3. KISIM - 43. BÖLÜM

1.3K 125 22
                                    

Hastalığın Yayılışı ve Hermann'dan İttifak Teklifi

Büyücü kadının evine geldikten sonra bana yüzümün kireç gibi olduğunu, puttan da bir farkım olmadığını söyledi. Ona aldırış etmedim. Hatta anlattığı hiçbir şeyi anlamamıştım da zaten. Bu nedenle de bir ton kızdı bana. Sonra hâlimin ne kadar berbat olduğunu görünce azarlamayı kesti ve yanıma oturdu.

"Yine birisini mi kaybettin?" diye sordu. "Bir ölü gibisin de aynı."

Yok, sadece bir ölüyü diriltmiştim. O kadar.

Buna da cevap vermedim. Bu kez sinirlenmeye başladı.

"Neyin var senin ha! Sana diyorum sana! Duymuyor musun beni?"

"Moralim bozuk," dedim.

"Yok senin kafan bozuk!"

Çenemi kapalı tuttum. Sonra da malum sorulardan birisini sordum.

"Bana Işık Aşıkları'nın tarihini anlatır mısın lütfen?" dedim. Hatta ısrar ettim. Yaşlı büyücü bunu ilkin reddetse de anlatmayı kabul etti.

Aslında ben de bir şeyler biliyordum. Yine de o iyi bir öğreticiydi. Benim kaçırmış olduğum detayları o biliyor olabilirdi.

Ayrıca söylemem gereken bir şey daha vardı. Buraya gelmeden önce zihnimin kapılarını yaşlı büyücüye karşı korumuştum. Bu yüzden bana o kadar sinirlenmişti. Zaten sürekli zihnimi okuması hakkı da değildi.

"Orbunlardan sonra dünya alemine yaratıldılar," diye başladı anlatmaya.

"Ama orbunlar en çok insanların yaratılışından rahatsızlık duydu. Çünkü insanlar sleyler gibi değildi. Sleyler genelde kendi topraklarında yaşayan canlılardı. Kimse kimseye karışmazdı. Elbette arada savaşlar ve kargaşalar olmuyor değildi. Yine de sleyler barış yanlısı varlıklardı. Bu nedenle de dağlarda yaşayan orbunlara dokunmak da istemediler. Lakin bir gün Kraliçe Anna öte diyardan bir çiçek getirdi. Ölümsüzlüğü temsil ediyordu ve Anna orbunlardan üstün olduğunu düşünüyordu. Bu nedenle de çiçeği toprağa ekti. Ona su ve sevgi verdi. Lakin çiçekteki hastalık soylarına, topraklarına karıştı ve yavaş yavaş tükendiler. O esnada ise ilk insanlar yaratılmaya başlanmıştı. Onları görebilen insanlar azdı bu nedenle.

Işık Aşıkları'nın güzel bir özelliği vardı. Etraflarına kendi ışıklarını saçarak barışı temsil ederlerdi. Beyaz ve sarı ışık onları tanımlayacak en doğru renktir. İyileştirici özellikleri bulunur. Sleylerin muhteşem bir ikna etme kabiliyeti ve akıl çeldirici özellikleri vardı. Onun dışında da dış görünüş olarak bizlerden veya orbunlardan farklı bir özelliği yoktu. Yine de Işık Aşıkları güçlü ve bir o kadar da narin yaratılmışlardı. Orbunlar gibi daha güçlü, kuvvetli, kaba değillerdi yani. Zariftiler.

Başka da anlatılacak bir şey yok. Hepsi bu kadar. Ama eğer tarih öğrenmek istiyorsan kütüphaneye veya başka bir hocaya gitsen iyi olur. Zira hem dersimi hem de vaktimi çalıyorsun. Bunu bir daha yapmam. Bilmiş ol."

Bunları zaten ben de biliyordum. Yine de lafımı dinleyip anlatması bir mucizeydi.

"Peki gidebilir miyim artık?" diye sordum.

"Defol git," diye karşılık verdi. O esnada kulübenin kapısı vuruldu ve yaşlı büyücünün yerine kapıyı ben açtığımda kapıda bir askerin gelmiş olduğunu gördüm. Bize daha doğrusu yaşlı büyücünün saraya gelmesi gerektiğini söyledi. Büyücü kadın ilkin sebebini sorsa da asker açık bir şekilde geliş nedenini anlatmadı. O yüzden de büyücü birazdan geleceğini, kendisini beklemesi gerektiğini söyledi ve askılıkta duran cüppeyi üzerine geçirip şapkasını da kafasına taktı. Ardında da Keri'yi evde yalnız bırakarak dışarı çıktık.

GAZAP DANSI (TAMAMLANDI)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن