12. Bölüm

87.9K 6.3K 3K
                                    

BEN GELDİMMMM 👀

OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYALIM ❤️

20 BİNNNNN 🦋

İYİ OKUMALAR ❤️

"Ben senden başkasını sevmem, benide senden başkası sevmesin. Olur mu? " Diye sordu.

Ölüm sebebi?

Aşırı dozda Mutluluk.

Ben ona baka kalırken o hiç istifini bozmadan bana bakıyordu. "Evleneceğiz. Gözüm harama kaymaz benim. Siz varsınız,siz varken niye başkasına bakayım? Demek istediğim anlaşırsak mutlu olabiliriz belki.  Zaman her şeyin ilacı. Belki sizde beni zamanla seversiniz." Deyip sustu. Terli avucumu elbiseme silip söze girdim." Diyelim ki ben sizi sevdim.  Peki siz...siz beni sevecek misiniz?" Bakışları bende asılı kaldı. Bir kaç saniye sustuktan sonra" sevmemi ister miydiniz?" Dedi.

Bu adam neden soruma soru ile karşılık veriyor?!

"Haksızlık. Soruma soru ile karşılık veriyorsunuz!" Diye sitem ettim. Sitem etmeme tebessüm edip yaslandığı banktan bedenini çekti. Bir kaç adım attıp yanımda durdu. Ben gideceğini zannettiğim sırada bir kez daha söze girdi. "Severim. Siz beni sevmezseniz bile, ben sizi severim Rümeysa hanım"lafını bitirir bitirmez yanımdan geçip gitmişti. Arkama dönüp peşine takıldım. "Ben de sizi severim o zaman" dedim pat diye. Seri ve hızlı adımları dediğim şeyle bıçak gibi kesildi. Nefesimi tutup bana bakmasını bekledim. Öyle de oldu birkaç saniye sonra arkasına döndü.

"Severim derken?" Dedi sorarcasına. Şaşırmıştı, aslında ben de şaşırmıştım. Kendimden böyle bir çıkış bekletmiyordum. Yine de bozuntuya vermeyerek devam ettim.
"Eğer beni severseniz ben de sizi severim." Kaşları hayret edermişçesine havaya kalktı.

Niye bu kadar şaşırmıştı? Onunla evlenecektim zaten. Şimdide eğer beni seversen ben de seni severim demiştim. Bir ömür boyu iki yabancı gibi yaşıyamazdık.

Aynı yatağı paylaşacaktık sonuçta...

"Duygularınızı kontrol edemezsiniz Rümeysa hanım." Dedi anlam veremediğim bir ton ile. Ne demek istemişti? "Anlamadım?" Ellerini siyah pantolonun cebine soktu."Diyorum ki; duygularınızı kontrol edemezsiniz. Birisinden nefret edeceğim deyip nefret edemezsiniz ya da birisine aşık olacağım deyip aşık olamazsınız. Bu tamamen kalbinizin insafına kalmış. Sevmek istiyorsa kalbiniz, seversiniz. Ama sadece dilde severim demek aşka ihanet olur. Aşka ihanet etmeyin" diye bitirdi sözlerini. İçimde bir şeyler oynadı,hatta bir ara midemin yandığını hissetim ama yüzümdeki ifade sarsılmadı. "Ben aşka ihanet etmeyeceğim." Diye kendi kendime konuştum. Duymuştu. Ne kadar kısık sesle söylesem de duymuştu.

"O zaman bir gün beni severseniz dilde değil kalp ile sevin? " Dedi.

Bu adam... Çok garip. Çok ince düşünüyor. Bu devirde böyle adam kaldı mı diye düşünüyorum,sonra ise karşımda durduğunu hatırlıyorum. Polat imam bey başka bir mevzuydu.
Ve ben bu mevzunun içine dalacaktım.  "Söz veriyorum. Eğer bir gün sizi seversem tüm kalbimle seveceğim." Dedim kendimden emin bir dille. İçten olacak şekilde tebessüm etti. Karnımda ki sızı bir kez daha kendini hatırlattı.

O Gülünce neden karnımda bir sızı beliriyordu? Bu sızıya ne diyordu aşkı tadan insanlar? Kelebek hissi mi?

Eğer bu sızı kelebek hissiyse,benim kelebeklerim bu adam sayesinde ömür boyu yaşayacaklardı.

Biliyorum, hissediyorum... Polat beni çok mutlu edecekti çünkü babama benzemiyordu. Benim belki de ilerde seveceğim adam, babama benzemiyordu. ALLAH'TAN daha ne istiyebilirdim ki ben?

GÖRÜCÜ MÜ ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin