2. KISIM - 23. BÖLÜM

1.7K 159 46
                                    

Altın Gözlü Prens
Kurnaz Prens

Bazen kabuslarımda karanlığın beni ele geçirdiğini görürdüm.

Odaya fazlasıyla koyu bir karanlık hüküm sürerdi. Elimde tuttuğum kapı kolundan kapıyı açmaya çalışır, fakat kapı her seferinde kilitli olurdu. En sonunda bağırmaya başlar, çığlıklar atardım. Lakin kimse de duymazdı.

Peki ya kimse var mıydı ki?

Terler içinde uyanmama sebep olurdu bu kabuslarım. Özellikle de gemideki olaydan sonra bu durum sıklaşmıştı.

Salondaki karanlık ve çalan müzik hâlâ vardı. Açıkçası hangi enstrüman ile çalındığını tam kestiremedim. Arkadan piyano hafiften vuruyordu ama asıl işi kemanın sesi yapıyordu, galiba. Çok gürültücüydü müzik. Hatta müzikten de uzaktı. Kulağıma uğultu şeklinde geliyordu. Nereden geldiği tam bilemesem de kulaklarımı kapadığım hâlde sesi azalmıyor, beynimin içine işliyordu.

Sonunda karanlık kendi kendine geriye çekildi ve etraf bir anda aydınlandı.

Fakat müzik hâlâ çalmaya devam ettiğinde Kral sinirle ayağa kalktı ve yüksek sesle konuşmaya başladı.

"Her kim bunu yapıyorsa bilsin ki cezası ağır olacaktır! Yapmayı kessin! Yoksa gazabımdan hiçbiri şekilde kurtulamaz!"

Anlık hıncı ile tekrardan yerine oturdu. Kraliçe kolundan tutup büyük ihtimalle sakin kalmasını öğütledi.

Sonra garip bir şey oldu. Hem de çok garip. Salonun ortasında altı tane ruh varlığını andıran şeyler beliriverdi. Havada, daire şeklinde el ele tutuştular ve dönmeye başladılar. Bir yandan da çalan şarkıya karşılık hep bir ağızdan şarkı söylediler.

"Bir gün bir gece,
Ay nasıl da parladı gökte.
Sordular merak edince,
Bu gösteriş de ne diye?

Ay cevap verdi şimdiye,
Hem de ne var bunda diye.
Konuştu durdu kendince,
Sonra sustu zaman geçince.

Baktı ki hükmüne,
Bitmişti ki şimdiye.
Güneş daha parlaklık verdiğinde.
Utandı dağın arkasına geçtiğinde.

Şimdi güneş başladı böbürlenmeye.
Ben aydan daha da iyiyim diye.
Yine zaman geçtikçe,
Sustu geriye çekildikçe.

İkisi de birlikte,
Anladı ki bu hep böyle.
İkisi birbirinden üstün değil de,
Beraber bütün olacaktı birleşince.

Her şeyin zıttı vardı.
Karanlık ile aydınlık.
İyilik ile kötülük.
Güzellik ile çirkinlik.
Ne varsa hepsi de bir bütün.
Bunu anlamak ne de büyük!

Öyleyse şimdi söyle bana,
Zıttı var mı ki gazabın da?
Soruyorum cevap ver bana.
Var mı öfkenin zıttı bunda.

Bak dinle var bir hikaye,
Anlatacağım, anlayacaksın diye.
Varmış bir prens bir gün bir yerde.
Zeki ve alımlıymış pek de!
Lakin varmış eksik bir şeyde.
Hırs kendisini ele geçirince.
Nasıl da yenik düşmüş herkese.
Beslemeye başlamış öfke.
Bir gün demiş ben gelirim diye.
İnanan olmamış kimse.
Tanrı onu çevirince küle.
Dönüşmüş bir efsaneye.
Dinlesin herkes öyleyse.
Hırslı kişi geri gelince.
Öfke dolu olacak pek de!
Bak bir dans edenlere.
Hepsi de benim emrimde.

GAZAP DANSI (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now