Ben kaçırılmıştım. Ben ailemden koparılmıştım. Hatırladığım anılarla yıkılmıştım. Beni çok seven annem ve babamdan ayırmışlardı beni. Bense onları unuttum! Allah kahretsin!

Aptal kafam!

Ben onları nasıl unuturum!

Hızla yerimden kalktım. Sinirle Murat'ı aradım.

Telefonu açınca gevşek sesini duydum. Şerefsiz yine içmişti.

-Alo

-Neredesin şerefsiz?!

-***** Pavyonundayım.

Ağzını yaya yaya konuşması sinirlerimi bozmuş midemi bulandırmıştı.

-Kapıya çık geliyorum!

-Tamam

(Sarhoş ağzı nasıl yazılır bilmiyorum.)

Hızla karargahtan çıkıp motoruma bindim. Söylediği pavyonun yerine bakıp oraya sürmeye başladım. Pavyonun önüne geldiğimde kapının önünde sendeleyen şerefsiz Murat'ı gördüm. Geçen bir taksiyi durdurup Murat'ı bindirdim.

"Abi sen beni takip et."

Taksici abi onaylayınca ben motorla önde arkamda taksi uçurumun oraya geldik. Motordan inip taksiciye parasını verdikten sonra Murat'ı yere fırlattım.

"Tüm gerçekleri anlat!"

"Demek öğrendin ha güzelim?"

Gevşek gevşek konuşması iyice sinirimi bozmaya başlamıştı.

Sinirle bir yumruk attım.

"Konuş yoksa seni şu uçurumdan atarım aşağıya."

Sesimdeki ürkütücü tonla gerildi.

"T-tamam anlatacağım."

Yakasındaki ellerimi çekip Murat'ı yere fırlattım ve karşısında dikilmeye başladım.

"Öz baban polisti ve tehlikeli bir mafyanın kuyruğuna basmıştı. Adam da seni 5 yaşındayken kaçırdı. Her ay para göndereceğini söyleyerek seni bana bıraktı. O sırada kızımız yeni ölmüştü. O yüzden Çiçek seni hemen benimsedi. Kızının yerine koydu. Bizim kızımızın adı da Arya'ydı. Ancak ben seni hiç sevmedim. Sen benim için sadece sıkıntımı gideceğim sinirimi çıkaracağım bir oyuncaktın. Sonra beni DNA testi için aradılar. Gerçek olmadığından emindim. Oyun olduğunu anlamıştım. Ancak daha çok acı çek diye gerçek aileni hemen bulama diye söylemedim."

"Ulan şerefsiz! Peki an-karının bana bıraktığı CD neydi?"

"O CD orjinali değil. Aslında bu CD çekmeye bizim kızımız doğduğunda başladı. Kızımız ölünce bıraktı. Sen gelince senin için sana söylemesi gerektiği şeyler hakkında bir CD çekti. Ben sen anlama diye ikisini kolajladım. O CD de ki çoğu yeri montajladım. Çoğu gerçek değil. Gerçekten hiç fark etmedin mi? O CD deki bebeğin saçı açık kahverengiydi."

Bunu söylemesiyle duraksadım.
Cidden hiç fark etmedim mi?
Bu nasıl olur?

"Orijinal CD nerede?"

Ceketinin cebinden bir CD çıkardı ve bana uzattı. CD yi alıp motoruma bindim ve şerefsiz Murat'ı orada bırakarak lojmana geldim. CD yi hemen bilgisayara takıp izlemeye başladım.

"Bugün kızımın ölümünün üstünden 3 ay geçti. Bugün Murat Arya adında 5 yaşında kızıl saçlı mavi gözlü bir kız getirdi. Neden getirdiğini birçok kez sordum ancak anlatmadı hatta dayak bile yedim. O yüzden artık sormayı bıraktım. Günlerdir ağlıyor ve yemek yememekte ısrar ediyor. Anne diyerek içli içli ağlayınca benimde gözüm doluyor. Bazen de uykusunda baba diye sayıklıyor. Sanırım annesini ve babasını çok özlüyor. Keşke hayatın mahvolmasaydı canım.
.
.
.
Son zamanlarda geldiğin günleri ve önceki anılarını unutmaya başladığını fark ettim. Sanırım bu onun için daha iyi. Belki daha az acı çeker. Umarım annesi ve babasına bir an önce kavuşur.
.
.
.
Bugün Murat telefonla konuşurken herşeyi duydum. Küçük kızı kaçırmışlar. Onun hayatını mahvetmişler. Umarım annesi ve babası bir an önce onu bulabilir. Eğer telefonum olsaydı polisi arardım. Bunun için elimden geleni yapacağım.
.
.
.
Murat artık küçük kıza da işkence etmeye başladı. Onu durdurmaya çalıştım ancak beni de dövdü. Onu korumaya çalışıyorum ama başaramıyorum. Gücüm yetmiyor maalesef. Yinede önüne atlayıp onu korumaya çalışacağım hep. Sonuçta o bana anne ve babasının emaneti. Onlar bunu bilmesede. Ölene kadar onu koruyacağım.
.
.
.
Sanırım onu korumayı başaramıyorum. Bugün Murat beni döverken köşede ağzını kapatmış bir şekilde ağladığını gördüm. Bu benim için çok acı verici.
.
.
.
Merhaba canım. Bazı şeyleri anlatmam gerektiğini hissettiğim için sana bu CD yi çekmeye karar verdim. Senin isminde Arya'ymış. Aynı ölen kızım gibi. Sanırım bu yüzden sana çok çabuk alıştım. Ben senin gerçek annen değilim kızım. Umarım anılarını bir an önce hatırlar ve gerçek annen ile babanı bulursun. Seni tehkikeli bir mafya kaçırmış sanırım. Seni Murat'a vermişler maalesef. Seni ondan koruyamadığım için üzgünüm. Hiç birşey senin suçun değil. Seni seviyorum."

