1. KISIM - 3. BÖLÜM

4.6K 272 233
                                    

Gizli Sırlar

"Benden dün gün boyu kaçtın Luna. Fark etmediğimi sanma."

Usta yanıma gelerek önüme bir enerji taşı koyduğunda aklımdan geçen şey bir atımın olmasıydı. Güzel olabilirdi.

"Evet Luna Aleda?"

"Atım olsun istiyorum." Ağzımdan kaçırdığım şeyle birlikte Usta bana ağzını yarım açarak şaşkınlık ile baktı. Yanaklarımın kızararak yandığını hissediyordum! Ellerimle ağzımı kapatıp gözlerimi büyüterek Usta'ya baktım. Yine saçma sapan konuşuyordum.

"Açlık başına mu vurdu çırak?" dedi elindeki taşı diğer eline alarak.

"Galiba biraz öyle oldu," deyiverdim. Hâlbuki daha on dakika önce yemek yemiştim. Ve bu konuyu kapatmak için başka bir konu açmam şarttı.

"Bu taş da nereden çıktı?" dedim mor taşlara bakarak. Usta sağ elindeki taşı masama koydu. Onunki biraz daha büyüktü.

"Taşların her birinde kendine ait özel enerjileri vardır," dedi.

Bunu bana ilk öğrettiğinde yedi yaşındaydım. O zamanlar taşı oyun oynamak için getirdiğini zannetsem de asla öyle olamamıştı. Hareket ettirmemi söylediğinde elime almıştım ve bana o şekilde olmayacağını, zihinsel bir şekilde hareket ettirmem gerektiğini söylemişti. Günlerce, defalarca denedikten sonra taşı sonunda bir şekilde hareket ettirebilmiştim.

Usta konuşmasına devam etti. "Bunu hareket ettirebilirsin, öyle değil mi?"

"Hareket ettirmemi mi istiyorsun?"

Başını olumlu anlamda salladı. "Daha yeni farklı bir şey demedim Luna."

"Ama taş bana ait değil. Onunla bir bağ kurmadan zor olmaz mı?" diye sordum.

"Sınırlarını zorlamalısın," diye cevap verdi. "Ve ayrıca sendekini her gün takmana gerek yok Luna. İhtiyacın halinde takman yeterli."

Kendi taşımı bana ilk verdiği günler de her gün takıyorum. Bir aralar başıma feci ağrılar girmesine sebep olsa da resmen benim bir parçam hâline gelmişti. Ama artık, Usta'nın da dediği gibi, her gün takmıyordum.

Dikkatimi önümdeki taşa verdim. Belki taştan bir isteğim olabilirdi. Rüyamda zengin olduğumu görmemi sağlayabilirdi. Ancak rüyamda görürdüm zaten. Ama düşünmem gereken tek şey taştı, rüyalarım değildi. Bu yüzden de taşa sadece bakmaya, odaklanmaya başladım. Dikkatimi tamamen ona vermem gerekiyordu. Gözlerimi kapadım. Sakin bir şekilde nefes alıp verdim. Nefesimi kontrol altına almam lazımdı. Zihnim berraktı. Kalp atışlarımın sesinden başka hiçbir ses duymamaya özen gösterdim. Usta da benim gibiydi. Hiç ses çıkarmıyordu ve bana baktığını biliyordum.

Başıma yavaş yavaş ağrı girdiğini hissediyordum. Sebebi kendimi sıkıyor olmamdı. Aklıma yıllar öncesi geldiğinde bu düşüncelerimi hemen savuşturdum. Kalbim hızla atıyor ve nefes alıp verişim kesiliyordu. En sonunda gözlerimi açtım. Belki hareket etmiş olabilirdi. Lakin taşın hâlâ aynı yerde olduğunu gördüm.

"Sadece kendini sıktın," dedi Usta. "Bir kez daha dene."

Bir kez daha denemek için tekrar derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapadım. Yapabilirdim. Uyum sağlayabilirdim. Enerjiyi hissedebilirdim.

Kalp atışlarımı tekrardan hissediyordum ve her şey sanki o an bir anda durmuş gibiydi. Bu iş oldukça zordu. Taş belki de hayal ettiğim yerdeydi. Bu kez başarmış olabilirdim, değil mi?

GAZAP DANSI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin