3. KISIM - 36. BÖLÜM

1.5K 127 43
                                    

Plan ve Girdap

Akşam olduğunda ilk işim Roan ile konuşmak oldu. Çünkü bütün gün yine surat asıp durmuştu.

"Emin misin?" diye sordum gözlerinin içine bakarak. O ise bana bakmak yerine gözlerini kaçırdı.

"Eminim," dedi daha sonra. "Gerçekten, sadece moralim bozuk bugün."

"Pekâlâ," dedim daha fazla ısrar etmeyip. "Festivale gelecek misin?"

Başını olumlu anlamda salladı. Ben çoktan üstümü giyinmişken o hâlâ hazırlanmamıştı. Beklememi de istemediği vakit odadan çıkıp direkt aşağıya indim. Çoktan müzikler eşliğinde danslara başlanmıştı bile.

Ülke hanedanının da katıldığı bir festivaldi. Fakat sadece saraya ait kesimin katıldığı türdendi. Sebebi tamamen tedbirli olmaktı. Bu nedenle de geçen katıldığım davet kadar kalabalık değildik ama bu kez daha bir hareketliydik.

Herkes yavaştan gelmeye başladığında gözlerim Hermes'i aradı. Ben hâlâ etrafıma bakınmaya devam ederken bir elin omzuma dokunduğunu hissettim. İrkilerek geriye döndüğümde Hermes'i gördüm.

Gelişigüzel iliklenmiş, beyaz, bol bir gömlek ve üzerine de siyah bir ceket giyinmişti. Yine siyah bir kemeri, pantolonu ve botu vardı. Başında ise eski püskü bir deri şapka, parmaklarına çeşit çeşit yüzükler ve bir de boynuna demir bir kolye takmıştı. Belinde hançer ve küçük bir kılıç varken deri ceketinin cebinde ise pusulanın sapı gözüküyordu.

"Ee?" dedi ellerini iki yana açıp. "Nasılım?"

"Bir şeyler eksik," dedim papağanı ima ederek. Sırıtarak bana baktı. Sonra da başındaki şapkayı çıkardı ve papağanı gösterdi.

"Tamamlandı mı?" diye sordu.

"Başında papağan ne geziyor Tanrı adına."

"Sana da bir şey beğendiremiyoruz," diye cevap verdi. Sonra da papağanı eline aldı ve sevmeye başladı.

"Ona ne kadar memnuniyetsiz olduğunu söyle, hadi."

Gözlerimi şaşkınlık ile açarak ona baktım. "Papağan cidden bunu mu söyleteceksin?"

"Evet," dedi keyifle. "Hadi bakalım. Memnuniyetsiz."

Heceleyerek söyledikten sonra papağandan hâlâ çıt çıkmadı. Kollarımı kavuşturarak ona baktım.

"Bak. O bile yalancı olduğunu biliyor."

Hermes başını sağa sola salladı. Sonra da onu omzuna koydu ve şapkasını da başına geri taktı. İki adım yaklaşıp dibime kadar geldiğinde fısıltıyla konuştu.

"Birinci kata çıkacağız. Orada bekleyen bir orbun olacak. O sayede anahtarı alabileceğiz."

"Orbun?" diye sordum.

"Hepsinin de amaçları farklı oluyor," diye cevap verdi. "Kimisi de insanlara çalışmaktan geri kalmıyor işte."

"Peki ya defter ya da işte kitap mı neyse, o nerede tam olarak?"

GAZAP DANSI (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now