CD de bazı kesilmiş yerler vardı. Sanki birçok sahne eksilmiş gibiydi. Bu da Murat'ın buradaki diyalogları ve kısa videoları alıp diğer CD de montajladığını doğrular. Çiçek annem için içimde bir acı peydahlandı. Onu asla unutmayacaktım. Ancak artık öz babamı bulmak istiyordum. Onu çok özlemiştim. Anılarım aklıma geldikçe ona olan özlemim artıyordu. Ani bir kararla yerimden kalktım. Koşarak karargaha gittim. Odama gittiğimde sabahtan beri yaşadığım koşuşturmadan dolayı kıyafetimin kirlendiğini gördüm bundan rahatsız olarak yedek kıyafetlerimin olduğu dolabı açtım ancak yedek kıyafetim kalmamıştı. Zaten albayın yanına giderken üniformamı giyeceğim için sıkıntı etmedim. Üniformamı giyip albayın odasına ilerledim.

Albay postası albayın müsait olduğunu söyleyince kapıyı çaldım. İçeriden gelen 'gel' komuduyla kapıyı açıp odaya girdim. Anında hazır ola geçip tekmil verdim.

"Yüzbaşı Arya Öztürk! Mardin. Emret komutanım!"

Caner Albay "Rahat!"

"Albayım ben 3 günlük izin almak istiyorum."

Caner Albay "Aile durumunu bildiğim için ve normalde hiç izin almayan bir asker olduğun için izin veriyorum. Sıkıntı olursa ara."

"Emredersiniz komutanım!"

Tekrar selam verip çıktım odadan çıktım. Belimdeki silahı kontrol ettim. Telefonumu ve cüzdanımı odamda unuttuğumu fark edince hızla odama gittim. Telefonumu ve cüzdanımı cebime koyduktan sonra dosyadan babamın adresine baktım. Adresi iyice kafama yazdıktan sonra üniformamı çıkarmadan karargahtan çıktım. Motoruma binip aklımdaki adrese sürmeye başladım. Eve yaklaştıkça heyecanlanıyordum. Evin olduğu sokağa gelince tanıdıklık hissiyle sarmalandım. Önünde durduğum eve bakınca gözlerim doldu. Çünkü bu bahçede hem en iyi anılarımı yaşamış hemde en kötü anımı yaşamıştım. Bu kapıda annem ölmüştü gözlerimin önünde. Kendime gelerek gözlerimi elimin tersiyle sildim. Motordan indim.

Saat 16:00 olmuştu çoktan. Artık yavaş yavaş yaza girdiğimiz için hava hala aydınlıktı. Ben evi incelerken bahçeye bakan salonun büyük camında bir karartı gördüm. Hatta 3 tane daha gördüm. Birinin elinde silah olduğunu görünce babam için endişelendim. Hızla evin kapısına yöneldim. Silahımın ucunda susturucu olmadığı için her türlü ses çıkacaktı maalesef.

Hızla kilide ateş ettim. Kapı büyük bir gürültüyle açıldı. Kapı salona bakıyordu. Kapıya tekme atarak sonuna kadar açılmasını sağladım ve hemen silahımı kaldırarak içeriye girdim. Resmini gördüğüm babam salonun ortasında dizlerinin üstüne çökmüş etrafın da ise 4 tane adam vardı. Biri silahını babama doğrultmuş diğerleri ise etraflarında duruyordu.

Kapıdan gelen gürültüyle bana baktılar ve diğerleri de silah çekti.

"Hop ama beyler hayırdır?!"

Adam 1 "Asıl sana hayırdır güzelim ne işin var burada?"

"Bir senin o güzelim diyen ağzını s*kerim. İki üstümdeki üniformayı hala görmediğinizi varsayıyorum indirin silahları!"

Adam 2 "Hass...abi kadın asker!"

Adam 3 "Bir kadından mı korkuyorsun it!"

"Demek kadınım diye ciddiye almıyorsunuz ha? Peki siz bilirsiniz."

Dördünün de silah tutan koluna ateş ettim. Silahlarını yere düşürdüler. Silahımı hızla belime koyarak onlara ilerlemeye başladım. Önüme gelene yapıştırmaya başladım. Sona kalan adamı da kafa atarak bayılttıktan sonra derin bir nefes alarak saçlarımı geriye attım.

"Oh ne dövdüm ama be."

Arkamı döndüğümde beni büyük bir şaşkınlıkla ve özlemle inceleyen dolu gözleri gördüm.

"K-kızım..."

O an da ağzımdan

"Baba..."

Diye bir fısıltı döküldü.

|1100 kelime|
Herkese merhaba!
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Bölüm biraz kısa oldu ama yapacak birşey yok. Bir daha ki bölümü daha uzun yazmaya çalışacağım.

Kızımız artık mutlu olmayı hakediyor bence.

Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi yazmayı unutmayın.

Kendinize iyi bakın ❤️

ARYA ~GERÇEK AİLEM~Where stories live. Discover now