25. Bölüm

94.7K 6.3K 3.6K
                                    

Merhaba.

Depremden zarar gören kişilere Allah şifa versin,Ölenlere de rahmet eylesin.

İnşallah iyisinizdir.

Bölümün geç gelme sebebi zaten bu. Hepinizde anlayışla karşıladınız, teşekkür ediyorum.

İstek üzerine bölüm şarkıları 👇

1. Emir can iğrek: Kor

2. Sena Şener: porselen kalbim

3. Evin sarıboğa- Ax u emman...

🤍

Sınır: 700 oy 750 yorum.

İyi okumalar 🤍

Yunus Mir.

Mehmet Mir'in ve Rana Mir'in çocuğu.

Ben 24, o 23 yaşındaydı. Evlendikten sonra değil,annem ile evliyken başka bir kadından yaptığı çocuktu. Hiç bir zaman aynı evde yaşamadık. Yaşayamadık...

Annem öldükten sonra Çocuğu ile karısını eve getirmişti. Yunus en fazla 1 ay evde kalmıştı çünkü Rana hanım çocuğuna zarar vereceğimi söyleyerek babamı doldurmuştu. Başta beni göndermek istemişti. Anneannesi baksın diye babama bir fikir sunmuştu ama babam o kadar da değil, deyip karısını reddetmişti.

Ne iyi baba ama (!)

Haksız değildi aslında. Bir kaç kere çocuğuna saldırdığımı görünce o kararı almıştı.

Saldırmıştım...

Çünkü benim başımı bir kere bile okşamayan adam; o erkek çocuğu ile akşamları oyun oynuyordu.

Ben de onun kızıydım. Ben de onun çocuğuydum. Yıllar boyunca Yunus'la aramdaki farkı aradım ama bulamadım. Aslında aramızda fark yoktu... Sadece o erkek çocuğuydu ve sevdiği kadından olan bir çocuktu.

Ben ise kız çocuğuydum ve nefret ettiği kadından olan çocuktum.

Aramızdaki fark buydu.

O bir ay boyunca babamın hiç görmediğim yüzüyle tanıştım.

Merhamet,Sevgi, Güler yüz...

Ben babamın bana yapmadığı her şeyi diğer çocuğuna yaparken gördüm şimdi soruyorum size. Hangi aldığım nefes yaşadığımı kanıtlar?

Annem varken hiç öyle değildi. Hatta bazı geceler eve bile gelmezdi. Yunus bizimle bir ay yaşadıktan sonra İzmir'e anneannesinin yanına gitmişti. Aslında Yunus'u da göndermeyecekti babam. Ama birkaç kere Yunus'u merdivenlerden itmeye kalkıştığımı kendi gözleriyle görünce, psikolojik sorunlarım olduğunu söyleyip Yunus'u, İzmir'e gönderdikten sonra 2 yıl boyunca çocuk psikoloğuna göndermişti. Psikolojim annem yüzünden değil babam yüzünden bozulmuştu ve kendi çabalarıyla bunu düzeltmeye çalışmıştı Babam. Annem öldükten sonra.

Çünkü karısıyla birlikte sakin yaşamak istiyordu, delirmiş bir kız çocuğunu evinde istemiyordu. Hiçbir zaman tek derdim babamın almadığı oyuncak olmamıştı. 2 yılın sonunda psikoloğum hiçbir şekilde ilerleme kat edemediğimi babama söylediğinde babamın delirdiğine şahit olmuştum.

Belki psikoloğumun yanında bir şey dememişti ama o gece bana attığı tokat'ın morluğu ile bir hafta boyunca etrafta gezmiştim. O zamanlar 12 yaşındaydım ve artık babamın attığı tokatları saklamanın iyi bir şey olmadığını fark etmiştim. O yüzden hiçbir şekilde yüzüme fondöten sürmüyordum. Bakkala bile gittiğimde yoldan geçen birisinin bakışlarının yanağıma indiğini hissedebiliyordum. Attığı tokat'ın sertliği o kadar çoktuki,yanağıma günlerce gitmeyecek bir morluk hediye etmişti.

GÖRÜCÜ MÜ ? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin