31. Bölüm

69K 7.1K 2.2K
                                    

Merhabalar 💗

Nasılsınız?

Sınır: 1,6 bin oy 1,3 bin yorum.
(Yorumlar bölüm ile ilgili olsun lütfen)

İyi okumalar ❤️

Öğle namazımı kıldıktan sonra yemek yapmak için mutfağa girmiştim.
Yemek yemeyi severdim ama yapmak için aynı şeyi söyleyemeyecektim. Babam'ın evinde yaşarken çok fazla yemek yapmazdım. Küçüklüğümden gelen bir alışkanlık falan da yoktu. Kimse öğretmemişti. O kadının ise yaptığı yemekleri mecburen yerdim. Çünkü küçük bir çocuğun kendine yapabileceği tek şey; salçalı ekmek olurdu. Salçayı da sürmeyi tam anlamıyla beceremezdim ya neyse.

Yemeğin tuzu eksik diye yemeği annemin suratına çarpan babam; Sevgilisi yemeği kötü yapsa bile afiyetle yerdi.

Ne kadar da romantik değil mi (!)

Oysaki annem çok güzel yemek yapardı. Kolunda ki sızlayan yaralara rağmen kalkıp yemek yapardı. Aldığı karşılık ise daima değişmezdi. Küfür, dayak.

Neydi bu nefret?

Neydi bu kin?

Ben çok kırıldım, çok fazla sustum, çok fazla düşündüm. Ondan bu sürekli dalıp gitmelerim,ondan bu herşeye gülmelerim. Gülmezsem ağlarım, ağlarsam sevdiklerim üzülür.
Bazen çok çaresiz hissediyorum. Çünkü ölü birisini özlemek çok ağır bir yük. Geri gelmeyeceğini bile bile özlemek... Annemi çok özlüyorum. En çokta annemin yokluğunu düğünümde ve kınamda hissetim. Ağlarken bana sarılan bir annem yoktu. Ya da düğünümde beni gülümseyerek izleyen annem yoktu. Benim annem yoktu.

Derin nefes aldım. Ama sanki aldığım nefes boğazımda takılı kaldı. Neden böyle oluyor? Neden her mutlu olduğumda kendimi üzmek için bir şeyleri hatırlamaya çalışıyordum. Ne zaman böyle yapmayı bırakacağım?

Mutlu olmaya o kadar yabancıydım ki, her an bozulacak diye ödüm kopuyordu.

Yemekler ve tatlı hazırdı. Salata, mercimek çorbası, pilav, muhallebi tatlısı.

Favvv yemeklerimmm

Hepsini yapmam sadece 2,5 sattimi almıştı. Şimdi ise evde sıkıntıdan ölmemek için Polat'ın yanına gidecektim. İkindi namazına daha çok vardı. Büyük ihtimalle her öğle namazından sonra yaptığı, sohbet derslerinden birini yapıyordu. Ama çoktan bitmiş olacağını düşündüğüm için yanına gidecektim.

Üstüme yemek kokusu sinmişti. Onun yanına böyle gitmek istemediğim için yatak odasına girdim. Üstümü değiştirecektim. Gözüm pencereye takıldı. Yağmur yağacaktı. Saat daha erkendi ama yağmur bulutları çoktan gökyüzünü kaplamıştı. Önüme dönüp gardırobun kapaklarını açtım. Ne giyebileceğime baktım.

Asker yeşil olan elbiseye gözüm takıldı. Askıdan çekip aldım. Çok fazla renkler kıyafetim yoktu. Genelikle kapalı renkler giymeye çalışırdım. Havanın yağmurlu olacağını göz önünde bulundurarak balon kollu, beyaza çalan bir kazak aldım. Şallarımı yerleştirdiğim çekmeceyi açıp, elbisenin rengine uyan asker yeşili olan şalı elime aldım. Çekmeceyi kapatıp yatağa doğru yürüdüm. Elimdekileri yatağa bıraktıktan sonra pencereyi kapatmak için arkama döndüm. Hızlı adımlarla pencereyi kapatıp, perdeyi çektim. Dakikalar sonra üstümü giymiş,şalımı yapıyordum. Şalımın uçlarını arkaya attım ve daha düzenli olması için bağladım.

 Şalımın uçlarını arkaya attım ve daha düzenli olması için bağladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
GÖRÜCÜ MÜ ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin