1.9

62K 4.3K 245
                                    

Okunma var ama hiç oy yok:( Ve bu gerçekten üzücü...

...

Sabah erkenden kalkmış ve güzelce kahvaltı etmiştim. Ardından hızla hazırlanıp evden çıkmıştım. Biraz erken gitmek istemiştim fakat şansıma otobüs gelmemişti. Neyse ki geç kalmamıştım.

"Hoş geldiniz Bade hocam." Turgut hocayı görünce gülümsedim. Elliye merdiven dayamış ama çok dinç bir adamdı. Eşi ise hastanede hemşireydi. Çok tatlı bir çiftlerdi...

"Hoş buldum Turgut hocam. Nasılsınız?"

"İyiyim. Asıl sen nasılsın? Olayları duyunca çok üzüldüm. Maalesef insanımız böyle en ufak şeyi memleket meselesi gibi yayıp saçma yerlere çekiyorlar. Ama gelmene çok sevindik. Senin gibi bir doktoru böyle bir sebepten kaybetmek kötü olurdu."

"Teşekkür ederim hocam. Biraz kötü etkilendim geldikten kısa süre sonra böyle bir olay yaşayınca fakat şuan daha mantıklı düşünüyorum."

"Sevindim. Tekrardan hoşgeldin. Yalan söyleyemeyeceğim biraz da omuzumdaki yük hafifleyecek. Çocuk hastalarla en iyi sen anlaşıyorsun." Dedi gülerek. Kısa sohbetimiz seviyeli ve güzeldi. Böyle insanları seviyordum. Ama maalesef her güzel şeyin sonu vardır,

"Gelmişsin." Berna...
Cevap vermedim. Neden? Gerek yoktu. Geldiğimi görmüyor muydu zaten?

"Onca lafı ve gerçekleri işittikten sonea gelmen komik." Cevap verme Bade.

"Ben olsam utanırdım." Turgut hoca kaşlarını çatmış ve tahminimce ne kadar ileri gideceğini bekliyordu.

"Neden utanacakmış?" Arkadan duyduğum ses ile bakışlarımı oraya çevirdim. Pars Berna'nın arkasındaki kapıdan bize doğru geliyordu.

"Pars?"

"Pars komutanım?" Turgut hoca ve Berna şaşkınca tepki verirken ben sessizliğimi korudum. Etrafta yaralı asker olmadığına göre, burada olması şaşırtıcıydı.

"Hasta mısın Pars? Neyin var? Yardımcı olayım. Turgut hocam." Dönüp beni görmezden geldi, "bir bakın siz, serum falan gerekse hemen hazırlayayım."

"Hasta değilim. Ve serum gerekseydi takmasını isteyeceğim son kişi olurdun."

"Ama Pars ben ne ya-"

"Sen yalanlar söyledin Berna. Biz seninle ne zaman konuştuk? Sen 'Günaydın.' 'İyi günler.' Falan demeyi görüşmek mi sanıyorsun? Sana karşı hep kibar davrandım ama son yaptıkların seni iyice düşürdü. Ve buraya geldiğimde duyduğum şey? Bade'ye utan diyorsun? Sence o mu utanacak kişi?"

"Pars ben-"

"Sen artık sus bence."

"Pars haklı Berna hemşire. Yaptığın hiç sana yakışmadı. Ayrıca hastaneye kadınları dedikodu amacıyla getirdiğini de çok iyi biliyorum. Tekrar uygunsuz bir davranışın olursa hakkında rapor yazacağımı bil lütfen." Turgut hoca son sözlerini söyledi ve acile geçti. Bense hala sessizdim.

"İki günlük kız için benimle böyle mi konuşuyorsun Pars? Kaç senedir yüz yüze bakıyoruz." Yüzün batsın.

"Bence artık mesafemizi korumamız belki de yüz yüze bakmamamız gerek Berna. Çünkü sen arkadaşca sohbetleri çok yanlış anlamışsın. Ayrıca ben Bade hanım ile ne anlamda olursa olsun konuşabilirim. O ve benim aramda bir durum bu. Buna karışma hakkın olmadığını da bilmiyorsun. En iyisi muhattap olmamamız." Cevap hakkı tanımadan bana döndü, "Bade hanım. Size bir konuda danışmam gerek. Müsait misiniz?" Saate baktım. Randevuma yarım saat vardı.

"Yarım saatim var ve şuan acil boş gibi. Turgut hoca oradayken biraz vaktim var. Buyrun isterseniz odamda konuşalım."

"Teşekkür ederim." Arkada bir adet yıkık Berna kaldı. Bence hak etti. Ağlamak serbest.

Badem ||Texting||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin