11. Bölüm

89.9K 6.4K 1.9K
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın ❤️

Yorumlarınızı gördükçe yazasım geliyor 💗

İYİ OKUMALAR ❤️

"Abla mehir olarak ne isteyeceksin?"  Diye soran Pınar'a Bayık bayık baktım. Farkında mıydı bilmiyorum ama 4. kez aynı soruyu sormuştu. Ne istiyeceğimi bilmiyordum. O kadar aman aman bir şey de istemek istemiyordum. Kafam allak bullak olduğu için ne istiyeceğimi hiç düşünmemiştim.

"Şimdi sen durumlarını bilmediğin için ne istiyeceğinde de bilmiyorsun dur. Ablacım zengin Koca alıyorsun. Ben biraz araştırdım. Durumları gayet iyi hatta hadinden fazla iyi. Adamın iki mesleği var zaten. Öğretmenlik, imamlık. Ayrıyeten babadan kalma binalar,marketler ve spor salonu falan. Hatta spor salonunu erkek kardeşi işletiyormuş...Ve dip not: bütün binalarında ki daireler kiralı. Abla siz evlenince nerede oturacaksınız? Eğer anne ile kavga edersem geleyim mi size? Zaten bu aralar anne ile aram bozuk." Daha da konuşucağını anlayınca söze girdim.

"Anne ile aran neden bozuk? "

Bakışlarını kaçırdı. Elleriyle oynamaya başladığında daha dikkatli baktım ona. "Yine tesettür için zorladı. " Dedi. Sıkıntıyla ağzımdan büyük bir nefes verdim. Konuşmaya devam etti. "Dinimizi seviyorum sende biliyorsun ama tesettüre zorlaması beni korkutuyor. Yaşıtlarım bu yaşlarında aile zoruyla kapanınca yıllar sonra açılıyorlar ama gereğinden fazla. Ben de onlar gibi olmak istemiyorum abla. " Akan gözyaşlarını hızlıca sildi.

Onu kucağıma çekip sıkıca sarıldım. "Ben onunla konuşacağım tamam mı? Ağlama. Sen kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman kapanacaksın. Sana söz veriyorum seni zorla kapatmasına izin vermeyeceğim." Dedim kesin bir dille.

Başını salladı ve bana daha sıkı sarıldı. "Özür dilerim. " Diye fısıldadı. Saçlarını okşayıp, bir öpücük kondurdum. "Neden özür diliyorsun?"
Burnunu çekip bakışlarını başka tarafa çevirdi. "1,2 saat sonra nikahın var, ben gelmişim yanında ağlıyorum. Bunun için özür diliyorum."

"Tabii ki yanımda ağlayacaksın. Senin benden başka kimin var salak?" Dedim. Sona doğru dediklerimi şakaya vurarak. O da kendini tutamamış gülmüştü. "İyi ki benim ablamsın" gülümsedim ve onu kendimden ayırıp ayağa kalktım. "Hadi kalk. Elbisem kırışacak ütüleyip giydim birde." Deyince beni süzmeye başladı. "Ooo Rümeysa hanım kime süslendiniz? Ne bu güzellik? " Dedi. Böyleydi işte Pınar... iki dakika önce ağlıyorsa iki dakika sonra güler.

Tek kaşı havada yüzündeki muzip ifade ile bana bakıyordu. Yüzümün yandığını hissettiğimde elimi yelpaze gibi yapıp sallamaya başladım. "A-a birde kızardık. Görende seni Polat enişteme-"  uyarı dolu bakışlarımı ciddiye alıp sustu. Yetmedi ağzına fermuar çeker gibi yaptı. "Tamam sustum be"

Onu dinlemiyormuş gibi yapıp odamdaki dağınıklığı toplamaya başladım. Zaten o da birkaç dakika daha odamda oyalandıktan sonra benden karşılık alamayacağını anlamış olacaktı ki çıkıp gitmişti. Oda da hiç bir dağınıklık kalmayınca istemeye istemeye yatağın üstüne oturdum. Üstümdeki elbise kırışacak diye ödüm kopuyordu. Beyaz saten bir elbise giymiştim. Kollarında gümüş detaylı inciler vardı. Bel kısmında da Kemer şeklinde o inciler vardı. Her ne kadar Kemerli bir elbise de olsa vücut hatları mı çok öne sermemişti. O yüzden çok sevmiştim elbiseyi. Şalım da elbisenin rengine uyacak renkte ve tonda seçmiştim.

Telefonumu elime alıp sosyal medyada gezinmeye başladım. Sosyal medya kullanıyordum ama herhangi bir paylaşım falan yapmıyordum. Ya da kendi adımı ve soyadımı içeren bir  hesap açmıyordum.  Hem ailem katıydı hem de akraba denilen gereksiz varlıklar vardı. Ben böyle böyle düşünürken WhatsApp'tan Bir bildirim düştü.

GÖRÜCÜ MÜ ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin